|
İstanbul Mahkemesi 334 Numaralı Sicil (H. 1280-1329 / M. 1863-1911) cilt: 99, sayfa: 350 Hüküm no: 382 Orijinal metin no: [148-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Damga Resmî Kanunu’ndaki ceza hükümlerinin uygulamaya konmasının ertelenmesi
Bâb-ı Âlî
Dâire-i Sadâret-i Uzmâ
Mektûbî Kalemi
Aded: 178
Taraf-ı Âlî-i Hazret-i Meşîhat-penâhî’ye,
Ma‘rûz-ı bende-i dîrîneleridir ki,
Resm-i Damga Kānûn-ı Cedîdi’ndeki ahkâm-ı cezâiyenin bidâyet-i mu‘âmele olmak hasebiyle üç mâh imhâli istîzânını mutazammın evvel ve âhir Rüsûmât Emânet-i celîlesinden vârid olup Şûrâ-yı Devlet’e ve ahîren Resm-i Damga Tedkīk Komisyonu’na havâle olunan tezkirelerde mehl-i mezkûrun kangı târihden i‘tibâr edileceğine dâir sarâhat olmadığı ve imhâl tarafına gidilecek olur ise bi’z-zarûre ta‘mîmi lâzım gelip kānûn-ı mezkûrun târih-i neşrinden beri aradan hayli vakit geçtiği ve ta‘dîl edileceği cihetle iktizâsı ba‘dehû teemmül ve müzâkere edilmek üzere evvel-emirde taleb olunan mehlin mebde’i ve teferru‘âtı hakkında komisyonca sebk eden istifsâr ve mütâla‘aya cevâben emânet-i müşârün-ileyhâdan vârid olan tezkire üzerine cereyân eden irâdâtı hâvî i‘tâ kılınan mazbatada mezkûr Resm-i Damga Kānûnu’nun ekseri mevâddı hakkında vukū‘ bulan iştibâhât ve ihtilâfâtın yeniden icrâ-yı tedkīkāt ile tashîhât ve ta‘dîlât icrâsını müstelzim olmasına nazaran emânet-i müşârün-ileyhânın iş‘ârı vechile sûret-i tatbîkiyesince mûceb-i tereddüd ve istîzân olunan ahkâmdan ve ta‘rifât-ı kānûniye dâiresinde ibtâl edilmemiş olan pullardan dolayı lâzım gelen cezâ-yı nakdîlerin afvı muvâfık-ı ma‘delet olacağı gibi kānûnun sarâhatine karşı olsa da mükellefînin cezâ-yı [149] nakdî ile mahkûm olacağı[nı] bildiği hâlde noksan pul yapıştırması yine sehv ve hata eseri olacağı ve noksan pulların ikmâl ettirilmiş olması iktizâ edeceği cihetle senedât ve evrâka noksan pul ilsâk edenlerden dahi cezâ-yı nakdî aranılmaması muktezâ-yı maslahat ve hakkāniyet görünüp bununla beraber tashîhât ve ta‘dîlât rehin-i hitâm olduktan sonra ahkâm-ı kānûniyenin tatbîkātında me’mûrîn ve efrâdca muhârese husûsuna dikkat ve medâr olmak için kānûna yine bir mehl-i münâsib derc edilmek üzere şimdilik kānûn-ı mezbûrun târih-i neşrinden husûl-ı netîceye ve iş‘âr-ı ahîre kadar noksan yapıştırılmış ve ta‘rifât-ı kānûniye dâiresinde ibtâl edilememiş olan pulların ber-mûceb-i kānûn ikmâliyle iktifâ olunarak bunlar için muhtî ve bâdîlerin? ve kabûl edenlerin hiçbirinden cezâ-yı nakdî aranılmaması tezekkür olunup suver-i mezkûre me’mûren hazır bulunan Düyûn-ı Umûmiye Vâridât-ı Muhassasa İdâresi me’mûrları tarafından dahi tasdîk kılınmış olduğuna binâen sûret-i hâlin ta‘mîmen devâir-i merkeziye ile vilâyât-ı şâhâneye teblîği ve idâre-i mezkûreye bildirilmesinin dahi Mâliye Nezâret-i celîlesine iş‘ârı ve komisyona da ma‘lûmât i‘tâsı inbâ kılınarak mûcebince îcâbâtı icrâ kılınmış olmağla ol bâbda emr u irâde hazret-i men-lehu’l-emrindir.
Fî 5 Muharrem sene 323 ve fî 27 Şubat sene 320.
Sadrıa‘zam
Ferid
|