.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 605
Hüküm no: 630
Orijinal metin no: [96b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ali Bey b. Mehmed’in kiraya verdiği bahçe ve tarla ücretinden aralarında çıkan anlaşmazlıkta Tato v. Yuvan ile üç bin akçe üzerine sulh olup ödemesi için on beş gün süre verdiği

Medine-i Dimetoka sükkânından Ali Bey b. Mehmed nâm kimesne mahmiye-i Edirne’de meclis-i şer‘de Dimetoka kazasına tâbi‘ İldin nâm karye sükkânından Tato v. Yuvan nâm zimmî muvâcehesinde ikrâr ve i‘tirâf edip merkūm Tato karye-i mezbûrede vâki‘ ma‘lûmü’l-hudûd cemî‘ mülk bahçesini bi-cümleti’t-tevâbi‘ bin altmış beş senesi Saferu’l-hayrı’nın evâsıtında üç bin akçeye tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî bey‘-i bâtt-ı sahîh ile bana bey‘ ve teslîm ben dahi iştirâ ve tesellüm ve kabûl ve def‘-i semen ettiğimden mâ‘adâ zikrolunan bahçeye muttasıl olup tahmînen on beş dönüm olmakla tahdîd ve tavsîfden müstağnî olup ma‘rifet-i sâhib-i arzla taht-ı tasarrufunda olan bir kıt‘a cemî‘ tarlasının hakk-ı tasarrufunu dahi sâhib-i arz ma‘rifetiyle bin akçe bedel mukābilesinde bana ferâğ ve tefvîz ve teslîm ben dahi tefevvüz ve kabûl ve bedel-i mezbûru merkūm Tato’ya def‘ ve teslîm edip merkūm dahi semen-i mezkûr üç bin akçe ile bedel-i merkūm bin akçeyi tamâmen yedimden ahz u kabz edip bahçe-i mezkûre mülk-i müşterâm ve tarla-yı mezkûr hakk-ı müfevvazım oldukdan sonra mârrü’z-zikr bahçeye eşcâr gars edip ve kuyusuna iki bin akçeye bir bostan dolabı binâ ve ta‘mîrimden sonra mezkûr bahçe ile tarlamı merkūm Tato’ya beher sene bin beş yüz akçeden üç sene tamâmına değin dört bin beş yüz akçeye îcâr ve teslîm ol dahi vech-i muharrer üzere istîcâr ve kabûl ve tesellüm edip sinîn-i merkūme tamâmına değin taht-ı icâresinde olmakla sinîn-i merkūmede müctemi‘ olan dört bin beş yüz akçe icâreden beher keyli yirmi beşer akçeden altmış keyl çavdar ve darıyı bin beş yüz akçesi mukābilesinde bana def‘ ü teslîm edip ben dahi ahz u kabz eyleyip meblâğ-ı bâkī üç bin akçe hakkımı taleb ettiğimde mezbûr Tato cevâbında mârrü’z-zikr bahçemi ve tarlamı ben sana meblağ-ı mezbûra târih-i mezbûrdan üç sene tamâmına değin bey‘ bi’l-vefâ ve tefvîz bi’l-vefâ ile bey‘ ve tefvîz edip sen dahi vecheteyn üzere iştirâ ve tefevvüz ettikden sonra ecel-i mezkûr hulûlünde meblağ-ı mezbûrdan sana bin yedi yüz elli akçe ile beher keyli altmış akçeye olmak üzere dört bin iki yüz akçeye yetmiş keyl çavdar ve darı teslîm edip sen dahi ahz u kabz eyleyip bey‘-i mezkûr ile tefevvuz-i mezkûr hakīkatde rehin olup deynim olan meblağ-ı mezbûr dört bin akçeyi teslîmden mâ‘adâ sana bin dokuz yüz elli akçe ziyâde teslîm eyledim deyu def‘le mukābile ve ziyâde verdim deyu iddiâ eylediği meblağ-ı mezbûru istirdâd ve fekk-i akd-i mezkûr ile zikrolunan bahçe ve tarlamı bana teslîmden imtinâ‘ eyledikde ben dahi bey‘-i mezbûr ile tefvîz-i mezkûrun kat‘î olduğunu da‘vâ ve ba‘de’l-icâr üç senenin icâresinden minvâl-i meşrûh üzere beher keyli yirmi beş akçeden bin beş yüz akçeye olmak üzere ancak altmış keyl çavdar ve darı kabz edip mâ‘adâ bir şeyi kabz etmediğimi ba‘de’l-inkâr mürâfa‘a-i şer‘-i şerîf olduğumda mezbûr Tato’dan ziyâde-i mezkûreye beyyine taleb olunup ol dahi ba‘de’l-acz beni istihlâf edip ben dahi ziyâde-i mezkûreyi adem-i kabzıma yemîn ettiğimden sonra merkūm Tato’dan zikrolunan bahçe ile tarlayı vefâ’en tefvîz ve bey‘ ettiğine beyyine taleb olundukda ityân-ı beyyineye adem-i kudretinde beynimizde münâza‘ât-ı kesîre vukū‘undan sonra beynimizde tavassut edip mezbûr Tato ile beni zikrolunan bahçeyi ve tarlayı merkūm Tato’ya red ve teslîm edip yemîn-i mezkûr ile bedel-i merkūmdan mâ‘adâ bahçeye gars ettiğim eşcâr ile binâ ettiği dolab için mezbûr Tato bana üç bin akçe dahi vermek üzere beynimizi ıslâh eylediklerinde biz dahi tav‘an ve rağbeten sulh-ı mezbûru kabûl ettiğimizden sonra herbirimiz âharın zimmetini târih-i kitâba gelince husûs-ı mezbûra müte‘allik âmme-i de‘âvî ve mutâlebâtdan ibrâ ve ıskāt eylediğimizden sonra merkūm Tato’nun bedel-i sulh-ı mezbûru hâlâ edâya adem-i kudretinden târih-i kitâbdan on beş gün tamâmına değin te’cîl eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î merkūm Tato dahi merkūm Ali Bey’i vech-i meşrûh üzere târih-i kitâba gelince beynlerinde vukū‘ bulan âmme de‘âvîden ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt ve meblağ-ı mezbûr yedi bin akçeyi eyyâm-ı mezkûre tamâmına değin edâ ve teslîme ta‘ahhüd etmeğin mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-âşir min şehri Rebî‘i’l-evvel li-sene semân ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Mehmed Çavuş b. Abdullah el-mübâşir, el-Hâc Ca‘fer el-muhzır, Mehmed Çelebi el-muhzır, İbrahim Beş b. Ömer.