.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 156 Numaralı Sicil (H. 1246-1247 / M. 1831-1832)
cilt: 92, sayfa: 297
Hüküm no: 290
Orijinal metin no: [53b-4]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Muhsine Hanım’ın ekmek fırını ile gediğini kızı Ayşe Hanım’a sattığı

Ekmekçi fırını

Mahrûse-i Galata’ya muzâfe kasaba-i Kasımpaşa’da Acıçeşme kurbünde Kurd Çelebi mahallesinde sâkine Muhsine Hanım bt. el-Hâc Halil Ağa b. el-Hâc İbrahim’in dâmâdı ve tarafından husûs-ı âti’l-beyânda ikrâr ve takrîre ve i‘tâ-i hüccete vekîl olduğu zâtını ârifân es-Seyyid İbrahim Edhem Ağa b. Mehmed ve İsmail Ağa b. Süleyman şehâdetleriyle sâbit olan Selim Ağa b. Abdullah meclis-i şer‘-i münîrde müvekkile-i mezbûrenin sadriye kebîre kızı işbu bâ‘isetü’l-vesîka zâtı mu‘arrefe Âişe Hanım bt. el-Hâc Ebubekir tarafından zikri âtî husûsu tasdîka vekîli Kethüdâ Osman Ağa b. Abdülhamid mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip kayın vâlidem ve müvekkilem mezbûre kasaba-i mezkûrede Câmi‘-i Kebîr mahallesinde kâin bir bâb ekmekçi fırını ve fırın-ı mezkûra merbût Sirkeci Muslihiddin mahallesinde kâin Debbâğhâne değirmeni denmekle ma‘rûf altı horos yirmi dört re’s bârgirli bir bâb değirmen derûnunda mevcûde beyne’l-hıref gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmenin yirmi dört sehm i‘tibârıyla sekiz sehmi Ali Ağa’nın ve dört sehmi merkūm es-Seyyid İbrahim Edhem Ağa’nın ve dört sehmi Havva Hatun’un ve mâ‘adâ sekiz sehmi akd-i âti’z-zikrin sudûruna değin benim bâ-hüccet-i şer‘iyye yedimizde mülkümüz olmağla gedik-i mezkûrdan ben ber-minvâl-i muharrer mâlike olduğum sekiz sehm hisse-i şâyi‘amı tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şürût-ı müfside ve muvâza‘adan ârî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ve safka-i vâhide ve müştereklerimin izinleriyle kızım müvekkile-i mezbûreye dört bin guruşa bey‘ ü temlîk ve vech-i lâyıkı üzere teslîm eylediğimde ol dahi ber-minvâl-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve kabz ve kabûl edip semen-i mezkûr dört bin guruşu bana def‘ ü teslîm ve ben dahi yedinden ahz u kabz etmemle mebî‘-i mezkûrun tağrîr ve gabnine müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini kabûlü hâvî ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile ibrâ eyledik fîmâ-ba‘d hisse-i mezkûrede benim aslâ ve kat‘â alâka ve medhalim kalmayıp müşteriye-i müvekkile-i mezbûre Âişe Hanım’ın mülk-i müşterâsı ve hakk-ı sırfı olmuşdur dedi dedikde gıbbe[‘t-tasdîki’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu]

Fî 22 Rebî‘ülâhir sene 1247

Şuhûdü’l-hâl: el-Hâc Ahmed Ağa b. el-Hâc Said, es-Seyyid Mustafa Ağa b. Ali, Kethüdâ-i muhzırân İsmail Ağa b. ( ), Odacı Hüseyin Çelebi b. Yusuf, Ali Ağa b. el-Hâc Mehmed.