.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911)
cilt: 99, sayfa: 193
Hüküm no: 193
Orijinal metin no: [36-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Zenci esirlerin alınıp satılmasının yasak olduğuna dair Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında yapılan anlaşma metninin gönderildiği

Taraf-ı vâlâ-yı Meşîhat-penâhîye

Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,

Üserâ-yı zenciye ticâretinin men‘i hakkında yetmiş üç târihinde şeref-sâdır olan fermân-ı âlînin tevsî‘-i ahkâmıyla üserâ-yı merkūmenin kat‘ıyyen men‘-i füruhtu zımnında Devlet-i aliyye ile İngiltere devlet-i fahîmesi beyninde geçende mün‘akid mu‘âhedenin lâzım gelenlere gönderildiği misillü nusah-ı matbû‘asından çend adedi sûy-ı vâlâ-yı Fetvâ-penâhîlerine irsâl kılındı. Meâlinden müstebân olacağı vechile mu‘âhede-i mezkûre üserâ-yı zenciyenin bey‘ ü şirâsı hakkında olan memnû‘iyetin tevsî‘-i ahkâmından ibâret olup şu kadar ki üserâ-yı zenciyeden [37] her biri sahib ve sahibelerinin zâtlarına mahsûs hizmetçi sıfâtıyla onlara refâkat edecek olurlar ise elinde sinni vesâir eşkâl-i mahsûsasını gösterir ve ale’l-husûs mâlik ve mâlikelerine ne sıfâtla refâkat ettiğini zikreder şehâdetnâme bulunduğu hâlde bunların müstesnâ tutulacağı zikrolunan mu‘âhedenin birinci maddesinde tastîr ve beyân kılınmış olmağla bu maddenin ve ahkâm-ı sâire-i mündericesinin tamamî-i icrâatına i‘tinâ buyurulması husûsuna himem-i aliyye-i Meşîhat-penâhîleri derkâr buyurulmak bâbında emr ü irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir.

Fî 19 Şa‘bân sene [12]97 ve fî 15 Temmuz sene [12]96.

Üserâ-yı zenciyenin men‘-i füruhtu hakkında Devlet-i aliyye ile İngiltere devlet-i fehîmânesi beyninde mün‘akid mu‘âhedenin hâvî olduğu mevâddın sûretidir

Birinci madde: Zât-ı şevket-simât-ı hazret-i pâdişâhî üserâ-yı zenciye ticâreti hakkındaki memnû‘iyeti kat‘iyen te’yîd buyurur ve bu memnû‘iyete olunacak ri‘âyeti takviye için memâlik-i Osmâniye’nin ve müştemilâtının her tarafına üserâ-yı zenciye idhâlini zâtların bahren dâhil-i memâlik-i Osmâniye’den mürûriyetini men‘ etmekliği ve mehâkim-i Osmâniye’ye tâbi‘ olup ticâret-i mezkûrede gerek doğrudan doğruya ve gerek bi’l-vâsıta medhali bulunacak her şahıs veyâ eşhâs kavânîn-i Osmâniye’ye ve yetmiş üç târihinde şeref-sâdır olan fermân-ı âlî hükmünce tedîb eylemekliği ve bir de memâlik-i mahrûseden diyâr-ı ecnebiyeye üserâ-yı zenciyenin ihrâcını men‘ etmekliği ta‘ahhüd buyururlar. Merkūmlar sahib ve sahibelerinin zâtlarına mahsûs hizmetçi sıfâtıyla onlara refâkat edecek olurlar ise bunlar müstesnâdır. Bu hâlde erkek olsun kadın olsun her bir esirin elinde sinnini vesâir bi’l-cümle eşkâl-i mahsûsasını gösterir ve ale’l-husûs sahib ve sahibelerine ne sıfâtla refâkat ettiğini zikreder şehâdetnâme bulunacakdır ve elinde bu şehâdetnâme olmaz ise âzad edilecek ve onları hârice çıkarmağa tesâddî edenler mücâzât görecekdir. Memâlik-i Osmâniye’yi terk edecek âzadlı zencilerin cümlesi âzadlı ve hür şahıslarına bilâ-kayd ü şart mutasarrıf olduklarını mübeyyin me’mûrîn-i Osmâniye’den bir pasaport alacakdır.

İkinci madde: Teba‘a-i Osmâniye’den olup da dâhil-i memâlik-i Osmâniye’de veyâhûd bir Osmanlı gemisi derûnunda gerek doğrudan doğruya ve gerek bi’l-vâsıta üserâ-yı zenciye tüccârında medhali bulunacak her şahıs veyâ eşhâs mu‘înleri dahi var ise onlar beraber tutulup kavânîn-i memleket mûcebince mücâzâtları icrâ olunacakdır. Ticâret-i mezkûrenin vukū‘u her nerede sâbit olmuş ise oranın hükûmet-i Osmâniyesi tarafından tanzîm olunacak mazbatalar ve ele geçirilecek daha sâir evrâk-ı müsbeteler eğer kānûnen makbûl ise hîn-i muhâkemede ictimâ‘ olunmak üzere müttehimler ile beraber gönderilecekdir. Esir tüccârı elinde bulunan bi’l-cümle <> zenciler âzad edilecek ve haklarında işbu mukāvelenâmenin üçüncü maddesi mûcebince hareket olunacakdır.

Üçüncü madde: Esîr tüccârı elinden alınıp âzad edilecek Afrika üserâsını yorgunlukdan ve açlıkdan telef olmak ve yeniden taht-ı esârete düşmek muhâtarasına uğratılmaksızın mesken ve me’vâlarına i‘âde etmek muhâl olduğuna nazaran Devlet-i aliyye henüz tutulmuş olan zencilerin hürriyetlerini te’mîn için lâzım gelen tedâbîri ittihâz ve kendilerine lâyıkıyla mu‘âmele olunmasına dikkat etmekliği ta‘ahhüd eder.

Dördüncü madde: Zât-ı şevket-simât-ı hazret-i pâdişâhî kat-ı uzuv? ve ticâret-i sıbyân ile müttehem olan bi’l-cümle eşhâs[ı] cânî misillü ta‘kīb ettirmekliği ta‘ahhüd buyurur eşhâs-ı merkūme mehâkim-i Osmâniye’ye tâbi‘ ise mehâkim-i Osmâniye’ye teslîm olunup kavânîn-i Osmâniye mûcebince tedîb olunacak ve aksi takdîrinde [38] ya‘ni cânî teba‘a-i Osmâniye’den olmadığı ve cinâyet memâlik-i Devlet-i aliyyede vukū‘ bulmadığı hâlde iktizâ eden mahkemeye teslîm olunup bu mahkeme dahi onlar hakkında tâbi‘ oldukları memleketin kavânînine göre hareket eyleyecekdir. Mazbatalar vesâir evrâk-ı müsbeteler ikinci maddede beyân olunduğu üzere eşhâs-ı merkūme ile beraber gönderilecekdir.

Beşinci madde: Zât-ı şevket-simât-ı hazret-i pâdişâhî Bahr-i Ahmer’de esir ticâretini bir sûret-i hakīkiyede lağv eylemek maksadıyla Bahr-i Ahmer’de İngiliz korsanlarının esir ticâreti eden her Osmanlı gemisi ile kezâlik bu ticârete mahsûs olduğu bi-hakkın maznûn olan veyâhûd tesâdüf olunduğu sefer bu ticâreti icrâ etmiş bulunan her Osmanlı gemisini mu‘âyene etmesine ve derûnunu yoklamasına ve îcâb eder ise muhâkeme olunmak için en yakın olan hükûmet-i Osmâniye’ye veyâhûd dördüncü maddede muharrer olduğu üzere îcâb eden mahalle li-ecli’t-teslîm tevkīf eylemesine muvâfakat buyurur ve taharrî ve tevkīf hakkı Bahr-i Ahmer’de ve Aden Körfezi’nde ve Arabistan sevâhilinde ve Basra körfezinde ve Afrika’nın sevâhil-i şarkıyesinde dahi hükûmet bile olmayan bütün Osmanlı sularında icrâ olunabilecekdir. İşbu mukāvelenâme ahkâmı mûcebince İngiliz korsanı tarafından tevkīf olunan gemi hamûle ve tâifesiyle en yakın olan Osmanlı hükûmetine veyâhûd zikrolunan dördüncü madde mûcebince îcâb eden mahalle muhâkemesine ibtidâr olunmak üzere teslîm olunacakdır. Osmanlı sularında ve limanlarında tesâdüf olunan Osmanlı sancağı altında bulunan sefâyini derûnunda satmak için zenciler bulunduğu zannına mahâl olduğu hâlde veyâhûd en sonraki seferlerinde üserâ ticâretinde kullanılmış gemiler bir İngiliz korsanının kumandanı ve ol bâbda me’mûriyeti olan diğer bir zâbıta veyâhûd İngiltere’nin konsolos me’mûrlarından biri tarafından haber verildiği takdîrde me’mûrîn-i Osmâniye derhâl taharriyât icrâ edeceklerdir ve bu gemiler derûnunda bulunan üserâ sebîlleri tahliye ve âzad edilecekdir ve gemilerle kapudan ve reisleri ve bunlara şirket tebyîn edenleri iktizâ eden me’mûrîn-i Osmâniye’ye teslîm olunarak bu me’mûrlar dahi onların hakkında men‘-i ticâret-i üserâ-yı zenciyeye müte‘allik olan kānûnnâme-i Osmâniye’nin ahkâmı mûcebince hareket edecekdir. Bir İngiliz korsanı tarafından tutulan bi’l-cümle Afrika üserâsı hürriyetleri i‘lân olunmak üzere oralarda hükûmet-i Osmâniye var ise ona ve yakında olmadığı hâlde en yakın olan hükûmete ve gemi ile hamûlesi en yakın olan hükûmet-i Osmâniye’ye veyâhûd dördüncü madde mûcebince îcâb eden mahalle li-ecli’l-muhâkeme teslîm olunacakdır. Haşmetlü İngiltere kraliçesi hazretleri dahi Bahr-i Ahmer’de ve Aden Körfezi’nde ve Arabistan sevâhilinde ve Basra Körfezi’nde ve Afrika sevâhil-i şarkıyesinde ve memâlik-i şâhânenin dâhilî sularıyla müştemilâtından İngiliz bayrağı altında seyr ü sefer edip üserâ-yı zenciye ticâretinde medhali bulunacak olan veyâ bu ticâreti icrâya gönderildiği bi-hakkın şübhe edilen veyâhûd tesâdüf olunduğu sefer bu ticâreti icrâ etmiş olan bütün gemilerin Osmanlı korsanları veyâhûd me’mûrları cânibinden aranılmasına iktizâ eder ise zabt ve tevkīf edilmesine muvâfakat buyurur. Bu gemilerle hamûleleri ve tâifeleri muhâkeme olunmak üzere en yakın olan İngiltere hükûmetine teslîm olunacakdır. Zabtolunan üserâya me’mûrîn-i Osmâniye tarafından hürriyet verilecek ve üserâ onların elinde kalacakdır. Bir geminin tevkīfi ve ta‘kībi esâslı ve haklı olmadığına lâzım gelen mahkeme tarafından hükmolunur ise gemiyi zabteden korsanın tâbi‘ olduğu devlet zabtolunan geminin âid olduğu devlete ahvâle göre ta‘yîn olunacak tazmînâtı i‘tâ eyleyecekdir. Şurası dahi sarâhaten ve mahsûsen mukarrerdir ki, devleteyn süfün-i harbiyeleri işbu mu‘âmeleden müstesnâ tutulup ve hiç bir vakit ve hiç bir bahâne ile taharrî edilmeyecekdir.

Altıncı madde: Zenci ticâretinin ilgāsına me’mûr İngiliz korsanlarının tâifesi kâmilen veyâ kısmen Afrika üserâsından rekb olan gemilere bi-gayr-ı hakkın müdâhale etmesini men‘ için tâifesi öyle kâmilen veyâ kısmen Afrika üserâsından olan her bir Osmanlı gemisi sefer ve seyâhatini ve tahsîs olunduğu hizmeti ve derûnunda bulunan üserânın [37 M] aded ve eşkâlini mübeyyin evrâkı hâiz olmak lâzım gelecekdir. Gemide bulunan üserânın mikdârı evrâk-ı sefînede gösterilen mikdârdan ziyâde olur ise gemi tevkīf veyâhûd muhâkeme olunmak üzere iktizâ eden mahkemeye i‘zâm olunabilecekdir.

Yedinci madde: Zât-ı şevket-simât-ı hazret-i pâdişâhî işbu mukāvelenâmenin tamamî-i icrâsı’çün lâzım gelen tedâbîri ittihâz ve evâmiri i‘tâ eylemekliği ta‘ahhüd buyurur.

Sekizinci madde: İşbu mukāvelenâmenin ahkâmı imzâ olunduğu günden i‘tibâren altı ay sonra mer‘iyyü’l-icrâ olacakdır. Tasdîkan li’l-makāl murahhasân-ı müşârün-ileyhimâ işbu mukāvelenâmeyi imzâ ve armalı mühür ile temhîr etmişlerdir. Mukāvele-i hâzıra bin sekiz yüz seksen sekiz senesi Kânûn-ı sânîsinin yirminci günü Dersa‘âdet’te akd ve tanzîm olunmuşdur.

Hâtime

İşbu mukāvelenâme taraf-ı eşref-i şâhânemizden kabûl ve tasdîk kılındığını mübeyyin devlet-i müşârün-ileyhâ tarafından işbu tasdîknâme-i hümâyûnum i‘tâ olundu.

Fî 11 Rebî‘ülâhir sene [1]297.