İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617) cilt: 44, sayfa: 118 Hüküm no: 76 Orijinal metin no: [18a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır. Süruri Derviş Ali’nin müteveffa Molla Kasım’a verdiği parayı hibe ettiği İşbu bâ‘is-i tahrîrü’l-kitâb Sürûrî Derviş Ali b. Abdullah nâm topçu meclis-i şer‘-i şerîfde mahrûse-i İstanbul’da Ayasofya-i kebîr kurbünde mukābeleci iken vefât eden merhûm Monla Kasım b. Nureddin’in li-ebeveyn karındaşı ve vârisi olan fahrü’l-cüyûş Salih Çavuş b. Mehmed ve müteveffâ-yı merkūmun kebîre kızı ve vârisesi olan fahrü’l-muhadderât Belkıs Hatun tarafından husûs-ı âtîye vekîl olup hasm-ı şer‘î mahzarında ale’n-nehci’ş-şer‘î vekâleti sâbite olan yine zevci Mirza Çavuş b. Mehmed mahzarında takrîr-i merâm edip mukābeleci olup vefât eden merkūm Monla Kasım b. Nureddin beni zümre-i sipâha ilhâk etmek için kal‘a-i Eğri’ye gider iken Parakin nâm karyede mezbûr Monla Kasım’a doksan aded tammü’l-vezn ve kâmilü’l-ayâr sikke-i flori ve mezbûr Salih Çavuş vesâteti ile on sikke-i flori cem‘an yüz sikke-i flori def‘ ü teslîm eylemiş idim el-hâletü hâzihî musâlahatım husûle karîb olmamağın verdiğim yüz aded sikke-i floriyi müteveffâ-yı merkūm Monla Kasım’ın muhallefâtından taleb ederin suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Salih Çavuş on sikke-i floriyi vech-i meşrûh üzere aldığını i‘tirâf edip lâkin da‘vâ etdiği bâkī kalan doksan sikke-i floriyi müteveffâ-yı merkūm vech-i meşrûh üzere mezbûr Derviş Ali’den kabz ve tesellüm etdiğin mezbûr Salih Çavuş ve mezkûr Mirza Çavuş inkâr ile mukābele etmeğin müdde‘î-i mezbûr Derviş Ali’nin sıdk-ı makāline beyyine taleb olundukda hâssa sarrâclardan es-Seyyid Abdüllatif Bey b. İlyas meclis-i şer‘-i şerîfe li-ecli’ş-şehâde hâzırân olup fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı merkūm Monla Kasım b. Nureddin müdde‘î-i mezkûr Derviş Ali b. Abdullah’ı zümre-i sipâha ilhâk etmek için kal‘a-i Eğri’ye giderken karye-i Parakin’de mezbûr Monla Kasım’a müdde‘î-i mezkûr Derviş Ali bizim huzûrumuzda doksan aded tammü’l-vezn ve kâmilü’l-ayâr sikke-i flori ve mezbûr Salih Çavuş vesâtatı ile on sikke-i flori def‘ ü teslîm etdiğini müteveffâ-yı merkūm dahi vech-i merkūm üzere kabz ve tesellüm eyledi bu husûsa şâhidleriz şehâdet-i şer‘iye dahi ederiz deyü edâ-i şehâdet-i şer‘iye etdiklerinde gıbbe’ş-şer‘î (…) şehâdetleri makbûl olup ve müdde‘î-i mesfûr meblağ-ı mezkûru müteveffâ-yı merkūma hibe etdiğine ve bi-vechin mine’l-vücûhi’ş-şer‘iye meblağ-ı mezkûrun zimmet-i müteveffâ-yı merkūmu ibrâ etdiğine gıbbe’t-teklif yemîn billâhî te‘âlâ etdikden sonra mûcebiyle hüküm olunup mâ-vaka‘a gıbbe’t-taleb ketb ve sebt olundu. Tahrîren fi’r-râbi‘ an-Safer li-sene sitte ve elf. Şühûdü’l-hâl: Halil Bey [b.] İskender es-sarrâc, Mahmud b. Ahmed, Ahmed b. Gāzî, İsmail b. Abdullah, Mehmed b. Ahmed, Mehmed Çavuş b. Hasan el-mübâşir ve gayruhum.