.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 54 Numaralı Sicil (H. 1102 / M. 1691)
cilt: 20, sayfa: 54
Hüküm no: 7
Orijinal metin no: [1b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Macar asıllı İvaz b. Abdullah’ın hiçbir zaman köle olmayıp hür olduğu

Vilâyet-i Anadolu’da medîne-i Tokat kazâsına tâbi‘ Arag nâm karye ahâlîsinden olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da müsâferet vechi üzre sâkine Ahmed b. Mustafa nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde, kendiye rıkkıyyet üzre inkiyâdı sebk eden işbu uzun boylu, çatık kaşlı, elâ gözlü Macariyyü’l-asl râfi‘ü hâze’l-kitâb Ali nâm-ı diğer İvaz b. Abdullah mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip, târih-i kitâbdan dört sene mukaddem Budin eyâletinde nehr-i Tuna sâhilinde Baya kasabası kurbunda sefîne reislerinden Karnad nâm kimesne mevsûf-ı mezbûr Ali’yi rakīk olmak üzre kırk üç guruşa bana bana bey‘ ve temlîk ve teslîm, ben dahi ber vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve kabz edip, karye-i mezbûrede yedimde mülk-i müşterâm iken iki sene mukaddem yedimden firâr ve ibâk etmeğin, hâlâ mevsûf-ı mezbûr Ali’yi mahmiye-i mezbûrede bulup ahz murâd ettiğimde, bana inkiyâddan imtinâ‘ eder, suâl olunup ber vech-i meşrûh mevsûf-ı mezbûrun inkiyâdına tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde, gıbbe’s-suâl mevsûf-ı mezbûr Ali cevâbında, târih-i mezbûrda müdde‘î-i mezbûr Ahmed Bey mezbûr Karnad Reis’den rakīk olmak zu‘muyla seni iştirâ eyledim deyu beni ahz etmişdi. Lâkin ben fi’l-asl vilâyet-i Rumeli’de Üstolni Belgrad kazâsına tâbi‘ Tabay nâm karye re‘âyâsından Siyona nâm zimmînin firâşından hâsıl Maraylonga nâm nasrâniyyeden mütevellid [ve] vâlideynime kat‘â rık târî olmuş değildir, Macar ra‘iyyet oğlu olmağla hurrü’l-asl iken, hüsn-i ihtiyârım ile Üstolni Belgrad Kalesi’ne gelip muhâfız olan dergâh-ı âlî yeniçerilerinden altıncı sekbânlara mahsûs oda Çorbacısı Hasan Ağa yedinde şeref-i İslâm ile müşerref olup, vech-i meşrûh üzre hurrü’l-asl olmağın rakīk olmak üzre müdde‘î-i mezbûra inkiyâddan imtinâ‘ ederim deyicek, merkūm Ahmed Bey istintâk olundukda cevâbında, mevsûf-ı mezbûr Ali’nin ber vech-i muharrer hürriyetini inkâr etmeğin, mevsûf-ı mezbûrdan ber vech-i meşrûh hürriyetine beyyine taleb olundukda, birinci sekbânlara mahsûs oda yoldaşlarından Musa b. Abdullah nâm mütekā‘id ve altıncı sekbânlara mahsûs odada sâbıkan vekîl-i harc olup isre’l-istişhâd, fi’l-hakīka mevsûf-ı mezbûr Ali sâlifü’z-zikr Üstolni Belgrad kazâsına tâbi‘ Tabay nâm karye re‘âyâsından Siyona nâm zimmînin firâşından hâsıl Miraylonga nâm nasrâniyyeden mütevellid ve valideynine kat‘â rık târî olmuş değildir, ra‘iyyet oğlu olup hurrü’l-asldır, hattâ bizim huzûrumuzda hüsn-i ihtiyârıyla gelip, mûmâ-ileyh Hasan Ağa yedinde şeref-i İslâm ile müşerref olmuşdu. Biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyu her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın, mûcebince mevsûf-ı mezbûr Ali’nin ber vech-i muharrer hürriyetine ba‘de’l-hükmi’ş-şer‘î, mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis ve’l-ışrîn min Cemâziyelevvel li sene isneteyn ve mi’e ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ali Efendi b. Mustafa, Abdurrahim Efendi el-kâtib, Murtaza Efendi b. İshak, İbrahim b. Ahmed ve gayruhüm.