.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadareti Mahkemesi 80 Numaralı Sicil (H. 1057-1059/M. 1647-1649)
cilt: 15, sayfa: 238
Hüküm no: 259
Orijinal metin no: [61b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Fazlullah Çelebi’nin Ümmü Gülsüm’den zifaf olmadan muhâlaa yoluyla boşandığı ve zimmetini ibra ettiği

Mahmiye-i İstanbul’da Muhtesib Karagöz mahallesinde sâkin Fazlullah Çelebi b. Hasan meclis-i şer‘-i şerîfde zevce-i gayr-ı medhûlün-bihâsı olan işbu râfi‘atü’l-kitâb Ümmü Gülsüm Kadın bt. Hızır Bey mahzarında tav‘an ikrâr ve takrîr-i kelâm edip bundan akdem merkūm Ümmü Gülsüm Kadın nefsini bana altmış bin fıddî râyic fi’l-vakt akçe mehr-i müeccele ve cümlesi yirmi altı bin dört yüz on cedîd akçe kıymetli bir çift altın bilezik ve bir altından masnû‘ la‘l yüzük ve bir sîm ayna ve üç donluk gülgünî atlas ve iki donluk beyaz atlas ve üç tefhâne? ve bir âl duvak, ve bir âl bürüncük ve beş elvân-ı muhtelife bogasi ve bir döşeklik serâser ve dört yemeni yorgan ve bir kumaş yorgan ve iki çift Bilecik yasdığı ve beş yorgan çarşafı, ve iki döşek çarşafı ve iki ayaklı sandık ve on beşer top minder kılıfı ve bir orta keçe ve üç yan keçe-i Selânik ve bir sagīr kapaklı sahan ve tepsi ve dört tencere ve iki yüz yetmiş vakıyye yün ve bir Bilecik yasdığı ve bir bakır sini ve bir börek tepsisi ve bir maşraba ve bir şamdan ve bir mikrâz ve bir güğüm ve yirmi beş vakıyye peynir ve bir çenber sırmalı yeşil yasdık mehr-i mu‘accel üzerine tezvîc edip ben dahi minvâl-i muharrer üzre tezevvüc eylediğimden sonra mehr-i mu‘accel olan eşyâ-yı mezbûreler yedine teslîm eylemişdim. Hâlâ birbiri[miz]den nüşûz? ve a‘râz edip mezbûre Ümmü Gülsüm medhûlün bihâ olmamağla zimmetimi nikâhı ma‘kūd altmış bin akçe mehr-i müeccelin müstahak olduğum otuz bin cedîd akçe hakkı üzerine merkūme Ümmü Gülsüm Kadın benimle muhâla‘a edip zevciyyete müte‘allika cemî‘ da‘vâdan birbirimizin zimmetini ibrâ eylemişdik. Hâlâ mehr-i mu‘accel olan eşyâ-yı mezbûrenin mülk ve hakkım olan nısf-ı şâyi‘inden ve târih-i kitâba gelince cemî‘ da’vâdan berî olup mezbûre Ümmü Gülsüm Kadın’ın zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘la ibrâ eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâdis ve’l-ışrîn min şehri Rebî‘ulâhir li sene tis‘a ve hamsîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Süleyman Bey b. Pîrî, el-Hâc Mehmed b. Himmet, İbrahim Efendi b. Şaban, Mustafa Bey b. Mehmed.