İstanbul Mahkemesi 138 Numaralı Sicil (H.1237-1238 / M. 1821-1822) cilt: 87, sayfa: 66 Hüküm no: 19 Orijinal metin no: [5a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Şerbet şekerci esnafından Avram v. Menteş’in mâlik olduğu şekerci dükkânı gediğini Süleyman Ağa b. Mehmed’e sattığı
Şerbet şekerci
Mahmiye-i İstanbul’da kâin şerbet şekerci esnâfından Avram v. Menteş nâm Yahûdî meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde mahmiye-i mezbûrede Balık Pazarı Kapısı dâhilinde vâki‘ Değirmen Hanı karşısındaki dükkânında şerbet şekerci işbu bâ‘isü’l-kitâb es-Seyyid el-Hâc Süleyman Ağa b. Mehmed mahzarında ikrâr-ı tam ve takrîr-i kelâm edip mahmiye-i mezbûrede Mahmudpaşa çarşısı nezdinde vâki‘ Hacıküçük câmi‘-i şerîfine gidecek tarîkın alt köşesinde kâin ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb şerbet şekerci dükkânı ve içinde olan mağazası derûnlarında mevcûde bâ-fermân-ı âlî başmuhâsebe kaleminde mukayyed beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur beş kazgan ve yirmi kapaklı billûr kâse ve kırk İstanbul şişesi kadramis? ve dört mikrâs ve iki terâzî ma‘a derâhim ve bir çekmece ve sâir âlât-ı lâzıme-i ma‘lûme akd-i âti’z-zikrin sudûruna değin yedimde mâlım ve mülküm olmağın ben ber-vech-i muharrer mâlik olduğum gedik âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmesinin nısflarını yedimde ibkā ve nısf-ı âharlarını tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şurût-ı müfsideden ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ile mezbûr Şekerci es-Seyyid el-Hâc Süleyman Ağa’ya beşer bin guruşa bey‘ ve temlik ve vech-i lâyıkı üzere teslîm eylediğimde ol dahi yedimden iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl ve semeni olan meblağ-ı merkūm beşer bin guruşu bana def‘ ü teslîm eylediğinde ben dahi yedinden tamamen ahz ü kabz edip mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî ibrâ ve iskāt dahi etmemizle fîmâ-ba‘d nısf-ı gedik âlât-ı lâzıme-i mezkûresinde benim kat‘a alâka ve medhalim kalmayup mezbûr Şekerci es-Seyyid el-Hâc Süleyman Ağa’nın mâl-ı müşterâsı ve hakk-ı sırfı olmuşdur dedikde gıbbe [’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.]
Fî 18 Za sene [1]237.
Şühûdü’l-hâl: Halil Ağa, Kethudâ es-Seyyid Hasan Ağa, Yiğitbaşı İsmail Ağa, el-Hâc Abdullah Ağa, Hüseyin Ağa, Abdullah Ağa, Osman Ağa.
|