|
İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617) cilt: 44, sayfa: 231 Hüküm no: 235 Orijinal metin no: [49a-1, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Beşaret Hatun bt. Abdülmennan’ın ev vakfiyesi
Elhamdülillâhi’l-vâkıf alâ-küllî hâl el-münezzeh ani’l-fenâî ve’z-zevâl ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ ve senedenâ Muhammedin ve alâ-âlihî ve sahbih, ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Demirkapı kurbündeki Dâyehatun mahallesinde sâkine, sâhibetü’l-hayrât râgıbetü fi’l-mesûbât umdetü’l-muhadderât tâcü’l-mestûrât Beşaret Hatun bt. Abdülmennan dünyânın fânî âhiretin bâkī ve dâr-ı karâr olduğunu idrâk ettiğinde, mezbûre Beşaret Hatun kıbelinden vakıf ikrârına ve sonra ale’l-vechi’l-âtî rücû‘ da‘vâsına vekâleti mevlana Mirza b. Mehmed el-imâm ve Girbey? b. Abdullah el-yesârî nâm kimselerin şehâdeti ile bimâ hüve nehcü’s-sübût şer‘an sâbit olan umdetü’l-müderrisîn Zekeriya Efendi b. Kasım meclis-i şer‘-i şerîfe hâzır olup vekâlet-i mahkiyesi hasebiyle şöyle ikrâr etti ki, müvekkile-i mezbûresi işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i merkūmede vâki‘, altlarında ahır bulunan fevkānî iki hâneyi ve muhavvatayı müştemil, hudûdu bir tarafından Saliha Hatun bt. Abdullah mülkü, bir tarafından Aynî Hatun mülkü, bir tarafından Ali Bey Vakfı, bir tarafından da tarîk-ı âm ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkı ile evvelâ nefs-i nefîsesine, sonra utekāsına, sonra evlâd-ı utekāsına, sonra ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâd-ı utekāsına, sonra Medîne-i münevvere fukarâsına niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye ile habs ve vakfetti. Tevliye, tebdîl, tağyîr, tahvîl, teksîr, taklîl, ziyâde, noksân ve sâir tasarrufât-ı şer‘iyeyi kendisine şart etti. Kendisinden sonra sadece tevliyeyi menzili tasarruf edene şart etti. Menzil-i mezbûrun meremmetini sâkin olanlara şart etti. Yapmazlarsa ihrâc edilip menzil-i mezbûrun âdeti üzere icâre-i mu‘tâde ile mütevellî yediyle icâreye verilmesini şart etti. Nezâret-i hasbiyeyi ahâli-i mahalle-i merkūmeye şart etti. Sonra menzil-i mezbûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği mevlana Ali b. Süleyman’a teslîm eyledi. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf yaptılarsa öyle tasarruf eyledi. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi mezkûr tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Hâkim-i şer‘î, vakıf mevzû‘undaki ulemâ arasındaki ihtilâfı bilerek ve vakfın sıhhatine cevâz veren ulemâ re’yine uyarak, ri‘âyeti mûcib husûslara da ri‘âyet ederek vakfın umûmen ve husûsen sıhhatine hükmetti. Vâkıfe-i mezbûre vakf-ı mezkûrundan rucû‘ edip menzil-i merkūmu istirdâd eyledi. Mütevellî-i mezbûr da redden imtinâ‘ edip hâkim huzûrunda mürâfa‘a olunduklarında hâkim vakfın lüzûmuna da hükmetti. Menzil-i mezbûr böylece sahîh, lâzım, tağyîr ve tebdîli aslâ câiz olmayacak şekilde müseccel bir vakıf oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû alellezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıfe ale’l-hayyi’l-halîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’s-sâdis min-Zilhicce li-sene hamse ve elf mine’l-hicreti’n-nebeviye.
Şühûdü’hâl: el-Hâc Mustafa Efendi b. ( ), Mehmed Çelebi b. Mustafa, mevlana Ali el-mu‘allim, mevlana Ahmed el-müezin, mevlana Mustafa el-müezzin, Mehmed Bey el-hayyât, Yusuf Çelebi b. Abdüllatif, el-mülâzım, Hasan Çelebi b. Osman el-mülâzım, Mehmed b. Ramazan, Mustafa b. Mahmud, Ferhad b. Abdullah, Mehmed b. Hamza ve gayruhum
|