|
İstanbul Mahkemesi 137 Numaralı Sicil (H.1236-1238 / M 1821-1822) cilt: 86, sayfa: 161 Hüküm no: 130 Orijinal metin no: [27a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Fâtıma Hatun bt. Lütfullah ile Mehmed Seydâ Efendi b. Abdullah’ın birbirlerinin zimmetlerini ibrâ ettikleri
Mu‘ârazadan men‘
Ma‘rûz[-ı dâ‘î-i devlet-i aliyyeleridir ki]
Sâhibe-i arzuhâl mu‘arrefetü’z-zât Fâtıma Hatun bt. Lütfullah İstanbul mahkemesinde meclis-i şer‘de mukaddemâ dâmâdı ve zikri âtî müfrez mahalle bâ-temessük-ı mütevellî mutasarrıf olup ol vechile vaz‘u’l-yed olan derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism el-Hâc Mehmed Seydâ Efendi b. Abdullah muvâcehesinde zîr-i nezâret-i dâ‘iyânemde olan evkāfdan İstanbul’da Laleli Çeşme nezdinde Mesih Paşa-yı atîk Mahallesi’nde kâin Alaca Mescid demekle ma‘rûf ashâb-ı hayrâtdan merhûm el-Hâc Bayram Kazâkī? Mescid-i şerîfi vakfının hâlâ mütevellîsi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan fazîletlü Mehmed Hâlid Efendi tarafından mürsel vekîl-i şer‘îsi câbî-i vakf es-Seyyid el-Hâc Mustafa Ağa b. el-Hâc Veliyüddin hâzır olduğu hâlde vakf-ı mezbûr müsakkafâtından mescid-i merkūm mukābelesinde vâki‘ beher şehr yüz akçe icâre-i müeccelelü terbî‘an bin on zirâ‘ arsa ve ebniyelü ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb menzil ber-mûceb-i temessük-ı mütevellî bi’l-icâreteyn tasarrufumda iken menzil-i mahdûd-ı mezkûrdan bir tarafdan vakf-ı mezbûrdan yağlıkçı zevcesi menzili ve ba‘zan Bağdâd Mustafa Ağa menzili ve bir tarafdan Rûznâmçeci vakfından yine benim tasarrufumda olan matbah ve tahtında kârgîr mahzen mahalli ve ba‘zan vakf-ı merkūmdan yine benim tasarrufumda ibkā eylediğim mahallin bahçesi ve bir tarafdan Çelebi Mehmed Ağa zevcesi diğer Fâtıma Hatun menzili ve ba‘zan Çukadâr Mustafa Ağa menzili ve taraf-ı râbi‘i tarîk-i âm ile mahdûd teberru‘an [terbî‘an] üç yüz kırk zirâ‘ arsasını re’y-i mütevellî ile mücelle-i mezkûresinden beher şehr kırk beş akçe icâre ta‘yîniyle ifrâz ve bin iki yüz otuz üç senesi Zilka‘deti’ş-şerîfesinin on beşinci günü merkūm el-Hâc Mehmed Seydâ Efendi’ye bâ-re’y-i mütevellî ferağ ve tefvîz eylediğimde ol dahi teveffüz ve kabûl edüp lâkin ben mahâll-i müfrez-i mezkûru mezbûr el-Hâc Mehmed Seydâ Efendi’ye ber-vech-i muharrer ferağ eder olduğumda ölünceye değin beni idâre etmek şartıyla ferağ ve tefvîz ol dahi ol şartla tefevvüz ve kabûl etmeğin şürût-ı mezkûr ile olan ferağ-ı merkūmun adem-i sıhhatine binâen mahâll-i müfrez-i merkūmu yine bâ-re’y-i mütevellî geru bana ferağ etmek üzere merkūm el-Hâc Mehmed Seydâ Efendi’ye tenbîh olunmak matlûbumdur deyü da‘vâya tasaddî eylediğimde ol dahi ba‘de’l-inkâr muslihûn tavassutuyla beynimiz tevfîk ve ıslâh olunup merkūm el-Hâc Mehmed Seydâ Efendi kat‘an li’n-nizâ‘ ve ref‘an li’l-husûme kendi mâlından teberru‘an nakden bana iki yüz elli guruş def‘ ve teslîm ben dahi yedinden ahz ü kabz ve emriyle umûruma sarfla istihlâk eyledim fîmâ ba‘d mahâll-i müfrez-i merkūma ve ferağ-ı mezkûra müte‘allika merkūm el-Hâc Mehmed Seydâ Efendi ile vechen mine’l-vücûh kat‘a da‘vâ ve nizâ‘ım kalmayup bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve meblağ-ı müstehlek-i merkūmun istirdâdına ve işbu târih-i i‘lâma gelince her birimizin âharın zimmetinde hukūk-ı şer‘iyyeden bir akçe ve bir habbe ve bir nesne hakkımız kalmamak manasına âmme-i de‘âvî ve kâffe-i mutâlebâtdan şürût-ı müfsideden ârî ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ve iskāt-ı tamm-ı sarîh-i mer‘î ile her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî ibrâ ve iskāt ve bu vechile külliyen kat‘-ı nizâ‘ eyledik deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve huzûr [-ı âlîlerine i‘lâm olundu.]
Fî-gurreti S sene 1237
|