Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624) cilt: 46, sayfa: 319 Hüküm no: 342 Orijinal metin no: [66a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Sefer Çavuş b. İskender’in Ali Bey b. Mustafa ile alacak davasında sulh oldukları
Mahmiye-i Kostantıniyye’de Seferikoz mahallesi sükkânından fahrü’l-cüyûş Sefer Çavuş b. İskender mahfil-i şer‘-i hatîrde sâbıkā sipâh-ı zafer-penâh zümresinden olup bundan akdem müteveffâ olan Yaralızâde demekle meşhûr Ali Bey b. Mustafa’nın vâlidesi ve Eyüb nâm sagīr oğlu ve Afife nâm sagīre kızının vasiyy-i şer‘îsi olan bâ‘isetü’l-kitâb Hatice bt. Şaban nâm hatun muvâcehesinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip bundan esbak mezbûr Ali Bey benden bir def‘a yedi yüz yetmiş bir bin ve bir def‘a yüz on üç bin sekiz yüz yirmi bir akçe cem‘an sekiz yüz yetmiş dört bin sekiz yüz yirmi bir akçe istikrâz ve kabz edip ba‘dehû bi’d-defe‘ât meblağ-ı merkūmun altı yüz on üç bin sekiz yüz yirmi bir akçesini teslîm edip ben dahi kabz ve istîfâ edip zimmetinde iki yüz altmış bir bin akçe hakkım kalmağın meblağ-ı mezbûru hâlâ terekesinden taleb ve da‘vâ eylediğimde vasiyy-i merkūm dahi mukaddemâ bâkī kalan meblağ-ı mersûmu dahi hâl-i sıhhatinde mesfûr Ali Bey’den alıp kabz eyleyip vech-i mezbûr üzre kabz ve istîfâ eylediğine i‘tirâf eyledin deyü da‘vâyı def‘ eyledikde ben dahi mukaddemâ hâl-i sıhhatinde meblağ-ı merkūmu mezkûr Ali Bey’den taleb ve da‘vâ eylediğimde mesfûr Ali Bey zorba başı olup tehdîd etdiği emrin îkā‘ına kādir olmağın bi’t-tamâm meblağ-ı mezkûru kabz ve istîfâ eyledim deyü i‘tirâf ile ve illâ seni katl ederim deyü beni tahzîf edip ikrâh etmeğle ben dahi katl edeceğini mukarrer bilüp fesâd-ı ihtiyârım hâlinde havfımdan kabz eyledim deyü mükrehen i‘tirâf etmiş idim deyü da‘vâ-yı ref‘-i def‘ edip gıbbe’l-inkâr vech-i meşrûh üzere bana ikrâh-ı mu‘teber ile ikrâh edip mükrehen i‘tirâf eylediğime ikāmet-i beyyine etmek sadedinde iken beynimizde muslihûn tavassut edip husûs-ı mezbûra beyyinem olmağla sulh olmak sıgār hakkında her vechile nâfi‘ olmağın meblağ-ı mezkûrdan iki yüz kâmil guruşu ve elli beş filori ve onar akçeye râyic olan bin beş yüz Osmanî ve otuz beş guruş ile bizi sulh etdiklerinde ben dahi sulh-i mezbûru kabûl ve bedel-i sulh olan iki yüz kâmil guruşu ve elli beş filori ve bin beş yüz Osmanî ve otuz beş guruşunu bi’t-tamâm ve’l-kemâl vasiyy-i merkūm yedinden alıp kabz eyledim min-ba‘d müteveffâ-yı mesfûr zimmetinde meblağ-ı mezbûrun cümlesinden bir akçe ve bir habbe hakkım kalmamışdır dedikde gıbbe’t-tasdîk ve’t-taleb mâ vaka‘a ketb ve imlâ olundu.
Tahrîren fî-evâhiri’l-Muharremi’l-harâm li-sene erba‘a ve selâsîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mevlânâ Mustafa Efendi b. Ahmed, Mevlânâ Hasan Efedi b. İmirza el-imâm, Mustafa Çelebi b. Ahmed Çelebi, Hüseyin b. el-Kahveci, Ahmed b. Mustafa, Mehmed Çavuş b. ( ), Umdetü’l-akrân İncili Mustafa Çavuş, el-Hâc Hüseyin el-münâdi, Ahmed Çavuş b. ( ), Mustafa Beşe er-râcil.
|