.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 474
Hüküm no: 425
Orijinal metin no: [79b-4]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kahve fiyatı tanzimi hususunun karara bağlandığı

Kahve tanzîmi husûsuna dâir

Ma‘rûz

Mısır tüccârı kulları mahrûse-i Mısır’da şurût-ı kadîme-i mer‘iyyeden olarak Yemen tüccârından ayn-ı riyâl ile iştirâ eyledikleri kahveye iktizâ eden riyâl tedârikine muhtâc olup bundan akdem müste’men tâifesinden bir riyâli bir aded adlî altınıyla istibdâl-birle Der-aliyye’de kuru kahvenin beher vakıyyesini attar esnâfına üç yüz on dokuz paraya vermekdeler iken işbu sene-i mübâreke Şa‘bân’ından beri adliye altını Dersa‘âdet’de olduğu gibi mahrûse-i mezbûrede dahi on iki guruşdan ziyâdeye alınıp verilmemek üzre karâr bulmuş ise de tâife-i <> mesfûre bir aded riyâli bir adliyeye vermeyip bir riyâl mukābilinde bir adliye ile bir aded rub‘iye dahi ahz etmeleriyle hesâb-ı mezkûr üzre otuz altı vakıyyeden ibâret olan Mısır kantarıyla iştirâ kıldıkları kahvenin bir kantarı beher riyâl on beşer guruşa mu‘âdil olarak yirmi bir riyâl guruş hesâbıyla üç yüz on beş guruşa bâliğ ve beher kantara navul-ı sefîne ve gümrük ve sâir mesârifi olan otuz altı guruş dahi zam olundukda beher kantarı üç yüz elli bir guruşa gelip bu sûretde beher kıyyesi üç yüz seksen dört paraya resîde olduğundan bahisle cebr-i noksan olunmak istirhâmıyla Bâb-ı Âlîlerine işbu arzuhâllerini ba‘de’t-takdîm şifâhen sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen Bâb-ı Âlîlerinde kethudâ-yı âlî-câylarına mahsûs odaya gümrük emîni efendi bendeleri ve ihtisâb ağası kulları hazır oldukları hâlde tüccâr-ı merkūmûndan Ispartalı Süleyman Ağa ve İmâmecizâde el-Hâc Ahmed Ağa ve Muğlalı el-Hâc Mehmed Ağa ve İzmirî el-Hâc İbrahim Ağa ve İzmirî el-Hâc Abdullah Ağa ve Mirâhurlu Mahmud Efendi ve Cihangirli el-Hâc İbrahim Ağa ve Cihangirî Hasan Efendi [80a] Kazakçının el-Hâc Ali Ağa ve Kalemtıraşçı es-Seyyid Râşid Efendi ve İzmirîzâde Mehmed Tahir Efendi ve Rusçuklu Halil Ağa ve İskenderânî Ahmed Kapudan ve İskenderânî Kırım Kasım ve İskenderânî İbrahim Peşkâr? ve sâirleri celb ve istintâk olunduklarında yine istid‘âlarını ber-vech-i meşrûh takrîr ile el-ân kahveci esnâfının fiyât-ı sâbık üzre üç yüz on dokuz paraya bizden iştirâ eyledikleri bir vakıyye kuru kahvenin kavruldukda yetmiş beş dirhemi mahv ve bâkī kalan üç yüz yirmi beş dirhem toz kahve on üç yirmi beş dirhem demek olup beher yirmi beş dirhemi yirmi yedişer paradan sekiz buçuk guruş on bir paraya gelip asl-ı mâlı olan üç yüz on dokuz para fürû-nihâde olundukdan sonra otuz iki para fazla kalır ise de zikrolunan otuz iki paranın sekiz parası döğücü ve üç parası kavurucu ve iki parası tahmîs harcı ve on iki parası dahi etrâf attarlarının ondalığı mesârifi’çün ba‘de’l-ihrâc attarân esnâfına yedi para ticâret kalıp işbu hesâba kıyâsen şimdi minvâl-i meşrûh üzre asl-ı mâlı üç yüz seksen dört paraya olan bir kıyye kahvenin üzerine sâlifü’z-zikr otuz iki para mesârif ilâve olundukda yirmi beş dirhemi otuz iki paraya olmak iktizâ ve bâ-fermân-ı âlî [bundan] akdem tevzî‘ olunan kahve târih-i i‘lâm şehrinin selhinde tekmîl olmağla Dersa‘âdet’e kahve celbi’çün ber-vech-i istid‘â kahve fiyâtına müsâ‘ade buyurulmak niyâzımızdır deyü istirhâm eylediklerinde husûs-ı mezkûr hâk-i pây-i âsafânelerinden istîzân olundukda şehr-i âtî ibtidâsından Zilhicce gurresine dek bir mâh müddetde ihtikâr etmemek ve ibâdullâha kahve yokdur deyü müzâyaka çektirmemek üzre ta‘ahhüd eyledikleri sûretde ancak müddet-i mezkûrede yirmi beş dirhemi otuz paraya satılmasına müsâ‘ade kılınmak ve istid‘âlarında bast eyledikleri riyâl husûsuyla Şa‘bândan mukaddem mahrûse-i mezbûrede iştirâ olunmuş olan kahvenin kemiyyet ve keyfiyeti maddesi dahi Mısır vâlîsi hazretlerinden bâ-mektûb-ı sâmî isti‘lâm olunup fi’l-hakīka istid‘âlarını müşârün-ileyh hazretleri tasdîk eyledikleri takdîrce Zilhicce gurresi i‘tibârile yine fiyât husûsuna bakılmak üzre sudûr eden irâde-i âsafâneleri merkūmûna tefhîm olundukda müddet-i mezkûre tamamına dek kat‘iyen ta‘ahhüd husûsuna tereddüd gösterip ancak İzmir ve Bursa ve sâir kahve olduğu zannolunan mahallerden celbine sa‘y ü gayret ederek müddet-i mezkûrede otuz paraya satılmasına ve isti‘lâma râzı olduklarından sonra arzuhâl-i mezkûrları bâlâsına bu dâ‘îlerine hitâben kahveci attar esnâfını dahi celb ile Bâb-ı Âlî’de müzâkere olunduğu üzre bi’l-ifâde ve bi’t-tescîl keyfiyetini i‘lâm eyleyesin deyü sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen tüccâr-ı merkūmûn ile attarân esnâfının kethudâları es-Seyyid Mustafa Ağa ve ihtiyârlarından Kazakçının el-Hâc Hüseyin Ağa ve Kazakçızâde es-Seyyid el-Hâc Mehmed Emin Efendi ve Kayseriyelinin el-Hâc Hüseyin Ağa ve Hocapaşalı el-Hâc İbrahim Ağa ve Aksaraylı Mehmed Emin Efendi ve Uzunçarşılı es-Seyyid Mustafa Ağa ve Langalı Osman Efendi ve sâirleri dâ‘îhânelerine ihzâr ve karâr bulan husûs-ı mezkûr ifâde ve esnâf-ı merkūmeye dahi adem-i ihtikâr ve müddet-i mezkûrede kahve celbine dikkat ve ihtimâm eylemeleri ve keyfiyet bi’t-tescîl huzûr.

Fî 27 min-L sene 1242

Tesvîdden kayd-şüd