.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 298
Hüküm no: 195
Orijinal metin no: [77a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İstanbul’da ekmekçilerin ihtiyacı olan tuzun fiyatının yeniden belirlendiği

Tuzun narhına dâir.

Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în Mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki

Habbâzân esnâfının öteden beri ibâdullâhın me’kûlâtları için tabh ve i‘mâl edegeldikleri nân-ı azîze muktezî olan göl tuzu bâ-fermân-ı âlî-şânım Memleha-i Ahyolu Mukāta‘ası hâsılâtından celb olunugelmekle fi’l-asl lâzım olan tuzun kîlesini otuzar paraya iştirâ edegelmişler iken el-hâletü hâzihî İstanbul’da Tuz Emîni olan kimesne mugāyir-i şurût kîlesine seksen para teklîfiyle tesâddî etmekden nâşî Emîn-i mûmâ-ileyhin teklîf eylediği bahâya tuz iştirâ olunmak lâzım gelse cihât-ı sâire ile dahi masârif-i kesîreye giriftâr oldukları ecilden kendilerine vücûhla gadr ü zarar terettübünü mûcib olarak ahvâlleri perîşân olacakları ve rahîs bahâ ile sâir mahallerden tedârükü mümkün olamayacağı beyânıyla ba‘d-ezîn iştirâsına muhtâc oldukları tuzun kemâ-fi’s-sâbık fî-i kadîmiyle ahz ü iştirâsına râbıta verilip Emîn-i mûmâ-ileyhin ber-vech-i muharrer vâki‘ olan te‘addîsinin men‘ u def‘i için emr-i âlî-şânım sudûrunu esnâf-ı mezbûre bir kıt‘a arzuhâlleriyle istid‘â etmeleri [üzerine] Hazîne-i âmirem defterleri kuyûdu tetebbu‘ ettirildikde taşradan vürûd eden tuz sefîneleri önüne muhtekir ve Anadolu sefîneleri çıkmayıp ve deryâ yüzünde hufyeten tuz bey‘ u iştirâ olunmayıp kadîmden beri olageldiği vechile taşradan vürûd eden tuz sefîneleri doğru Hasır İskelesi’ne gelip Âsitâne harcı olan beyâz ve pâk tuzu ashâbı tuzculara ve sâir diledikleri gibi ibâdullâha si‘r-i râyici üzere bey‘ u füruht eylemek ve Memleha-i mezbûrede hâsıl olan tuz dahi müste’men sefînelerine ve Anadolu cânibine verilmeyip doğru Âsitâne-i sa‘âdetime celb olunup Tuz Anbârı’na nakil ve zikrolunan tuzun a‘lâ ve beyâzından bahâ-i kadîmi ile ekmekci tâifesine ve Bostâniyân-ı hâssa Ocağı tarafına mikdâr-ı kifâye tuz bey‘ ve i‘tâ olunmak Dersa‘âdet’ime vürûd eden ecnâs-i milhin şurût-ı nizâmından idiği ve Ahyolu Memlehası [77b] Emîni ile İstanbul habbâzân tâifesinin beynlerinde mukaddemâ dahi işbu tuz fiyâtına dâir vâki‘ olan nizâ‘a mebnî Ahyolu Memlehası’nda hâsıl olan tuzun otuz iki vakıyye gelen bir kîlesini ol vakit si‘r-i râyici olan yirmişer paraya iştirâya habbâzân tâifesi huzûr-ı şer‘de müte‘ahhid olduklarını mübeyyin Şeyhülislâm-ı esbak Mustafa Âşir’in İstanbul Kādîlığı hengâmında verdiği i‘lâmı mûcebince ba‘d-ezîn ziyâde mutâlebe ve noksan teklîf olunmamak üzere iki yüz bir senesi evâil-i Safer’inde tarafeynin yedlerine başka başka evâmir-i aliyyem verildiği Başmukāta‘a Kalemi defterlerinden nümâyân olduğundan gayri İstanbul sicillâtı nâtık olduğu üzere Dersa‘âdet’ime vürûd eden a‘lâ tuzun döğülmüş olarak beher vakıyyesi ibâdullâha dörder akçeye füruht olunmak üzere bin iki yüz on dokuz senesi Şa‘bân’ında taraf-ı şer‘den erbâbına tenbîh olunmuş olduğu sicillâtdan müstebân olmağla bu sûretde milh-ı mezbûrun beher kîlesini mukaddemâ yirmişer paraya alagelmişler ise de yirmi sene mukaddemlerde olup el-hâletü hâzihî döğülmüş tuzun narh-ı cârîsine nazaran esnâf-ı merkūmenin inhâları üzere otuz para dahi dûn olup Memleha-i mezkûre mukāta‘at-ı cesîme-i mîrîyyeden olduğuna binâen emvâl-i mîrîyyenin kesr u noksan terettübünden vikāyesi lâzımeden olmağla ba‘d-ezîn tarafeyne hayırlu olarak bir sûrete ifrâğ olunmak için iktizâ-yı nizâmı ricâl-i Devlet-i aliyyemden hâlâ Şıkk-ı Râbi‘ Defterdârı ve Hubûbât Nâzırı iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim el-Hâc Mustafa -dâme mecduhû-ya havâle olunup ol dahi esnâf-ı merkūmenin nizâm ustalarını getirtip husûs-ı mezbûr zımnında ba‘de küllî hesâb yine otuzar paradan ziyâdeye tuz iştirâsında tereddüd etmişler ise de nihâyetü’l-emr beher kîlesini kırkar paraya iştirâ etmeğe ırzâ olunmalarıyla bundan böyle Emîn-i mûmâ-ileyh dahi bir gûne kīl ü kāl ve yine ziyâde bahâ talebine ibtidâr ile esnâf-ı merkūmenin tuz husûsunda muzâyakalarını mûcib hâlâtı tecvîz ile maslahatı ibtâlden mücânebet ve Âsitâne-i sa‘âdet Mukāta‘a-i mezbûrun örüsüne dâhil olmak hasebiyle esnâf-ı merkūmeye lüzûmu kadar tuzun eriştirilmesine dikkat eylemek Mukāta‘a-i mezbûrenin şurûtu muktezâsından olmağla nizâm-ı kadîmi olageldiği üzere esnâf-ı mezkûreye lüzûmu olan tuzun vakt ü zamanıyla eriştirilmesi husûsuna sarf-ı vüs‘ ve makderet eylemek ve tuzun râyici tenezzül ve tezâyüd bulur ise yine tuzun beher kîlesi habbâzâna kırkar paraya verilip tarafeyn birbirlerine ziyâde ve noksan teklîf etmemek üzere Navl Kalemi’ne kaydolunup sana hitâben emr-i şerîfim sudûrunu ve Muhâsebe-i Evvel ve Başmukāta‘a kalemlerine ilmühaberleri i‘tâsını nâzır-ı mûmâ-ileyh bâ-takrîr inhâ etmekle mûcebince Navl Kalemi’ne kaydolunup kalem-i mezbûrlara ilmühaberleri verilmekle sana hitâben dahi işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve habbâzân yedlerine i‘tâ olunmuşdur. İmdi bâlâda zikr u beyân olunduğu üzere Âsitâne-i sa‘âdetim sevâhili Memleha-i mezkûrenin örüsüne dâhil olmağla fîmâ-ba‘d Mukāta‘a-i mezbûrun şurût-ı nizâmı ve olageldiği vech üzere esnâf-ı merkūmeye lüzûmu mikdârı tuzun vakt ü zamanıyla eriştirilmesi husûsuna Emîn-i mûmâ-ileyh sarf-ı vüs‘ ve makderet ve bundan böyle tuzun râyici tenezzül ve tezâyüd bulur ise habbâzâna yine kırkar paraya verilip tarafeyn birbirlerine ziyâde ve noksan teklîf etmemelerini tenbîhe dikkat ve hilâf-ı nizâm ve mugāyir-i emr u fermân bir gûne hareket vukū‘a gelmemesi emrine sarf-ı küll-i miknet eylemen bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi birle âmil olup hilâfından ihtirâz eyleyesin. Şöyle bilesin alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.

Tahrîren fî-selhi Cumâdelevvel sene ihdâ ve işrîn ve mieteyn ve elf.

El-Kostantıniyyeti’l-mahrûse