İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 133 Hüküm no: 83 Orijinal metin no: [17b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sima bt. Noviç’in, Ayşe Hatun Vakfı’na ait bostanı,mütevellisinden senelik 150 guruşa kiraladığı
Senevî 150 guruşa taraf-ı vakıfdan bostan îcârı
Ma‘rûz
Nezâret-i dâ‘îlerinde olan evkāfdan İstanbul’da Kumkapı kurbünde Nişancı Paşa-yı Atîk Câmi‘-i şerîfine hayrât-ı celîle vaz‘ eden sahibât-ı hayrâtdan merhûme Âişe Hatun Vakfı’nın bi’l-meşrûta mütevelliyesi sahibe-i arzuhâl Şerife Nefise Hatun bt. Mehmed Tahir meclis-i şer‘-i münîrde zikri âtî gedik âlâtının nısf-ı şâyi‘ine mâlike olan şahsı mu‘arrefe Sima bt. Noviç Nasrâniye asâleten ve nısf-ı şâyi‘-i âharına ale’l-iştirâki’s-seviy mâlikleri olan mu‘arrefetü’l-eşhâs Takohi ve Nartohi ve Tiravla ve Bedros nâm Nasrâniyeler asâleten ve li-ebeveyn er karındaşları olup kendi nefsinden asîl ve diğer karındaşları Andriyas zimmî tarafından ber-vech-i âtî vekîl olduğu Süleyman b. Mustafa ve Mehmed b. Ahmed nâm kimesneler şehâdetleriyle sâbit olan Ohannes zimmî asâleten ve vekâleten muvâcehelerinde zikrolunan Nişancı mahallesinde kâin vakf-ı mezbûr müsakkafâtından icâre-i vâhide ile âhara îcârı meşrûta ma‘lûmü’l-hudûd bir kıt‘a bostanda asîl ve müvekkil-i mesfûrûna senevî yüz guruş icâre-i vâhide ile müsâneheten müste’cir ve derûnunda mevcûde gedik ta‘bîr olunan âlât-ı lâzıme ve edevât-ı ma‘lûmeye mâlikleri olup lâkin icâre-i mezkûre bostan-ı mevkūf-ı mezkûrun ecr-i mislinden noksan-ı fâhiş ile nâkıs olduğundan gāyet-i sene olan işbu şehr-i Rebî‘ülevvel gāyetinden fesh-i akd-i icâre edip ol vechile beynimizde münâza‘a vukū‘a gelmişdi el-hâletü hâzihî asîl ve müvekkil-i mersûmûn icâre-i mezkûre üzerine elli guruş dahi zam ve senevî yüz elli guruşa iblâğ ile bî-garaz ehl-i vukūfun ihbârıyla ma‘lûm olan ecr-i mislini tekmîl etmeleriyle ben dahi bostan-ı mezkûru şehr-i âtî Rebî‘ülâhirin altıncı günü duhûl edecek rûz-ı Kasım ibtidâsından i‘tibâr ile aded-i sinîn beyân olunmaksızın asîl ve müvekkil-i mesfûrûna senevî yüz elli guruş icâre-i vâhide ile bi’t-tevliye îcâr ve teslîm onlar dahi bi’l-asâle ve bi’l-vekâle istîcâr ve kabûl eylediklerinden sonra icâre-i mezkûreyi sâl-be-sâl cânib-i vakfa cevr ü ezâ etmeksizin edâya ve cüz’î ve küllî iktizâ eden ta‘mîr ve termîmini dahi kendi mâllarından harc ve sarfa mesfûrûn ta‘ahhüd eylediklerinde ben dahi fîmâ-ba‘d icâreye zam dâ‘iyesi ve bahâne-i sâire ile ihrâclarına tesâddî etmemeğe ta‘ahhüd edip bu vechile kat‘-ı nizâ‘ eyledik deyü mukırre-i mütevelliye-i mezbûrenin cemî‘ takrîrini asîl ve müvekkil-i mesfûrûn tasdîk eyledikleri İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî-gurreti Ra sene 1242
İhrâc-şüd
Fî 24 Za sene [1]256
Nüshateyn
|