.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 21 Numaralı Sicil (H. 1002-1003/M. 1594-1595)
cilt: 12, sayfa: 253
Hüküm no: 264
Orijinal metin no: [65a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Es-Seyyid Abdülkâdir Efendi tarafından yaptırılan medreseye onun vefatı sonrasında el koyan beytülmâl emininin müdâhalesinin men‘i

Oldur ki, cânib-i şer‘-i şerîfden vakf-ı âti’z-zikr için husûmet ve cevâba mütevellî nasb olunan Mevlânâ Burhaneddin b. Hüseyin el-müderris meclis-i şer‘-i şerîfe hâzır olup mahmiye-i Kostantıniyye’de beytülmâl-ı hâs emîni olan kıdvetü’l-a‘yân Mehmed Çelebi mahzarında takrîr-i kelâm edip mahrûsa-i Galata hâricinde merhûm Ebülfazl Câmi‘i kurbunda vâki‘ on dört aded hucurâtı müştemil bir tarafı Ebülfazl bağçesi demekle ma‘rûf hadîkaya ve bir tarafı Hüseyin b. Veli el-mütevellî mülküne ve bir tarafı merhûm es-Seyyid Abdülkādir Efendi Vakfı’na ve bir tarafı Hüseyin b. Subaşı b. Abdullah mülküne muttasıl olup hâlâ ben müderrisi olduğum merhûm es-Seyyid Abdülkādir Efendi medresesini merhûm-ı mezbûr hâl-i hayâtında binâ eyledikden sonra vakf ve medrese edip ve sene-i elf Şa‘bân’ının yirminci gününde kendi mülâzımlarından Mevlânâ Mahmud’a tevcîh ettirip ol târihden merhûmun vefâtına gelince medrese olup dersler denüp bu hâl üzre merkūm es-Seyyid Abdülkādir Efendi musırran fevt olup medrese-i mezkûre bu minvâl üzre vakf iken hâlâ emîn-i mezbûr beytülmâla râci‘dir deyû ta‘arruz eder, vâki‘-i hâli bilir şâhid olan bî-garaz Müslimînden suâl olunup hakīkat-i hâl ma‘lûm olup emîn-i mezkûr cânib-i şer‘den men‘ olunmak taleb ederin deyû kavlini musaddık târih-i mezkûrda Rumeli kazaskeri olup medrese-i mezkûreyi merkūm Mahmud’a tevcîh eden a‘lemü’l-ulemâ’i’l-izâm efdalü’l-fuzalâi’l-fihâm Mevlânâ Abdülbâkī Efendi’nin hat ve hâtemi ile şehâdetlerin muhtevî tezkire ibrâz edip ve yine mefharü’l-ulemâ’i’l-kirâm sâbıkan Bursa kadısı olan Remzizâde Mevlânâ Mehmed Efendi’den ve hâlâ Sahn müderrisi olan kıdvetü’l-muhakkıkīn Tabibzâde Mevlânâ Abdurrahim Efendi’den şehâdetnâmeler ibrâz ettikde, gıbbe’s-suâl ve akībe’l-inkâr ve’l-istişhâd, udûl-i Müslimînden Mevlânâ Şaban [b.] Pîrî el-kadı ve Mevlânâ Mehmed b. Ömer el-mülâzım ve Mustafa b. Durmuş el-mülâzım mahfil-i kazâda edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip fi’l-hakīka zikr olunan hudûd ile mahdûde olan medreseyi mezkûr es-Seyyid Abdülkādir Efendi hâl-i hayâtında medrese olmak üzre binâ edip medrese ettim deyip ve mülâzımlarından mezkûr Mahmud’a târih-i mesfûrda tevcîh ettirip ol târihden vefâtına gelince medrese olup dersler denüp bu hâl üzre musırran fevt olmuşdur. Biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz dediklerinde, mezbûrûnun şehâdetleri ba‘de’t-ta‘dîl hayyiz-i kabûlde vâkı‘a olmağın, emîn-i mezkûr medrese-i mezbûreye ta‘arruzdan men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fî evâsıtı Muharrem li sene selâse ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Fahru’l-mülâzımîn Mevlânâ Mahmud, Mevlânâ Ahmed b. Mahmud, Mevlânâ Mehmed [b.] el-Hâc Mehmed, Mevlânâ Ramazan b. Zekeriya, Mevlânâ Sinan b. Mahmud el-müderris, Mevlânâ Bostan [b.] Ömer el-müderris, Mehmed b. Ramazan el-haffâf, Hüsrev Çavuş [b.] Bayezid, İbrahim b. Hüseyin.