Rumeli Sadareti Mahkemesi 21 Numaralı Sicil (H. 1002-1003/M. 1594-1595) cilt: 12, sayfa: 209 Hüküm no: 217 Orijinal metin no: [51b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İmam Ali Evkâfı’na ait yerlere evlâd-ı vâkıftan eski mütevelli Mustafa b. Musa’nın müdâhale etmemesi gerektiği
Mahmiye-i Kostantıniyye’de vâki‘ merhûm ve mağfûrun-leh İmâm Ali Evkāfı’na hâlâ mütevellî olan işbu râfi‘ü’l-kitâb Şaban b. Ahmed nâm kimesne sâir mürtezika-i evkāfla meclis-i şer‘-i şerîfe vâkıf-ı mezbûrun evlâdından olup sâbıkan evkāf-ı mezkûreye mütevellî olan Mustafa b. Musa nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i kelâm edip bundan esbak mezkûr Mustafa vakf-ı merkūma nice müddet mütevellî olup zamân-ı tevliyetinin muhâsebesi görüldükde zimmetinde nice mâl-ı vakf zuhûr edip ba‘dehû zuhûr eden mâl cânib-i vakfa mezbûrdan alınmak sadedinde iken firâr etmekle vakfa nice gadr ve te‘addîsi zuhûr etmeğin, vakf-ı merkūmun tevliyeti bana tevcîh olunmuş idi. Hâlâ mezkûr Mustafa gelip vakfı yine harâb u yebâb etmek kasd edip tevliyet-i vakf benim hakk-ı meşrûtumdur deyüp evlâd-ı vâkıfdan Derviş b. Musa ve Fâtıma bt. Musa nâm kimesneleri dahi tahrîk edip vakf-ı mezbûrdan mahmiye-i mesfûrede Bezzâzistân-ı atîk kurbunda vâki‘ bir tarafı merhûm Pîrî Paşa Vakfı’na ve bir tarafı Hoca Sinan Vakfı’na ve bir tarafı kıdvetü’l-efâzıl merhûm Mevlânâ Hüsrev Vakfı’na ve bir tarafı tarîk-i hâssa muttasıl seksen bâb odalar ve yine Hoca Paşa mahallesinde vâki‘ etrâf-ı erba‘ası merhûm Hoca Üveys Vakfı’na ve Mehmed Paşa sarayına ve tarîk-i âma muttasıl yirmi altı bâb odalar yetmiş seksen yıldan beri vakfiyet üzre tasarruf olunagelip vakf defterinde vakfiyeti mastûr ve mukayyed iken vakfiyesin tağyîr edip hâlâ mülkümüzdür deyû telbîse sülûk edip nizâ‘ ederler, cânib-i şer‘den men‘ olunmasın taleb ederiz dediklerinde, evlâd-ı vâkıfdan mezbûrân Mustafa ve Derviş asâleten ve merkūme Fâtıma tarafından vekîl-i şer‘î olan Rıdvan Çavuş vekâleten mahfil-i kazâda bi’l-muvâcehe zikr olunan odalar mülkümüzdür deyû vech-i meşrûh üzre da‘vâ ve taleb etdiklerinde fi’l-vâki‘ zikr olunan odalar vakf-ı kadîm olup yetmiş seksen yıldan beri vakfiyet üzre tasarruf olunagelip ve merkūm Mustafa mütevellî iken mahsûlâtın muhâsebesi defterlerine kendisi kayd etdirip ta‘mîre muhtâc oldukça kuzâtdan tahmîn ve tahammül hüccetleri alıp ve nice müddet vazîfe-i tevliyet mahsûl-ı vakfın humusudur deyû nizâ‘lar edip zafer bulmayıp yine hükkâm vaz‘-ı kadîm üzre ibkā edip ba‘dehû yine tezvîre sülûk edip mülkümüzdür deyû da‘vâ ve nizâ‘ edip ve hızâne-i âmirede mahfûz olan evkāf defterine mürâca‘at olundukda anda dahi vakfiyeti mastûr ve mukayyed bulunup mezbûrûnun etdiği da‘vâ ve nizâ‘ tezvîr ve telbîs idiği zâhir olmağın, mezbûr Mustafa ve sâir evlâd-ı vâkıf min ba‘d zikr olunan odalara ta‘arruzdan men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî min Zilhicceti’ş-şerîfe sene 1002.
Şuhûdü’l-hâl: Derviş Çelebi b. Bayezid el-kâtib, Süleyman Bey b. Abdullah, Mehmed b. Yunus, İbrahim b. Cafer.
|