.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 70
Hüküm no: 21
Orijinal metin no: [10-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


İmtiyazlı tüccarların uyacakları kurallara dair berat

Sâdır olan fermân-ı âlîşânım mûcebince bu berat-ı hümâyûnumu verdim ve buyurdum ki, merkūm ba‘de’l-yevm imtiyâzlı tüccârından olup tüccâr-ı merkūmeden hasebi’l-iktizâ biri veyâhûd iki nefer hizmetkârları li-ecli’t-ticâret bir mahalle gitmek murâd eyledikde vekîlûn-ı mûmâ-ileyhimâ taraflarından vukū‘ bulacak istid‘â üzerine ticâret şurûtu derciyle yol emirleri verile ve tüccâr-ı merkūmenin mahkûmun-bih alacakları tahsîl olundukda yüzde ikiden ziyâde resm mutâlebe olunmaya ve tüccâr-ı merkūmdan veyâhûd iki nefer fermânlı hizmetkârlarından birini gerek ehl-i İslâm ve gerek Hristiyân’dan birisi li-ecli’t-terâfu‘ mahkemeye veyâhûd Bâbıâlîmize getirmek murâd eyledikde kesr-i i‘tibârını mûcib olacak vaz‘ vukū‘a gelmemek için Ticâret Nezâreti tarafından mübâşir ta‘yîniyle kaldırılıp âhar tarafdan mübâşir ta‘yîn olunmaya ve habsleri iktizâ eder ise nezâret-i müşârün-ileyhâ ma‘rifetiyle icrâ oluna ve bunların ticârete dâir gerek ehl-i İslâm ve gerek teba‘a-i gayr-ı Müslime ve müste’menden her kim ki da‘vâ ve nizâ‘ları zuhûr eder ise kānûn-ı ticârete tatbîkan ticârethânede rü’yet ve kat‘-ı nizâ‘a mübâderet olunup şer‘-i şerîfe mürâca‘atları lâzım geldikde âhar mahâlde rü’yet olunmayıp huzûr-ı şeyhülislâmîde görülerek fasl oluna ve bundan mâ‘adâ mevâdd-ı ticârete dâir umûr-ı hesâbiye ve husûsât-ı sâireleri dahi nezâret-i müşârün-ileyhânın müteferri‘ât-ı me’mûriyetinden olmak mülâbesesiyle ber-vech-i muharrer ticâret-i merkūmenin kâffe-i ahvâline nezâret-i müşârün-ileyhâ cânibinden ber-vech-i dikkat nezâret ve ol vechile mesâlih-i vâkı‘aları ma‘rifet-i nezâret-i müşârün-ileyhâ ile tesviye ve rü’yet kılına ve müste’menin taşrada dört bin akçeden ziyâde olan da‘vâları Âsitâne-i sa‘âdetime havâle olunmak ahidnâmeleri şurûtundan olduğu misillü bunların dahi müste’menân ile olan nizâ‘ları kezâlik Dersa‘âdet’ime havâle kılına, ve’l-hâsıl teba‘a-i Devlet-i aliyyemden olan beratlı tüccârın kangı devlet tâcirleri ile nizâ‘ları zuhûr eder ise ol devlet ile olan mu‘âhede ahkâmına tevfîkan fasl ve rü’yet oluna ve tüccâr-ı merkūmenin diyâr-ı ecnebiyeden memâlik-i mahrûseme getirdikleri ve memâlik-i mahrûse-i şâhânem emti‘a ve eşyâsından memâlik-i ecnebiyeye ihrâc eyledikleri ve gerek dâhil-i memâlikde bey‘ ve füruht ettikleri kâffe-i emti‘a ve eşyânın mukarrer olan resm-i gümrüklerini usûlü vechile edâ edip yerine ma‘mûlün-bih edâ tezkiresi aldıkdan sonra mükerrer ve ziyâde gümrük taleb ve ahz olunmaya ve eğer gümrük ümenâsı taraflarından ziyâde ve mükerrer gümrük nâmıyla akçeleri alınır ise derhâl red ettirile ve teba‘a-i ecnebiyenin memâlik-i mahrûse-i şâhânemden mübâya‘a ve ihrâcına me’zûn oldukları kâffe-i emti‘a ve eşyâyı bunların dahi bi’l-istisnâ berren ve bahren nakl ve ihrâc etmelerine mümâna‘at olunmaya ve bunlar ticâret-i bahriyeleri için sefîne tedârik ve inşâ edecek olduklarında mukarrer olan eymân ve imtiyâz nizâmına tatbîkan tesviye ve i‘tâ kılına ve düvel-i müttehâbe memâliki iskelelerinde turûk-ı Devlet-i aliyyemden mansûb olan şehbenderler taraflarından tüccâr-ı merkūmenin mesâlih-i vâkı‘aları teshîl ve umûr-ı ticâretleri tervîc oluna ve tüccâr-ı merkūmeye vülât ve mutasarrıfîn ve hükkâm vesâir me’mûrîn ve zâbıtân taraflarından hilâf-ı şer‘-i şerîf ve mugāyir-i kavânîn mu‘âmele olunmayıp her hâlde himâyet ü sıyânetlerine dikkat oluna ve tüccâr-ı merkūmeden vefât edenlerin dükkân ve oda vesâir emlâkleri cânib-i şer‘den başka ve nezâret-i müşârün-ileyhâ taraflarından başka temhîr olunup şer‘an tahrîri lâzım gelen terekelerinden dahi ziyâde resm taleb olunmayıp emvâl-i mevcûdeleri ber-muktezâ-yı şer‘-i şerîf beyne’l-verese nezâret-i müşârün-ileyhâ ma‘rifetiyle taksîm ettirile ve sagīr ve sagīre ve gāib ve gāibesi olmayıp beyne’l-verese taksîmi murâd olunmayan tereke dahi bir türlü cebr ve ibrâm ile tahrîr ettirilemeye ve imtiyâzât-ı meşrûh için tüccâr-ı merkūme ve ikişer nefer fermânlı hizmetkârlarına mahsûs olup evlâd ve ta‘allukātları ve yedinde emr-i âlîşânım olmayan hizmetkârları haklarında cârî olmaya ve tüccâr-ı merkūmeden vefât edenlerin kebîr oğlu olup da berat almağa tâlib bulunur ise ol dahi silk-i tüccâra idhâl olunarak yedine berat-ı âlîşânım i‘tâ kılına şöyle bileler, alâmet-i şerîfeme i‘timâd kılalar.

Tahrîren fî-evâhiri şehri Zilka‘deti’ş-şerîfe li-sene semânîn ve mieteyn ve elf.