|
İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 295 Hüküm no: 312 Orijinal metin no: [115-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefaen satılacak ve ferağ olunacak emlak ve arazi için şer‘iye mahkemelerince verilen vekalet-i devriye hüccetlerinden harc ve kaydiye alınması
Şûrâ-yı Devlet Tanzîmât Dâiresi’nin beş yüz otuz yedi numaralı mazbatası sûretidir.
Defter-i Hâkānî Nezâreti’nden takdîm olunup Şûrâ-yı Devlet’e havâle buyrulan tezkire Tanzîmât Dâiresi’nde kırâet olundu. Meâlinde, vefâen bey‘ ve ferâğ olunacak emlâk ve arâzî için mehâkim-i şer‘iyece verilen vekâlet-i devriye hüccetlerinden deyn-i vâkı‘a nisbetle binde on guruş harc ve altmış para kaydiye alınmakta ve Defter-i Hâkānî İdârelerince nizâmen istifâsı lâzım gelen harclardan başkaca ahz olunmakta olup vekâlet hüccetlerinden yalnız kırkar guruş harc-ı maktû‘ istifâsı ise karâr-ı ahîr iktizâsından bulunmasına binâen vekâlet-i devriye ile rehn edilen veyâhûd vefâen ferâğ olunan emlâk ve arâzî için vekâleti nâtık olarak verilecek hüccetlerin beş bin guruşa kadar deyni hâvî olanlarından yalnız onar ve ondan yukarısı için kırkar guruş harc alınmasının usûl ittihâzı hakkında evvelce sebk eden istîzân üzerine Mehâkim-i Şer‘iyye Nizâmnâmesi’nin kırkıncı maddesinin fıkra-i sâniyesinde bey‘ ve ferâğ bi’l-vefâ ve istiğlâl ikrârını hâvî bulunan hüccetlerden musakkafât ve arâzînin kıymetlerine nazaran binde on guruş harc alınması muharrer olup bu hüccetlerin bazısında vekâlet-i devriye ile tevkîl husûsu dahi ilâve olunmakta ise de vekâlet-i devriye için başkaca harc istifâ olunmadığı bi’l-muhâbere makām-ı fetvâ-penâhîden bildirilmesine mebnî ta‘dîl-i nizâma mahâl olmadığı Şûrâ-yı Devletce karârlaştırılmış olduğu beyânıyla ber-mûceb-i nizâm îfâ-yı muktezâsı bâ-buyruldu-yı âlî teblîğ buyrulan mazbata sûreti mütâla‘asından müstebân olmuş ve fi’l-vâki‘ zikrolunan maddenin fıkra-i ahîresinde bey‘ ve ferâğ bi’l-vefâ ve istiğlâl mu‘âmelâtının hüccete rabtı lüzûmu münderic bulunmuş ise de işbu nizâmnâme emlâk mübâya‘âtının mehâkim-i şer‘iyede icrâ olunacağı vakit neşredilmiş olup hâlbuki ahîren neşr ve i‘lân olunan nizâmnâme ile emlâk mübâya‘âtının icrâsı hasren Defterhâne’ye tevdî‘ olunmuş ve bu nizâmnâmenin on altıncı maddesinde dahi emlâkin terhîni bey‘ bi’l-vefâ ve istiğlâl mu‘âmelâtının Defter-i hâkānî me’mûru veyâ kazâ tapu kâtibi ma‘rifetiyle varaka-i mahsûsasına derc ve imlâ edilerek ba‘de’t-tahtîm deyn ve mülk senediyle beraber dâyinine i‘tâ kılınmak sûretiyle îfâ edileceği musarrah olarak bunlar için mehâkim-i şer‘iyeye mürâca‘at ve mu‘âmelenin hüccete rabtına dâir bir gûne kayd ve işâret görülememiş olmasından dolayı zikrolunan Mehâkim-i Şer‘iyye Nizâmnâmesi’nin mübâya‘ât-ı emlâke dâir olan mevâddı ile onun müteferri‘âtında bulunan bey‘ bi’l-vefâ ve istiğlâl mu‘âmelâtının suver-i icrâiyesini mübeyyin olan sâlifü’l-beyân kırkıncı maddesinin hükmü münfesih demek olmasına ve Tapu Nizâmnâmesi’nin yirmi yedinci maddesinin fıkra-i ahîresinde dahi müddet-i mu‘ayyenenin inkızâsında edâ-i deyn olunamaz ise vefâen ferâğ olunan mahallerin âhara ferâğıyla bedelinden istifâ-yı deyn eylemek üzere medyûn dâyinini vekâlet-i devriye ile tevkîl edecek olduğu takdîrde arâzî-i emîriyede vekâlet-i devriye keyfiyeti vefâen ferâğı hâvî tanzîm edilecek sened-i resmîde derc ve îzâh ile iktifâ edileceği muharrer bulunmasına göre arâzîde cârî olduğu üzere emlâkde dahi vekâlet-i devriye husûsunun Emlâk Nizâmnânesi ahkâmınca bey‘ bi’l-vefâ ve istiğlâl mu‘âmelâtına dâir Defter-i hâkānî me’mûrları tarafından tanzîm olunacak sened-i resmîye derc ile iktifâ veyâhûd vekâlet-i devriye mu‘âmelesinin Mehâkim-i Şer‘iyyece hüccete rabt olunması maddelerinden kangısının ihtiyâr ve icrâsı lâzım geleceği istîzân olunmuşdur.
Meb‘ûsün-an[h] olan karâr makām-ı fetvâ-penâhînin iş‘ârına müstenid olacağı cihetle nizâmât-ı müşârün-ileyhânın hülâsası beyân olunan tezkiresi dahi makām-ı müşârün-ileyhe gönderilerek istifsâr-ı mütâla‘a olunmuş idi. Gelen cevâb ile Meclis-i Tedkīkāt-ı Şer‘iyye’den tanzîm olunmuş olan melfûf müzekkirede vekâlet-i devriye ile tevkîl husûsu bey‘ veyâ ferâğ bi’l-vefâ akdi zımnında tahakkuk edip meselâ bir kimse deynine mukābil bir akārını rehin hükmünde bey‘ veyâ ferâğ bi’l-vefâ ile bey‘ veyâ ferâğ eyledikte müddet-i mu‘ayyenesi hitâmında edâ-i deyn edemez ise ol akārı satıp semen veyâ bedelinden deynini îfâ etmek ve fazla kalır ise sahibine vermek üzere vekâlet-i devriye ile tevkîl edip işbu vekâlet-i devriye takrîrini sûret-i meşrû‘âda istimâ‘ ve zabt ve kayd için dahi Tapu Nizâmnâmesi’nin yirmi altıncı ve yirmi yedinci maddelerinde senedâtın [116] Defterhâne’den tanzîme dâir olan nizâmnâme mûcebince nâibü’ş-şer‘in huzûru lâzımeden bulunmuş olduğundan bey‘ veyâ ferâğ bi’l-vefâ mu‘âmelesinin hîn-i icrâsında vekâlet-i devriye husûsunun dahi icrâ ve esâs-ı mu‘âmele ile beraber defter-i mahsûsuna ba‘de’l-kayd tanzîm olunacak sened-i hâkānî dahi ol vechile imlâ olunması muvâfık-ı maslahat olacağı ve ma‘a mâ-fîh bey‘ veyâ ferâğ bi’l-vefâ ile bunların zımnında vukū‘ bulan vekâlet-i devriyenin hüccete rabtı memnû‘ olmaması cihetle taleb olundukta vesîka-i şer‘iye dahi tanzîm ve i‘tâ olunarak sâir senedât-ı şer‘iye harcları misillü nizâmen lâzım gelen harcın istifâsı iktizâ edeceği gösterilmiştir.
Vâkı‘an emlâk için Defterhâne’den sened-i resmî i‘tâsına dâir olup ahîren neşrolunan nizâmnâme hükmünce emlâk mübâya‘âtının icrâsı Defter-i hâkānî me’mûrlarına havâle edilmiş ise de vekâlet-i devriye ile tevkîl husûsu bey‘ veyâ ferâğ bi’l-vefâ akdi zımnında tahakkuk etmekte olmasına ve emvâl-i eytâm ve evkāf hüccete rabt olunmaksızın istidâne edilemeyeceği gibi ol bâbda tanzîm olunan hüccetlere vefâen bey‘ veyâ ferâğ olunan mahâl ile vekâlet-i devriye husûsu dahi mine’l-kadîm derc edilmekde bulunmasına mebnî emvâl-i evkāf ve eytâm ve emsâlinde istidâne zımnında vâki‘ olan vekâlet-i devriye husûsu hüccete rabt olunacağı misillü emvâl-i mezkûrenin gayri müdâyenât zımnında vukū‘ bulan vekâlet-i devriyenin ve talebi üzerine hüccete rabtına mâni‘ kayd-ı nizâmî olmamasıyla bu makūle müdâyenât için dahi taleb vukū‘unda hüccet tanzîm edilebileceğine nazaran zikrolunan nizâmnâme ahkâmı Mehâkim-i Şer‘iyye Nizâmnâmesi’nin kırkıncı maddesinin fıkra-i ahîresini feshetmeyip fakat vekâlet-i devriye husûsunun eytâm ve evkāf ve emsâli emvâlinden olunan istidânelerden mâ‘adâ da hüccete rabtı taleb ve ihtiyâra ta‘lîk edilmiş demek olduğundan gerek evkāf ve eytâm ve emsâli emvâlinden istidâne edilmiş olmasından nâşî olsun ve gerek taleb üzerine hüccete rabtedilsin vukū‘ bulan müdâyenât ile zımnında vâki‘ vekâlet-i devriyenin hüccete rabtına ve zikrolunan kırkıncı maddenin fıkra-i sâniyesine ve karâr-ı sâbıkā tevfîkan bey‘ veyâ ferâğ bi’l-vefâ sûretiyle satılan musakkafât ve arâzînin kıymetlerine nazaran binde on guruş harc alınıp vekâlet-i devriye için başkaca harc alınmaması iktizâ edeceği gibi çünkü hüccete rabtedilmeksizin icrâ-yı mu‘âmele dahi tecvîz edilmiş olması cihetle taleb üzerine rabt olunmayan husûsâtda vekâlet-i devriye maddesinin dahi nâibü’ş-şer‘ ve Defter-i hâkānî me’mûr veyâ tapu kâtibi hazır olacağı hâlde taşra mecâlis-i idâresinde ve Dersa‘âdet’de senedât-ı hâkānî me’mûr-ı şer‘îsi dahi bulunarak me’mûr-ı mahsûsu huzûrunda istimâ‘ıyla keyfiyetin ol bâbda Defter-i hâkānî me’mûrları tarafından tanzîm olunacak senede derc ve imlâsıyla iktifâ olunmasının Defter-i Hâkānî Nezâreti’ne iş‘ârı ve makām-ı celîl-i fetvâ-penâhîye dahi ma‘lûmât i‘tâsı tezekkür kılındı, ol bâbda emr u fermân hazret-i men-lehu’l-emrindir.
Fî 20 Zilka‘de sene 306 ve fî 6 Temmuz sene 305.
|