İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 315 Hüküm no: 212 Orijinal metin no: [82a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hassa Bostancılar Ocağında gösterdiği sadakat ve gayretten dolayı Anton isimli zimmi ile çocukları ve hizmetkârlarına cizye, avarız vs. yükümlülüklerden muafiyet tanındığı ve çeşitli kolaylıklar sağlandığı
“Mûcebince amel oluna.”
Akzâ kuzâtü’l-Müslimîn, evlâ vülâti’l-muvahhidîn, ma‘denü’l-fezâili ve’l-yakīn, râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn, vârisü ulûmü’l-enbiyâi ve’l-mürselîn, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-mu‘în Mevlânâ İstanbul Kādısı -zîdet fezâilühû- ve iftihârü’l-ümerâi ve’l-ekâbir, müstecmi‘u cemî‘i’l-ma‘âlî ve’l-mefâhir, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-kādir bi’l-fi‘il Dergâh-ı mu‘allâm Yeniçerileri Ağası olan ( ) -dâme ulüvvuhû- ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim, câmi‘ü’l-mahâmid ve’l-mekârim, el-muhtassu bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’d-dâim Dergâh-ı mu‘allâm kapıcıbaşılarından İstanbul Cizyedârı ( ) -dâme mecduhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki
Anton nâm zimmînin takdîm eylediği arzuhâlinde; sıgār-ı sinninden beri Bostâniyân-ı hâssa Ocağında ber-vech-i sadâkat ve istikāmet hizmet eylediğinden bahisle emsâli misillü mu‘âfiyeti hâvî emr-i şerîfim i‘tâsını istid‘â ve o makūle ibrâz-ı hüsn-i hizmet ve sadâkat edenler haklarında inâyet ve ihsân-ı şehriyârânem bî-dirîğ ve erzân kılınması âdet-i hasene-i şehriyârâne ve şîme-i kerîme-i Pâdişâhânemden olduğuna binâen vâki‘ olan hizmet ve sadâkati mükâfâtı olarak milleti beyninde li-ecli’l-imtiyâz mu‘âfiyeti husûsuna irâde-i mülûkânem ta‘alluk edip ol bâbda hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum sahîfe-pîrâ-yı sudûr olmağla şeref-efzâ-yı sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum mûcebince amel olunmak fermânım olmağın mersûmun mu‘âfiyetini hâvî işbu emr-i şerîfim ısdâr ve yedine i‘tâ olunmuşdur. İmdi siz ki mevlânâ ve Yeniçeri ağası ve Cizyedâr-ı mûmâ-ileyhimsiz, mersûmun hizmeti mukābelesinde milleti miyânında mümtâz ve ser-firâz olması lâzımeden olduğuna binâen kendisi ve oğulları ve iki nefer hizmetkârlarının mu‘âfiyetleri husûsuna müsâ‘ade-i aliyyem erzânî kılındığı ma‘lûmunuz oldukda ber-vech-i muharrer mersûm ve oğulları ve iki nefer hizmetkârları cizye-i şer‘iye ve avârız-ı dîvâniyye ve tekâlîf-i örfiye ve şâkkadan mu‘âf u müsellem olup cizyedârlar taraflarından tezkire teklîfi ve âhar bahâne ile dahl ve ta‘arruz olunmamak ve mersûmun kisvesine ve süvâr olduğu bargir ve atına ve âlât ve bisâtına ve kayığına kimesne tarafından bir türlü bahâne ile müdâhale ve ispenç ve kul ve câriye ve bağ ve tarla resmin ve kassâbiye ve kürekci akçesi talebi ve ordu-yı hümâyûnum teklîfiyle ümenâ ve ummâl taraflarından rencîde ve hânesine konak tutulmayıp ve kassâm tarafından tahrîr teklîfiyle ve resm-i kısmet talebi ve âhar bahâne ile remîde ve kendisi ve hânesine mahsûs olan İstanbul gümrüğü ve masdariye ve resm mutâlebe ve kendi bağından hâsıl olan mahsûlü hânesine naklolundukda iskele ve kapılarda zâbitân tarafından mümâna‘at ve harc akçesi talebiyle rencîde olunmayıp ve sâkin olduğu hânesine zâbitân tarafından cebren kimesne girmeyip ve bir kimesne ile ahz ü i‘tâ ve sâir husûsda umûr-ı şer‘iye vâki‘ oldukda mâdâm ki kendi hattıyla mümzâ ve muharrer temessük veyâhûd hüccet-i şer‘iye olmaya, bilâ-sened-i şer‘î şâhid-i zûr ile kat‘an da‘vâsı istimâ‘ olunmayıp ve vâki‘ olan da‘vâsı şurût-ı mezkûre üzere Dîvân-ı Âsafî’de istimâ‘ olunup âhar yerlerde istimâ‘ olunmamak ve berren ve bahren bir yere gitmek vâki‘ oldukda kimesne tarafından müdâhale ve ta‘arruz ettirilmemek ve mahûf ve muhâtara olan yerlerde zâbitân tarafından emîn adamlar yanına ta‘yîn olunup mahâlline âminen ve sâlimen îsâl ve her husûsuna himâyet ü sıyânet olunup vüzerâ ve mevâlî ve mîrimîrân ve mîrlivâ ve kādîlar ve mütesellimler ve voyvodalar ve sâir zâbitân taraflarından sebeben mine’l-esbâb rencîde ve bu vesîle ile âhar himâye olunmamak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki: Hükm-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla amel ve hareket ve hilâfından tehâşî ve mübâ‘adet eyleyesiz. Şöyle bilesiz alâmet-i şerîfeme i‘timâd kılasız.
Fî-evâili Ramazan sene 1221
Be-makām-ı Kostantıniyyeti’l-mahrûse
|