|
Kısmet-i Askeriye Mahkemesi 19 Numaralı Sicil (H. 1109-1110 / M. 1698-1699) cilt: 58, sayfa: 964 Hüküm no: 793 Orijinal metin no: [180M/b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Efendi’nin para vakfı
Elhamdü lillâhi rabbi’l-âlemîn ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ Muhammedin ve alâ-âlihî ve sahbihî ecma‘în ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîrine bâ‘is ü bâdî oldur ki mahmiye-i İstanbul’da Emin Sinan mahallesi ahâlîsinden olup bundan akdem [dâr-ı bekāya] intikāl eden merhûm ve mağfûrun-leh Mehmed Efendi b. el-merhûm Süleyman Efendi’nin terekesinin sülüsünden vesâyâsını tenfîze vasiyy-i muhtârı olan fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Mustafa Efendi b. Halil meclis-i şer‘-i şerîf-i Ahmedî ve mahfil-i dîn-i münîf-i Muhammedî’de vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb olunup tevliyeti kabûl eden Ahmed Çelebi b. Süleyman mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip merhûm-ı mezbûr Mehmed Efendi hâl-i marazında bi-emrillâhi te‘âlâ kazâ-i nahb eylediğimde cemî‘ terekemin sülüsünü ahz u kabz edip vesâyâ-yı mu‘ayyenem tenfîz ettikden sonra bâkī kalan meblağ vakf olup gallesinden Ali Paşa Câmi‘i’nde bir dersiye vaz‘ olunup ve sâir meşrûtasının re’yine müfevvez ola deyü vasiyet edip tenfîzine beni vasiyy-i muhtâr nasb ü ta‘yîn ettikde ben dahi muvâcehesinde ba‘de’l-kabûl musırran-aleyhâ fevt oldukda işbu yedimde olan hüccet-i şer‘iyye mûcebince müteveffâ-yı mezbûrun vasiyetini ba‘de’l-isbât ve’l-hükm terekesinin sülüsünü ahz u kabz edip vesâyâ-yı mu‘ayyenesini tenfîz ettiğimden sonra yedimde bâkī kalan bin beş yüz guruşu vesâyetim hasebiyle vakf ü habs edip şöyle şart eyledim ki meblağ-ı mezbûr rehn-i kavî ve kefîl-i melî ve lede’l-iktizâ ikisinden biri ile ale’l-vechi’l-helâl senede onu on bir hesâbı üzere istirbâh ve istiğlâl olunup hâsıla olan gallesinden yevmî yirmi beş akçe cihet-i tedrîs olup haftada iki gün zikr olunan Ali Paşa Câmi‘-i şerîfi’nde talebe-i ilme ta‘lîm-i ulûm-ı nâfi‘a eyleyip hayâtda oldukça cihet-i mezbûreye ben mutasarrıf olam ve galle-i mezbûreden yevmî yedi akçe dahi cihet-i tevliyet olup hayâtda oldukça ben vakf-ı mezbûra mütevellî olup fevtimden sonra tevliyet-i mezbûre evlâdım ve evlâd-ı evlâdım ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdıma meşrûta ola ve yine galle-i mezbûreden yevmî dokuz akçe dahi cihet-i nezâret olup dört akçesine işbu hâzır bi’l-meclis Osman Efendi ve beş akçesine hâzır bi’l-meclis es-Seyyid Ahmed Çelebi mutasarrıf olalar ve beş akçe dahi cihet-i cibâyet olup mezbûr es-Seyyid Ahmed Çelebi câbî olup ba‘de edâi’l-hizme beş akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve oğlum Molla Ahmed vakf-ı mezbûra kâtib olup galle-i mezbûreden yevmî dört akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve mümkün olursa meblağ-ı mezbûr akāra tebdîl oluna ve vakf-ı mezbûrun tebdîl ü tağyîri ve taklîl ü teksîri merreten ba‘de uhrâ yedimde ola ve mürûr-ı eyyâm ile şurût-ı mezkûreye ri‘âyet müte‘azzire olursa galle-i vakf-ı mezbûr mutlakā fukarâ-i Müslimîne sarf oluna deyü meblağ-ı mezbûru fâriğân ani’ş-şevâgil mütevellî-i merkūma teslîm ol dahi vakfiyet üzere kabz ve sâir mütevellîler gibi mutasarrıf oldu dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vasiyy-i mezbûr inân-ı kelâmını semt-i âhara atf edip vakf-ı nukūd ve ona müteferri‘ olan şurût ve kuyûd inde’l-eimmeti’s-selâse bâtıl ve hılye-i sıhhatden âtıl olmağla vakf-ı mezbûrdan rücû‘ edip meblağ-ı mezbûru mütevellî-i merkūmdan istirdâd murâd ederim dedikde mütevellî-i merkūm cevâb-ı bâ-savâba <> mütesaddî olup eğerçi hâl vasiyy-i mezbûrun bast ettiği minvâl üzeredir lâkin İmâm Abdullah el-Ensârî rivâyeti üzere İmâm-ı Râbi‘ hazret-i İmâm Züfer katında nukūd ve ona mütefferri‘ olan şurût ve kuyûd sahîh olmağla imâm-ı müşârün-ileyh hazretleri kavl-i şerîfleri üzere vakf-ı mezbûrun sıhhatine hüküm taleb ederim dedikde hâkim-i muvakkı‘-i sadr-ı kitâb tûbâ-lehû ve hüsnü-meâb hazretleri cânib-i vakfı evlâ ve ahrâ görüp alâ-kavli’l-imâmi’l-müşârün-ileyh vakf-ı mezbûrun sıhhatine ba‘de’l-hükm vasiyy-i mezbûr i‘âde-i kelâm edip eğerçi vakf-ı mezbûr imâm-ı müşârün-ileyh kavl-i şerîfi üzere sahîh olup sıhhatine hüküm dahi lâhık olduysa lâkin İmâm-ı A‘zam hümâm-ı akdem İmâm Ebî Hanîfe el-Kûfî -cûziye bi’l-hayri ve kûfiye- hazretleri katında sıhhat lüzûmu müstelzim olmamağla benim içün bâb-ı rücû‘ münsed olmayıp müşârün-ileyh kavl-i şerîfi üzere vakf-ı mezbûrdan rücû‘ murâd ederim dedikde mütevellî-i merkūm Ahmed Çelebi tekrâr nizâ‘a mütesaddî olup eğerçi İmâm-ı A‘zam hazretleri katında sıhhat lüzûmu müstelzim değildir lâkin İmâmeyn-i Hümâmeyn hazretleri katında sıhhat lüzûmu müstelzime olmağla müşârün-ileyhimâ kavl-i şerîfleri üzere lüzûmuna dahi hüküm taleb ederim dedikde hâkim-i müşârün-ileyh -esbagallâhu ni‘amehû-aleyh- hazretleri İmâmeyn-i Hümâmeyn kavl-i şerîfleri üzere vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi hükm-i sahîh-i şer‘î etmekle vakf-ı mezbûr sahîh ve lâzım oldu.
Cerâ zâlik ve hurrire fî gurreti Recebi’l-ferd li-seneti aşer ve mi’ete ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîn es-Seyyid Ömer Efendi, Mefharü erbâbi’t-tahrîr ve’l-kalem İsmail Efendi, Abdullah Efendi b. İsmail Efendi, Hüseyin Ağa b. İbrahim, Molla Ali sâkin-i Gedikpaşa, el-Hâc Süleyman Çukadâr ve gayruhum.
|