|
Üsküdar Mahkemesi 1 Numaralı Sicil (H.919-927 / M. 1513-1521) cilt: 1, sayfa: 344 Hüküm no: 614 Orijinal metin no: [96b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Gebze kadısına Gebze pazarında satılacak mallardan alınacak vergiler hakkında ferman.
Sûret-i hükm-i pâdişâhî (…) Akzâ kuzâti’l-müslimîn evlâ vülâti’l-mü’minîn Mevlânâ Gekvize kadısı dâme fazluhû tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki şimdiki halde Gekvize Subaşısı dârende-i fermân-ı vâcibü’l-iz‘ân fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Yusuf zîde kadruhû dergâh-ı gerdûn-iktidârıma gelip şöyle arz etti ki Gekvize’nin bazarı üzerine hâsıl bağlanıp anda bâcı alınmalı yükler gelse veya esir ve at ve sığır ve koyun satılsa buna bâc vermeyip inâd ederlermiş ve anda şehir halkı satmak için yükle tereke getirseler şehirliyiz bizden bâc alınmaz deyu ta‘allül edip vermezlermiş imdi atabe-i ulyâmda olan defterhâneye mürâca‘at olunup görüldü fi’l-vâki bâc-ı bazar bunun üzerine hâsıl kayd olunmuş bulundu ve bâc bâbında dahi âdet ve kānûn taşradan müslüman ve kâfir gelip kebe ve kepenek ve gön ve yün ve bal ve yağ ve bunlara benzer her ne getirip satsalar kırk akçede bir akçe alına ve kumaş yükünden nîm? ve iplik ve çuka ve keten ve penbe ve kalay ve kurşun ve bunlara benzer ne varsa yükde iki akçe alına ve turfanda yemiş yükünden bir akçe alına bol olıcak iki üç yüküne bir akçe ve bir sığır satılsa iki akçe alına ve bir akçe alandan ve bir akçe satandan ve at satılsa dört akçe alına iki akçe alandan ve iki akçe satandan ve taşradan koyun getirip boğazlayıp satsalar ve boğazlamayıp satsalar iki koyuna bir akçe alına ve yerli kasap boğazlasa dört koyuna bir akçe alına ve sığır boğazlayıp satsalar bir sığıra bir akçe alına ve mülk satılsa bâc yokdur ya‘ni bağ ve değirmen ve ev gibi ve köylerde her ne ki satılsa bâc yokdur ve bir araba soğandan dört akçe alına ve bir araba balıkdan sekiz akçe ve bir araba pirinçden dahi sekiz akçe ve bir esir satılsa iki başdan dört akçe alına iki akçe alandan iki akçe satandan ve bir araba tahtadan bir tahta alınmakdır öyle olsa buyurdum ki anda şehre satılmak için gelen esirden ve atdan ve sığırdan ve koyundan vesâyir bâcı alınmalı yüklerden kānûn üzere buna râci‘ olan bâcı kat‘â te‘allül ve nizâ‘ ettirmeyip hükm edip alıveresiz ve şehir halkı ki şehirliyiz deyip satmak için getirdikleri yüklerden bâc vermemek isterlermiş imdi şehirli olmak münâfî değildir şehirli ve gayri muhassılan her kim anda şehre satmak için kānûn üzere bâc alınmalı olsa getirse hükm edip elinde buna râci‘ olan bâcı kānûn üzere alıveresiz ammâ kānûna muhâlif buna dahl tecâvüz ettirmeyesiz ve anda kassâblar üzerine koyun bâcından alınmayıp bâkī kalmış hakkım vardır dedi göresiz kānûn üzere müteveccih olan bâcdan ve kassâblarda ve gayride her kimin üzerinde hakkı varsa hükm edip alıveresiz kimesnede bir habbe hakkın koymayasız inâd edenleri yazıp dergâh-ı ma‘delet-penâhıma bildiresiz ve ba‘de’n-nazar bu hükm-i hümâyûnumu bunun elinde ibkā idesiz şöyle bilesiz. Tahrîren fî evâili şehr-i Ramazani’l-mübârek sene isnâ ve işrîn ve tis‘a mi’e Be-makâm-ı Kostantiniyye
|