İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827) cilt: 90, sayfa: 351 Hüküm no: 297 Orijinal metin no: [57b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mercan Çarşısı’nda Zencirli Hân’ın yangında zarar görmesi neticesinde kiracılarının teberruan tamir etmek istedikleri
Zencirli Hân’ın mazbata kaydı
Ma‘rûz
İstanbul’da Mercan sûkunda vâki‘ Zencirli Han demekle meşhûr ma‘lûmü’l-hudûd fevkānî ve tahtânî elli bâb kârgir oda ve hân-ı mezkûr kapısı hâricinde bir bâb mağazayı müştemil bir bâb muhterik hân-ı kebîrin nısfı olup kapısından girerken sol tarafda kâin mahalli şehriye altı yüz doksan akçe icâre-i müeccele ile Dârü’s-sa‘âdeti’ş-şerîfe ağası hazretleri nezâretlerinde âsûde evkāfdan sipâhiler ağası esbak-ı merhûm el-Hâc Mehmed Emin Ağa nâm sahibü’l-hayrın vakfı müstagallâtından ve sağ tarafda kâin nısf mahâll-i âharı şehriye üç yüz akçe icâre-i müeccele ile nezâret-i hazret-i şeyhülislâm-ı sellemehü’s-selâmîde mahmî evkāfdan merhûm Şişeci Mehmed Efendi nâm sahibü’l-hayr mekteb-i şerîfi vakfı müstagallâtından olarak hân-ı mezkûr hâlâ zîb-efzâ-yı makām-ı fetvâ hazretlerinin harem-i muhteremeleri ve sâbıkā Şeyhülislâm Mekkî-zâde Mustafa Âsım Efendi hazretleri ve ricâl-i Devlet-i Aliyye’den hâlâ Tersâne-i âmire emîni sa‘âdetlü es-Seyyid el-Hâc Mehmed Said Efendi ve küttâbdan İbrahim Nazif Efendi ve nakībü’l-eşrâf-ı sâbık merhûm Mehmed Sâdık Efendi’nin halîle-i muhteremeleri Şerife Fâtıma Hanım ibnetü’l-merhûm şeyhülislâm-ı esbak şerâfetlü Mehmed Kâmil Efendi ve Şerife Zekiye Sâliha Hanım ibnetü’l-merhûm mevâlî-i ızâmdan Esîrîzâde Mehmed Refî‘ Efendi ve ricâl-i Devlet-i Aliyye’den Yusuf Âgâh Efendi merhûmun gelini Latîf Hanım ve Saraylı Fâtıma Hanım bt. Abdullah ile Artin v. Noradok ve Kuyumcu Ogaper v. Markos zimmîler ve İsak v. Fralto Yahûdî nâm kesânın bi’l-icâreteyn iştirâken ve şâyi‘an taht-ı tasarruflarında olup ancak derûnlarında müşâhereten müste’cirleri olan mazbûtü’l-esâmî ehl-i İslâm ve re‘âyâ bundan akdem Bâb-ı Âlî’ye takdîm eyledikleri arzuhâle sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen meclis-i şer‘a gelip bizler odahâ-i mezkûrede müddet-i vâfireden beri müşâhereten müste’cirler ve gedikleri dahi beynimizde mu‘teber olduğundan mutasarrıf-ı evvellerinin temessükleriyle şirâen yedimizde emvâlimiz ve mecmû‘unun şehriye kirâ-yı kadîmi olan beş yüz sekiz guruşu mutasarrıflarının kabza vekîli olan hân-ı mezkûr bekçisine bilâ-cevr edâda kusûrumuz olmayıp lâkin bundan akdemce bi-kazâillâhi te‘âlâ vukū‘ bulan harîkde hân-ı mezkûr derûnunda ahşâbdan olan peyke ve dükkânlar muhterik ve kârgir olan odaların yirmi dokuz adedi bi’l-külliye münhedim ve yirmi bir adedi her ne kadar mevcûd ise de küllî ta‘mîre muhtâc ve vakfeyn-i mezkûreyn gallesinden ta‘mîr ve tecdîd olunmayıp fakat mutasarrıfları taraflarından her ne kadar ta‘mîr ve tecdîd olunmak iktizâ eder ise de hân-ı mezkûru binâ ve inşâ eyle deyü mutasarrıflarına şer‘an cebr olunmayıp bu sûretde odahâ-i mezkûrenin gedikleri bizim mülkümüz olmağla odaların bize lüzûmu olduğundan vakfeyn-i mezkûreyn mütevellîlerinin re’yi ve mutasarrıflarının izn-i i‘âneleriyle bizler teberru‘an li’l-vakf kendi mâlımızla ta‘mîr ve tecdîd ve tekmîl ederiz ancak hân-ı mezkûrun bi’l-icâreteyn mutasarrıfları taraflarından kirâ-yı kadîmini alıp hurûcumuza tesâddî olunmamak üzre gediklerimiz misli mesbûk olduğu vechile bir münâsib kaleme kayd ve yedimize bâlâsı tuğrâ-yı garrâ-yı cihândârî ile mu‘anven bir kıt‘a fermân-ı celîlü’ş-şân i‘tâ buyurulmak niyâzında olduklarını takrîr ve istirhâm etmeleriyle evvelen yine emr-i âlî-şâna imtisâlen taraf-ı dâ‘iyânemden Baş Kâtib İbrahim Ârif Efendi ve Haremeyn-i şerîfeyn müfettişi olup İstanbul pâyesiyle tekrîm buyrulan zâde-i Emin Paşazâde fazîletlü mîr Abdülkadir Efendi tarafından Kâtib Hüseyin Efendi ve nezâret-i hazret-i şeyhülislâm-ı sellemehü’s-selâmîde âsûde evkāf müfettişi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan Meşreb Efendi hafîdi fazîletlü Mehmed Ârif Efendi tarafından es-Seyyid Mustafa Efendi hâssa mi‘mârı hulefâsından es-Seyyid Ali Necib ve Mehmed Tahir Halîfeler ile hân-ı mezkûra varılıp merhûm mezbûr el-Hâc Mehmed Emin Ağa Vakfı’nın mütevellîsi mevâlî-i ızâmdan Abdurrahman Beyzâde fazîletlü mîr Abdülkadir Efendi el-yevm Mısır Kāhire kādısı olmağla yerine umûr-ı vakfı rü’yete kıbel-i şer‘den kāimmakām nasb olunan vakf-ı mezbûr kâtibi Mehmed İhyâ Efendi b. el-Hâc Bektaş ve câbî-i vakf es-Seyyid Abdülvehhab Efendi b. es-Seyyid Abdülhalim ve merhûm mezbûr Şişeci Mehmed Efendi Vakfı’nın bi’l-meşrûta mütevellîsi Nesibe bt. Hüseyin nâm hatun ile kâtib ve câbî-i vakf Attar es-Seyyid Ali Efendi b. Ahmed hazır oldukları hâlde keşf ve misâha ve mi‘mâr-ı mûmâ-ileyhimin mumzâ defteri mantûkunca yüz doksan dokuz bin yedi yüz kırk altı guruşa tahmîn olunup on iki bin beş yüz guruşu enkāz-ı mevcûdesi’çün ba‘de’l-ihrâc sahhu’l-bâkī keşf-i evveli yüz seksen yedi bin iki yüz kırk altı guruşa resîde olduğunu ketebe-i merkūmûn ve sâirleri meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ eylediklerinden sonra husûs-ı merkūm [58a] her ne kadar evkāf-ı şerîfe hakkında hayr olduğu derkâr ise de istîzâna mütevakkıf mevâddan olmağla me’mûrînin re’yi ile hân-ı mezkûr mutasarrıflarının vekîl-i şer‘îleriyle müste’cirûn ve mütevellîleri Çarşamba günü Arz Odası’nda huzûr-ı âsafânelerinde muvâcehe olunarak ifâde olunmak üzre karâr verilmişiken tarafeyn gelmeyip henüz husûs-ı mezkûra faysal verilmemekle sûret-i zabtı ihrâc ve imtisâlen li’l-emri’l-âlî İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.
Fî 17 Ş sene 1242
|