Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658) cilt: 50, sayfa: 480 Hüküm no: 488 Orijinal metin no: [71b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Fazlullah Bey b. Mustafa ile oğlu Salih’in Bursa’da arsası vakıf mülk menzillerini Belkıs bt. Mehmed Çavuş’a satıp arsasının da kullanım hakkını devrettikleri
Mahmiye-i İstanbul’da Şahhuban mahallesinde sâkine iken bundan akdem vefât eden Kalender Hâtun bt. Abdullah’ın verâseti zevc-i metrûku Fazlullah Bey b. Mustafa nâm bevvâb-ı sultânî ile sadrî oğulları Mehmed ve Salih’a münhasıra olup kable’l-kısme mezbûr Mehmed dahi vefât edip verâseti babası mezbûr Fazlullah Bey’e münhasıra olduğu şer‘an mütehakkık ve tashîh-i mes’eleleri sekiz sehimden i‘tibâr olunup sihâm-ı mezbûrenin beş sehmi mezbûr Fazlullah Bey’e ve üç sehmi sagīr-i mezbûr Salih’a isâbet ve intikāl eylediği bâhir ve mütebeyyin oldukdan sonra mezbûr Fazlullah Bey asâleten ve velâyeten meclis-i şer‘-i hatîrde işbu râfi‘atü’l-vesîka Belkıs bt. Mehmed Çavuş nâm hâtun mahzarında ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip müteveffât-ı mezbûre Kalender Hâtun’un mülkü olup mahmiye-i mezbûrede Hızır Bey mahallesinde vâki‘ arsasının mahrûse-i Bursa’da merhûm Kadı Ali Efendi Vakfı’na senede üç yüz akçe mukāta‘ası olup bir tarafı Hayatîzâde nâm Yahudi tabîb mülküne ve bir tarafı değirmene ve iki tarafı tarîk-ı âmma müntehî muhavvata-i dâhiliyyesi üç bâb fevkānî odaları ve kameriyye ve tahta-pûşu ve sofayı ve bir matbahı ve bir su kuyusunu ve muhavvata-i hâriciyyesi iki bâb odaları ve aharı ve havluyu müştemil menzilin ebniye-i memlûkesi ba‘de vefâtihâ sekiz sehm i‘tibâr olunup sihâm-ı mezbûrenin beş sehmi bana ve üç sehmi oğlum sagīr-i mezbûr Salih’e ve arsasının dahi nısfı yine sagīr-i mezbûr Salih’e ve nısf-ı âharı mukaddemâ vefât eden diğer oğlum Mehmed’e isâbet ve intikāl eyledikden sonra mezbûr Mehmed vefât eyledikde tasarrufunda olan nısf arsa-i menzil-i mezbûr cânib-i vakfa intikāl etmekle nısf arsa-i menzil-i mezbûru ben mütevellî-i vakf-ı mezbûrdan tefevvüz eylemekle menzil-i mezbûrun beş sehm ebniye-i memlûkesi ile nısf arsası benim vech-i muharrer üzere mülk-i müfevvazım ve üç sehm ebniye-i memlûkesi ile nısf-ı âhar arsası oğlum sagīr-i mezbûrun mülk ve hakkı olmuşidi hâlâ ben menzil-i mezbûrda olan beş sehm ebniye-i memlûkem ile hakk-ı müfevvazım olan arsayı âhara bey‘ ve tefvîz murâd edip sagīr-i mezbûrun üç sehm hissesi ile hakkı olan nısf arsa ise bey‘ olunmadığı takdîrce kābil-i intifâ‘ olmadığından gayrı mürûr-ı eyyâm ile harâba müşrif olup sagīr-i mezbûrun malından binâ ve meremmetine müsâ‘ade olmadığından mâ‘adâ sagīr-i mezbûrun nafaka ve kisveye dahi eşedd-i ihtiyâcı olduğu ecilden sagīr-i mezbûrun menzil-i mezbûrda olan üç sehm hisse-i ebniye-i memlûkesi ile nısf arsası semen-i misli ile ve bedel-i misli âhara bey‘ ve tefvîz olunup semen ve bedeli istirbâh olunmak sagīr-i mezbûr hakkında her vechile evlâ ve enfa‘ olmağın bundan akdem mecmû‘-ı menzil-i mezbûr sûk-ı sultânîde nidâ ve müzâyede olunup kirâren ve mirâren mecâlis-i tâlibîne arz olundukda semen-i misli ile bedel-i misli olan dört yüz riyâlî guruşda merkūme Belkıs Hâtun üzerinde karâr edip ziyâde ile tâlib-i âhar zuhûr etmemekle menzil-i mahdûd-ı mezbûrun mecmû‘-ı ebniye-i memlûkesini bi-cümleti’t-tevâbi‘ ve’l-levâhık ve kâffeti’l-hukūk ve’l-merâfık îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î ile semen-i misli olan üç yüz doksan kıt‘a riyâlî guruşa asâlet ve velâyetim hasebiyle mezbûre Belkıs Hâtun’a bey‘ ve teslîm ve arsası olup benim tasarrufumda olan nısfını ben mezbûre Belkıs Hâtun’a meccânen ferâğ ve tefvîz ve nısf-ı âharı olup oğlum mezbûr Salih’in tasarrufunda olan nısf arsayı dahi bedel-i misli olan on riyâlî guruşa yine mezbûre Belkıs Hâtun’a velâyeten ferâğ ve tefvîz ol dahi vech-i muharrer üzere iştirâ ve ma‘rifet-i mütevellî ile tefevvüz ve kabûl ve tesellüm eyledikden sonra semen ve bedeli olan meblağ-ı mezbûr cem‘an dört yüz riyâlî guruşu tamâmen asâleten ve velâyeten mezbûre Belkıs Hâtun yedinden ahz u kabz eyledim ba‘de’l-yevm menzil-i mahdûd-ı mezbûrun ebniye-i memlûkesi mezbûre Belkıs Hâtun’un mülk-i müşterâsıdır ve arsası dahi hakk-ı müfevvazıdır keyfemâ teşâ ve tahtâr mutasarrıfe olunsun dedikde gıbbe’t-tasdîkı’l-mu‘teber semen ve bedel-i mezbûr yevm-i akd-i bey‘ ve tefvîzde menzil-i mezbûrun semen ve bedel-i misli olduğunu zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmi olan sikāt-ı sahîhatü’l-kelimât ihbârları ile lede’ş-şer‘ zâhir ve müte‘ayyin olmağın hâkim-i muvakkı‘-ı kitâb tûbâ lehü ve hüsnü-meâb dahi bey‘ ve tefvîz-i mezbûru tenfîz-i sahîh-i şer‘î ile tenfîz eyledikden sonra menzil-i mezbûrun derkine mahmiye-i mezbûrede zikrolunan Şahhuban mahallesi sükkânından Hüseyin Bey b. Ahmed nâm bevvâb-ı sultânî kefâlet-i sahîha-i şer‘iyye ile kefîl olmağın mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâlis min-Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Mehmed b. Mustafa, Mustafa b. Hasan, Mehmed b. Hasan, Sefer b. Abdullah mumcu, Mehmed b. Musa, Yusuf Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Bayram Beşe b. Ebîbekir, Mehmed b. Abdullah, Hüseyin Efendi el-müderris, Osman Beşe çukadâr ve gayruhüm mine’l-[hâzırîn.]
|