.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 127 Numaralı Sicil (H. 1090-1091 / M. 1679-1680)
cilt: 55, sayfa: 263
Hüküm no: 233
Orijinal metin no: [62b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Ayşe bt. Ali’nin vârisleri tarafından el konulan cariyesi Tevekkül bt. Abdullah’ın merhûme tarafından azat edildiğini ispatladığı

Medîne-i Ebî Eyyûbi’l-Ensârî radıye anhü’l-Bârî’de Otakçı Mahallesi’nde sâkine iken bundan akdem fevt olan Âişe bt. Ali’nin verâseti kebîr oğlu Mehmed b. Mehmed ile kebîr[e] kızı Ümmü Gülsüm’e münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra mezbûre Âişe’nin câriye-i memlûkesi olup ıtkını <> iddi‘â eden açık kaşlı elâ gözlü orta boylu Rusiyyetü’l-asl hâmiletü hâze’l-vesîka Tevekkül bt. Abdullah meclis-i şer‘de mezbûre Ümmü Gülsüm tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl olup zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân olan Mehmed Efendi b. Hüseyin ve İvaz b. Bektaş şehâdetleri ile şer‘an vekâleti sâbite olan zevci Muharrem b. Derviş ile mezbûr Mehmed muvâcehelerinde üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben mezbûre Âişe’nin câriye-i memlûkesi olmağla mezbûre Âişe târih-i kitâbdan beş sene mukaddem hâl-i hayat ve kemâl-i sıhhatinde beni hasbeten lillâhi te‘âlâ mâlından tahrîr ve i‘tâk edip ben sâir harâir-i asliyât gibi hürre olmuş-iken hâlâ vefât etdikde mezbûrân Mehmed ve Ümmü Gülsüm bana rıkk olmak üzre vaz‘-ı yed ederler suâl olunup sebîlim tahliye ve kasr-ı yedlerine tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûrân cevâblarında fi’l-hakīka mevsûfe-i mezbûreye rıkk olmak üzre vaz‘-ı yed ettiklerini ikrâr lâkin ber-vech-i meşrûh mu‘taka olduğunu inkâr edicek müdde‘iyye-i mezbûreden müdde‘âsına beyyine taleb olundukda zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân yine mahalle-i mezbûre sükkânından Fethi Çelebi b. Muhammedî [ve] İmâm Mehmed Efendi b. İbrahim ve Ahmed Efendi b. Receb nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müteveffât-ı mezbûre Âişe Hatun bt. Ali târih-i kitâbdan beş sene mukaddem hâl-i hayat ve kemâl-i sıhhatinde câriye-i memlûkesi işbu müdde‘iyye-i mezbûre Tevekkül’ü bizim huzûrumuzda hasbeten lillâhi te‘âlâ mâlından tahrîr ve i‘tâk eyledi târih-i mezbûrdan beri mezkûre Tevekkül sâir harâir-i asliyât gibi hürre olmuşdur biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye etdiklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mezbûr Mehmed dahi müdde‘iyye-i mezbûreyi vâlidesi mezbûre Âişe târih-i mezbûrede ber-minvâl-i meşrûh mâlından i‘tâk eylediğini tav‘an ikrâ[r] dahi etmeğin mûcebiyle mezbûre Tevekkül’ün ıtkına ba‘de’l-hükm mâ-hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’s-sâdis ve’l-işrîn min-Saferü’l-hayr li’s-seneti’l-mezbûre.

Şuhûdü’l-hâl: Musa Efendi b. ( ), Hasan Beşe b. Cum‘a, Mehmed Çelebi b. Ebîbekir, Mehmed Çelebi b. Haydar.