.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 21 Numaralı Sicil (H. 1002-1003/M. 1594-1595)
cilt: 12, sayfa: 280
Hüküm no: 299
Orijinal metin no: [72b-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Mustafa Bey’in Mahmud b. Ömer’de olan menzilinin vârislerine ait olduğunun tesbiti

Mahmiye-i Kostantıniyye’de Zeyrek Câmi‘i mahallesinde sâkine işbu râfi‘atü’l-kitâb Hümâ bt. Mustafa Bey nâm hâtun tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup vekâlet-i mahkiyyesi hasm-ı câhid mahzarında nehc-i şer‘î üzre sâbite olan mefharü’s-sulehâ Mevlânâ Mehmed b. eş-Şeyh Nazar el-hatîb meclis-i şer‘-i menî‘ü’l-erkâna hâlâ menzil-i âti’z-zikre vâzı‘u’l-yed olan Mahmud b. Ömer nâm kimesneyi ihzâr ve mahzarında takrîr-i da‘vâ edip müvekkilem mezbûre Hümâ Hâtun’un babası mesfûr Mustafa Bey târih-i kitâbdan otuz yıl mukaddem vefât eyledikde, cümle terekesinden mahmiye-i mezbûre ebvâbından Cebealikapısı hâricinde vâki‘ yedi bâb büyût-ı ulvî ve serdâb ve kenîf ve muhavvatayı müştemil bir tarafı kıdvetü’l-ekâbir ve’l-ekârim Mehmed Ağa mülküne ve bir tarafı fahrü’l-a‘yân Ferhad Ağa mülküne ve bir tarafı tarîk-i âma ve bir tarafı bahre muttasıl olan mülk menzili sulbiye kızı müvekkilem mezbûre Hümâ’ya ve diğer sulbiye kızı Fâtıma’ya irs-i şer‘le intikāl edip ba‘dehû mezbûre Fâtıma vefât etmekle menzil-i mezbûrdan hisse-i mu‘ayyenesi mukaddemâ sagīrler olup hâlâ kebîrler olmağla da‘vâya ehil olup yine beni husûs-ı mezbûra nehc-i ma‘hûd üzre tevkîl eden sadrî oğlu Mahmud ve sadriyye kızı Kâmile’ye intikāl edip menzil-i mezkûr vech-i meşrûh üzre mezbûrların mülk-i mevrûsları iken hâlâ menzil-i mezbûru mezkûr Mahmud mülkiyyet üzre tasarruf edip mezbûrların tasarruflarına mâni‘ [olur] suâl olunsun dedikde, gıbbe’s-suâl mezbûr Mahmud cevâb verip, fi’l-vâki‘ mukaddemâ mezbûrân Mahmud ve Kâmile sagīrler olup lâkin mesfûra Hümâ kebîre ve da‘vâya ehil olup menzil-i mezkûru yirmi yıldan beri âhar kimesne mülkiyyet üzre tasarruf eder idiğine tamâm-ı vukūf ve şu‘ûru olup âharın mülkiyyet üzre tasarrufunu müşâhede edip bi gayrı özr-i şer‘î sükût etmişdir, hâlâ şer‘le da‘vâ-yı mülke kādire değildir dedikde, vekîl-i mezbûr cevâbında, müvekkilem mezbûre Hümâ zamân-ı merkūmda Hürrem Ağa nâm askerin taht-ı nikâhında ve [menzil-i] mezbûru ol zamânda tasarruf eden Mîralem Rıdvan Ağa zevc-i mesfûr [73a] Hürrem Ağa’nın ağası? olmağla her bâr merkūme Hümâ da‘vâya tasaddî etse zevci mezbûr Hürrem Ağa (…) men‘ ve def‘ edip, da‘vâ-yı mezbûre bu minvâl üzre merkūm Hümâ’nın özr-i şer‘îsi olmağla zamân-ı mezbûrda sükût edip el-ân takrîr-i da‘vâ etmişdir dedikde, mezbûr Mahmud inkâr edip istişhâd olundukda, ahâlî-i mahalleden muhtâr-ı cemâ‘at olan udûl-i Müslimînden Mehmed Çelebi b. Sefer ve Mustafa b. Mehmed ve Ali Çelebi b. Durmuş ve Mahmud b. Abdullah ve Kadri b. Mehmed el-mü’ezzin ve Sefer b. Memi el-mü’ezzin ve sâirleri mahfil-i kazâda, fi’l-hakīka mezbûre Hümâ zamân-ı mezkûrda mezbûr Hürrem Ağa’nın menkûhası olup ve menzil-i mezkûra ol zamân mutasarrıf olan Mîralem Rıdvan Ağa mezbûr Hürrem Ağa’nın ağası olmağla, her bâr merkūme Hümâ da‘vâ ve taleb etmek istedikde men‘ ve def‘ edip da‘vâ ettirmezdi, minvâl-i merkūm üzre mezkûre Hümâ mağdûredir ol sebebden te’hîr-i da‘vâ edip zamân-ı mezbûrda sükût etmişdir deyû şehâdet etdiklerinde, ba‘de’l-kabûl mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olunup yedine vaz‘ olundu. Tahrîren fî evâili Saferi’l-hayr sene selâse ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed b. Sefer, Murad b. Abdullah, Mustafa b. Abdullah el-cündî, Mehmed b. Abdullah er-râcil, Hasan Çelebi b. Abdullah, Hasan Bey b. Abdullah ez-zevvâk.