|
İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617) cilt: 44, sayfa: 377 Hüküm no: 462 Orijinal metin no: [88b-3, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hürrem Ağa b. Abdülmennan’ın ev vakfiyesi
Elhamdülillâhi’l-vâkıf alâ-küllî hâl el-münezzeh ani’l-fenâî ve’z-zevâl ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedi’l-emîn ve alâ-âlihî ve sahbih, ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Sâhibü’l-hayrât ve râtibü’l-meberrât umdetü’l-emâcid ve’l-a‘yân ve makbûlü’s-sudûr ve’l-erkân Hürrem Ağa b. Abdülmennan dünyânın fâni, âhiretin bâkī olduğunu idrâk edip âhiret azığı tedârik etmek istedi ve meclis-i şerî‘ati şerîfe ve mahfil-i tarîkat-i münîfeye hâzır olup işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Soğan Ağa mahallesinde kâin, dâhilî ve hâricî muhavvatalı, dâhiliyesi aralarında sofa bulunan tahtânî iki hâneyi, kezâlik aralarında sofa bulunan fevkānî iki hâneyi, fevkānî iki odayı, kenîfi, cüneyneyi, bi’r-i mâı müştemil, hâriciyesi, üzerinde oda bulunan ahırı ve kenîfi müştemil bulunan, hudûdu bir tarafından Âişe bt. Süleyman Vakfı, bir tarafından merhûm Mehmed Bey Vakfı, tarafeynden de tarîk-ı âm ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘i ve merâfıkı ile niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye üzere habs ve vakfettiğini ikrâr eyledi. Menzil-i mezbûrda süknâyı evvelâ mâdâm ki hayatda ola nefs-i nefîsesine, sonra dâhiliyesinde bulunan tahtânî iki hâneyi müddet-i hayatınca Kamerruh Hatun bt. Abdullah nâm zevcesine şart etti. Menzilin kalan kısmını ise vâkıf-ı mezbûrun zevce-i mutallakası Saliha bt. Mustafa nâm anasını menzil-i mesfûrda iskân etmemesi kaydıyla sulbiye kızı Hadice Hatun’a şart etti. Kamerruh Hatun’un vefâtından sonra menzil-i mezbûrun tamamını mezkûre Hadice Hatun’a, sonra onun evlâdına, evlâd-ı evlâdına, ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti. Sonra menzili, her gün bir def‘a sûre-i Yâsîn’i, üç def‘a sûre-i İhlâs’ı, bir def‘a sûre-i Fâtiha’yı tilâvet edip vâkıf-ı mezbûrun rûhuna hediye etmesi kaydıyla süknâya muhtâc âlim, sâlih ve mütedeyyin bir kimseye şart etti. Menzil-i mezkûrun meremmetini içinde sâkin olanlara şart etti. Tevliyeyi, vakfiyede tebdîl ve tağyîri ve sâir tasarrufât-ı şer‘iyeyi müddet-i hayatınca kendi yedinde tuttu. Sonra sadece tevliyeyi mahalle-i mezbûrede imâm olacak kimseye şart etti. Nezâret-i hasbiyeyi ahâli-yi mahalle-i merkūmeye şart etti. Sonra menzil-i mezbûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği mevlana Zekeriya Efendi’ye teslîm eyledi. Mezbûr Zekeriya Efendi dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettilerse öyle tasarruf etti. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi merkūm tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Hâl bu minvâl üzere iken vâkıf-ı mezbûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanife indinde vakf-ı akārın gayr-ı lâzım olduğuna binâen vekâlet-i mahkiyesi hasebiyle vakfiyetten rucû‘ edip menzili mülküne istirdâd etti. Mütevellî-yi mezbûr her ne kadar İmâm-ı a‘zam indinde vakf-ı akār lâzım değilse de imâmeyn-i hümâmeyn İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî ve İmâm-ı sânî Ebû Yusuf katlarında lâzımdır diyerek redden imtinâ‘ eyledi ve hâkim-i muvakkı‘-ı a‘lâhudan imâmeynin re’y-i reşîd ve mezheb-i sedîdine tevfîkan hükmetmesini istedi. Hâkim-i muvakkı‘ da vakıf cânibini evlâ ve ahrâ görüp vakfın sıhhat ve lüzûmuna hükmetti. Menzil-i mezbûr bu sûretle tahvîli, ta‘dîli, tağyîr ve tebdîli aslâ câiz olmayacak şekilde lâzım, müebbed, müseccel bir vakıf oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’llâhi’l-hayyi’l-kerîm.
Ve alâ mâ-cerâ vaka‘a’l-işhâd ve’t-tahrîr fî-selhi Cumâdelâhire min-şühûri sene hamse ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Mehmed Efendi b. Veli el-imâm, Süleyman Ağa b. Abdullah zevvâk-ı sultânî, Mustafa Sinan Bey b. Abdullah, İbrahim Halîfe el-imâm, Mehmed Çelebi b. İbrahim eş-şehîr bi-Balıkçızâde, Mustafa Çelebi b. İbrahim, umdetü’l-a‘yân Mehmed Ağa b. Abdülmennan el-mütekā‘id, Süleyman Ağa b. Pîrî, Mehmed Çelebi b. Ramazan, Mustafa b. Mahmud, Ferhad b. Abdullah, Ahmed b. Ali el-muhzır
|