|
İstanbul Mahkemesi 137 Numaralı Sicil (H.1236-1238 / M 1821-1822) cilt: 86, sayfa: 95 Hüküm no: 54 Orijinal metin no: [12b-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Ağa ve kardeşi Yunus Ağa b. Yunus ile Şerîfe Zeliha Hatun’un manav gediği davasında birbirlerinin zimmetlerini ibrâ ederek sulh oldukları
Manav gediği nizâ‘ından birbirleriyle ibrâları
Ma‘rûz[-ı dâ‘î-i devlet-i aliyyeleridir ki]
Mübârek rikāb-ı şevket-meâb-ı hazret-i Zıllullâhîye takdîm olunan işbu arzuhâl bâlâsına şeref-efza-yı sahîfe sudûr olan fermân-ı celîlü’ş-şâna imtisâlen zikri âtî vakıf dekâkînin hisse-i ma‘lûmelerine mutasarrıflar olan Mehmed Ağa ve li-ebeveyn er karındaşı Yunus Ağa ibney el-Hâc Yunus nâm kimesneler evvelen bi’d-defa‘ât zikri câ‘î husûsu istimâ‘ ve fasl ü hasm içün taraf-ı dâ‘iyânemden me’zûnen mürsel kâtib Mehmed Azîz Efendi dâ‘îlerinin Pazar günü Beşiktaş sâhil sarayında dîvân odasında huzûr-ı hazret-i ağa-yı Dârü’s-sa‘âdeti’s-seniyyede bi’l-ma‘iyye rü’yete memûr Haremeyn-i muhteremeyn müfettişi mevâlî-i izâmdan Hatîbzâde fazîletlü es-Seyyid Mehmed Derviş Efendi ile akd eylediği meclis-i şer‘de ve ba‘dehû bi’t-terâzî müfettiş efendi-i mûmâ-ileyh tarafından mürsel kâtib es-Seyyid İbrahim Efendi hâzır olduğu hâlde du‘âhâne-i dâ‘iyânemde meclis-i ma‘kūdda zikri âtî dükkâna vâzı‘atü’l-yed olan derûn-ı arzuhâlde mezkûratü’l-ism mu‘arrefetü’z-zât Şerîfe Zeliha Hatun bt. Halil muvâcehesinde nezâret-i hazret-i müşârun-ileyhde âsûde evkāfdan İstanbul’da vâki‘ Ayasofya-i Kebîr Câmi‘-i şerîf ve imâret-i âmiresi vakfının mütevellîsi kâtib ağa-yı müşârun-ileyh el-Hâc Mehmed Tahir Efendi tarafından mürsel vekîli Teberdâr Mehmed Ağa b. Mahmud hâzır olduğu hâlde İstanbul hısn-ı ebvâbından Bahçekapısı hâricinde Eminönü nâm mahalde vâki‘ vakf-ı mezbûr müsakkafâtından her biri şehriye otuzar akçe icâre-i müecceleli bir tarafdan el-Hâc Hüseyin Ağa’nın kahve dükkânı ve bir tarafdan manav ustası el-Hâc Ahmed Ağa’nın manav dükkânı ve bir tarafdan saray-ı âmirenin hatab anbarı ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd ve birbirine muttasıl yeri mine’l-kadîm cennetkuşu dükkânı demekle ma‘rûf manav ve el-yevm kahve dükkânı ve Berber Hacı Yunus dükkânı demekle arîf hâlâ manav dükkânı ki cem‘an iki bâb dükkânın şehriye otuzar akçe icâre-i müecceleli hissesinin yirmişer akçeden cem‘an kırk akçe icâreli sülüsân hissesi iştirâken bizim ve beşer akçeden cem‘an on akçe icâreli südüs hissesi Anadolu’da Ürgüb’de sâkinler Zahide ve li-ebeveyn kız karındaşı Âmine bintey İbrahim nâm sagīretânın babaları intikālından ve beşer akçeden cem‘an on akçe icâreli diğer südüs hissesi işbu mezbûre Şerîfe Zeliha Hatun’dan her birimizin vech-i meşrûh üzere bâ-temessük-ı mütevellî taht-ı tasarrufumuzda olup lâkin zikr olunan dükkânlar bundan akdem bi-kazâillahi te‘âlâ vukū‘ bulan harîkde muhterik olmalarıyla mârrü’l-beyân cennetkuşu dükkânı demekle arîf bir bâb dükkânda gedik i‘tibârı yoğiken mezbûre Şerîfe Zeliha Hatun dükkân-ı merkūmu bizim iznimiz olmaksızın kendi mâlından müceddeden binâ ve inşâ edüp gediğim benim mâlımdır deyü dükkân-ı merkūmu müstakilleten fuzûlî zabt [13a] ve vaz‘-ı yed etmekle dükkân-ı merkūm kadîmi üzere manav dükkânı olmak murâdımızdır dediklerinde ol dahi cevâbında dükkân-ı merkūm derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik i‘tibâr olunan bâ-defter-i müfredât âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme kahve dükkânı gediği olmak üzere işbu yedimde olup bin iki yüz otuz bir senesi Şevvâli’l-mükerreminin on birinci günü târihiyle müverraha ve ol târihde İstanbul kādısı olup Anadolu kazaskerliği pâyesiyle tekrîm buyrulan Halil Efendizâde hafîdi fazîletlü semahatlü Mehmed Said Efendi hazretlerinin imzâ ve hatmini hâviye bir kıt‘a hüccet mantûkunca Şerîfe Hadice bt. Mustafa nâm Hatun’dan müşterâ yedimde müstakilleten mâlımdır deyip ol vechile beynimizde ba‘de vukū‘ı’l-münâza‘a beynimiz ıslâh ve tanzîm olunup biz ancak zikr olunan kahve dükkânından yirmi akçe icâreli sülüsân hisse-i şâyi‘amızı hüsn-i rızâ ve tayyib-i hâtırımız ve ferağ-ı kat‘î-i mu‘teber ile üç bin iki yüz guruş bedel-i makbûz ve müstehlek mukābelesinde mütevellî vekîli hâzır-ı mezbûrun re’yiyle mezbûr Şerîfe Zeliha Hatun’a ferağ ve tefvîz eylediğimizde ol dahi tefevvüz ve kabûl ettikden sonra merkūme Şerîfe Zeliha Hatun dahi zikri mürûr eden Hacı Yunus dükkânı demekle arîf manav dükkânında beş akçe icâreli südüs hisse-i şâyi‘asını kezâlik kendi hüsn-i rızâ ve ihtiyârı ve ferağ-ı katî‘-i mu‘teber ve mütevellî vekîli hâzır-ı mezbûrun re’yiyle meccânen ale’l-iştirâki’s-sevi bize ferağ ve tefvîz eylediğinde biz dahi tefevvüz ve kabûl etmemizle el-hâletü hâzihî zikr olunan kahve dükkânından yirmi akçe icâreli sülüsân hisse-i şâyi‘ada bizim ve manav dükkânından beş akçe icâreli südüs hisse-i şâyi‘ada mezbûre Şerîfe Zeliha Hatun’un aslâ ve kat‘â alâka ve medhallerimiz kalmayup mârrü’l-beyân kahve dükkânından yirmi akçe icâreli sülüsân [hisse-i] şâyi‘a mezbûre Şerîfe Zeliha Hatun’un ve manav dükkânından beş akçe icâreli südüs hisse-i şâyi‘a bizim iştirâken ve seviyyen dâhil-i havza-i tasarruflarımız olmağla biz bi’l-cümle mârrü’l-beyân kahve dükkânı husûsuna müte‘allika âmme-i de‘âvîden mezbûre Şerîfe [Zeliha] Hatun’un zimmetini ol dahi sâlifü’l-beyân manav dükkânı husûsuna ve bize medfû‘u olan bedel-i müstehlek-i merkūmun istirdâdına müte‘allika kezâlik âmme-i de‘âvîden bizim zimmetimizi her birimiz ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile kabûlü hâvî ibrâ ve iskāt edüp bu vechile külliyen kat‘-ı münâza‘a eyledik deyü her birinin ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve İstanbul Mahkemesi’nden huzûr [-ı âlîlerine i‘lâm olundu.]
Fî 9 Zilhicce sene 1236
|