.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 319
Hüküm no: 264
Orijinal metin no: [52a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Zahire Nazırı Mehmed Arif Efendi’nin sâhilhaneleri için mülkname-i hümayun verilmesi ricası

Hâlâ Zahîre Nâzırı Ârif Efendi’nin sâhilhâneleri için mülknâme-i hümâyûn i‘tâsı istid‘âsı

Ma‘rûz

Sa‘âdetlü defterdâr efendi bendelerinin işbu takrîri bâlâsına sâdır olan fermân-ı âlem-mutâ‘larına imtisâlen zikri câ’î husûsu mahâllinde keşf ve mu‘âyene-birle istimâ‘ ve ber-nehc-i şer‘î fasl u hasm için taraf-ı dâ‘îyânemden ve bi’l-ma‘iyye istimâ‘a me’mûr nezâret-i hazret-i şeyhülislâm-ı sellemehü’s-selâmîde âsûde evkāf müfettişi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan Meşreb Efendi hafîdi fazîletlü Mehmed Ârif Efendi tarafından me’zûnen bi’l-hükm irsâl olunan vekāyi‘ kâtibimiz müderrisîn-i kirâmdan Şeyh-zâde es-Seyyid Mehmed Es‘ad Efendi hâssa mi‘mârı hulefâsından Ahmed Mümtaz ve Abdullah Halîfeler ile mahrûse-i Galata kazâsına muzâfe İstinye nâhiyesine tâbi‘ Baltalimanı karyesinde vâki‘ bir tarafdan dere ve bir tarafdan leb-i deryâ ve bir tarafdan zikri âtî vakıf bağçe ve tarafeyni tarîk-ı âm ile mahdûd bir bâb sâhilhâneye varıp huzûr-ı Müslimînde akd-i meclis-i şer‘-i nebevî ettikde nezâret-i hazret-i müşârün-ileyhde âsûde evkāfdan hudâvendigâr-ı esbak cennet-mekân Sultân Bâyezid-i Velî Han -aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân- hazretleri evkāf-ı şerîfeleri mütevellîsi Kādızâde fazîletlü Mehmed Ârif Efendi tarafından husûs-ı âtide vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi câbî-i vakf Mehmed Emin Efendi b. Abdullah meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda ricâl-i Devlet-i Aliyye’den hâlâ zahîre nâzırı ve şa‘îr emîni izzetlü Mehmed Ârif Efendi ibnü’l-merhûm Ahmed Efendi muvâcehesinde işbu derûnunda akd-i meclis-i şer‘-i nebevî olunup leb-i deryâda arsası vakf-ı müşârün-ileyhden olan bağçeye bedel-i öşr-i mukāta‘a ile mutasarrıf-ı mûmâ-ileyh Mehmed Ârif Efendi izn-i sultânîyle deryâya kazık kakıp terbî‘an dört bin dokuz yüz elli zirâ‘ mahalli rıhtım edip üzerine mâlıyla hâriciye ve dâhiliyeli bir bâb sâhilhâne ve yüz elli zirâ‘ mahâlline dahi bir kıt‘a kayıkhâne binâ etmişdi lâkin evvel kazık kakılan mahâl vakf-ı arsaya muttasıl olmağla binâ ettiği yalı ve kayıkhânenin yeri için bana lâyıkı kadar akçe icâre-i mu‘accele ve müeccele versin deyü bi’l-vekâle da‘vâ ettikde mûmâ-ileyhin yedinde olup ibrâz eylediği fetvâ-yı şerîfeye nazar olundukda leb-i deryâda arsa ve binâsı vakıf olan menzile icâreteyn ile mutasarrıf olan Zeyd izn-i sultânîyle deryâya kazık kakıp rıhtım edip üzerine oda binâ eylese menzil-i mezbûr mütevellîsi Amr ve ol kazık kakılan mahâl vakıf arsaya muttasıl olmağla binâ ettiğin odanın yeri için bana şu kadar akçe icâre-i mu‘accele ve müeccele ver deyü bi-gayr-ı vech Zeyd’e cebre kādir olmaz bu sûretde Zeyd bilâ-veled fevt olup veresesini terk ettikde verese ol rıhtım üzerine Zeyd’in binâ eylediği odaları mirasa idhâle kādir olurlar deyü iftâ buyurulmağın bu sûretde sâlifü’z-zikr yalı ve kayıkhânenin arsaları izn-i sultânîyle ve üzerinde olan ebniye dahi karye-i mezbûre ahâlîsinden es-Seyyid Hâfız Hüseyin Efendi b. Süleyman ve Nu‘man Ağa b. Mustafa ve Mehmed Râşid Ağa b. Ahmed ve Mehmed İzzet Ağa b. Ahmed nâm kimesnelerin meclis-i şer‘de alâ-tarîkı’ş-şehâde ihbârları üzre bi’l-işhâd nefsi’çün mülkü olarak binâ ve inşâ etmesiyle mûmâ-ileyh Mehmed Ârif Efendi’nin mülk-i mahzı ve hakk-ı sırfı olup irs ve bey‘ ve vakf ve hîbe ve şüf‘a ve rehn ve sâir cemî‘ ahkâm-ı mülk şer‘an cârî olmağla ber-mûcib-i fetvâ-yı şerîfe bi-gayr-ı vech müdâhaleye kādir olmadığını mütevellî vekîli mezbûra tefhîm ve bî-vech-i şer‘î mu‘ârazadan men‘ eylediğini mevlânâ-yı mûmâ-ileyh dâ‘îleri mahâllinde ketb ü tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîri tenfîz olunmağın mûcibince derûn-ı takrîrde işâret olunduğu vechile mûmâ-ileyh Mehmed Ârif Efendi zikrolunan yalı ve kayıkhâneleri huzûr-ı şer‘-i şerîfde fukahâ-yı zevi’l-ibtihâcın kavl-i şerîfleri üzre vakıf ve gallesini sâhilhâne-i mezkûrun civârında müceddeden inşâ eylediği câmi‘-i şerîfin mesârif ve vezâifine şart ve ta‘yîn-birle tescîl-i şer‘î ettirmek murâdında olup ancak ber-mantûk-ı fetvâ-yı şerîfe bu makūle deryâdan doldurma mahâl izn-i sultânîyle mülk-i mahzı olacağı zâhir ve eğerçi mukaddemâ dahi izn-i âlî sâdır olmuş ise de sudûr eden izin lisânen olmağla itmâm-ı şerâit-i sıhhat-i mülkiyet için mukaddem sünûh eden izin ve ruhsat-ı seniyyenin te’kîdi meâlinde mahâll-i mezkûr sultânü’l-Müslimîn halîfe-i rûy-i zemîn -halledallâhu te‘âlâ hilâfetihî ilâ-yevmi’d-dîn ve medde <> zılâl-i ra’hatihî [ra’fetihî] alâ-mefârikı’l-mü’mînîn- şevketlü mehâbetlü kudretlü azametlü kerâmetlü pâdişâh-ı dîn-i İslâm efendimiz hazretlerinin taraf-ı hilâfet-penâhîlerinden izinle doldurup ba‘dehû kendüye temlîk dahi buyrulduğunu şâmil bir kıt‘a mülknâme-i hümâyûn inâyet ve ihsân buyurulmasını mûmâ-ileyh çâkerleri istirhâm ve istid‘â eylediği ve istid‘âsı şer‘-i şerîfe ve kānûn-ı münîfe muvâfık olduğu ma‘lûm-ı âsafâneleri buyruldukda istid‘âsına müsâ‘ade-i seniyyeleri erzânî buyurulup ber-meâl-i i‘lâm-ı şer‘î sûret-i mürâfa‘a derciyle mülknâme-i hümâyûn i‘tâsı emr-i savâb olduğu İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fîgurreti B sene 1242

[Beyaz Beyaz]