|
Üsküdar Mahkemesi 1 Numaralı Sicil (H.919-927 / M. 1513-1521) cilt: 1, sayfa: 392 Hüküm no: 720 Orijinal metin no: [108a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hüdâvendigâr Sancağı Beyi’ne hırsız ve harâmîlere karşı tedbir alınması hakkında hüküm.
Sûret-i hükm-i şerîf-i hâkānî ve tevkî‘-i refî‘-i sultânî bilâ ziyâde ve lâ noksan Mefharü’l-ümerâi’l-kirâm merci‘ü’l-küberâi’l-fihâm sâhibü’l-mücidd ve’l-ikdâm Hüdâvendigâr Sancağı Beyi zîde izzuhû tevkî‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola kim el-hâletü hâzihî ba‘zı mevâzi‘de olan hırsızların ve harâmîlerin kesretinden ve ehl-i şenâ‘atden ve fesâd fetretinden reâyâ ki vâki‘ hâleti berâyâdır ziyâde müte’ezzi olup …? yerlerdir maktûl bulunup müslümanlara envâ-ı hayf ve te‘addîler kılmağın bize ve adâlet bahsinde fevka’l-hadd tezallümler ve şikâyetler olur oldu imdi benim eyyâm-ı adâlet-i pâdişâhâ[n]emizden anın gibi yaramaz leşker ve ehl-i fesâd katına leşker zamm eyleyip ve dahi anların gibilerin hakkından gelmemek bâ‘is-i münderis-i? fukarâ anda? def‘-i mezâlim ve ref‘-i mehâyif için nasb olmuş iken taht-ı hükûmetinde olan te‘addîleri dahi himâyet ve siyânet eylemeye sebeb nedir? Bu husûs benim izz-i huzûr-ı ma‘delet mevfûrumda gāyet ulu günâ[h] ve azîm …? olduğu ecilden fermân-ı kazâ-cereyânım mütevâliyen câri‘ ve nâzil oldu ki sancağına müte‘allik olan kadılara ve alay beylerine ve subaşılara ve çeribaşılara ve sâir sipâhîlere ve kendi âdemlerin ve subaşılar geri bu kaziyyeler ki ve kethüdâlara ve imâmlara bi’l-cümle ma‘lûm ve benâm olan kimesnelere envâ‘-ı te’kîd ve teşdîd ve mesâk-ı? tahvîf ve temdîd ile muhkem yasak edip ısmarlayasın ki ba‘de’l-yevm her kangının nâhiyesinde bir kimesne maktûl ve mecrûh buluna veya bir kişinin esbâbı gāret oluna bu fesâdları kimler kılmışdır ve şenâ‘at kimden sâdır olmuşdur ve onlar ne asıl kimesnelerdir ve ne şehirli ve ne köylüdür ve ne mahalde mütemekkindir ve ne dimeklikle meşhûrdurlar ki ve yatakları kimin evidir ve kaç neferdir tamâm künhü ve hakîkiyle elbette elbette ma‘lûm ettirin ele getirmeyince olmayın ve bir ferd kaçır[dı]kda bî-kusûr cemî‘ yoldaşlarıyla ve esbâblarıyla ve yataklarıyla ve duraklarıyla tutup bana teslîm edeler sen dahi mahal vermeyip haber aldın ve bu yatakların vurup siyâsetlerin eyleyesiz kat‘â bu sancakda bu asıl kimesne yokdur hâricden kimesne gelip etmiştir deyu âhar tarîkle illet-i tân? ettiklerin kat‘-ı istimâ‘ etmeyesin elbette ol nevâhîde ânın bir yatağı ve durağı olmasa ol mahalle gelip fesâd eylemeye ikdâm eylemezdi elhâsıl senin sancağında olmak kifâyet eder şöyle ki min-ba‘d sancağında haslardır ve ze‘âmetlerdir ve tımarlardır ve haslarında bi’l-cümle bu husûsun muhâfazasında ısmarladığın kimesnelerin hudûd içinde bir fesâd olunup ol fesâd eyleyenler kimler idiğin tamâm ma‘lûm edesin dahi ele bi-cümletihim getirip sana teslîm eylemediklerin istimâ‘ edersen eğer kadılardandır ise arz edesin ki azl olunup ol muatteb olacak itâb ve ikâb edivereyin ve eğer subaşılardan veyâhud sipâhîlerden ise ânları dahi azl eyleyip tutup habs edip ve tımarların mevkūfa kayd ettiresin her kangı kadılıkdan ise kadısına ısmarlayasın ki hassını hâssa-i hümâyûnum için hıfz u zabt eyleyesin ve ol ehl-i fesâda olıcak ukūbeti ol subaşılara ve âmillere ettiririm ve eğer sâir tavâyifden ise ânın dahi ismi ve resmi ile mufassal ve meşrûh yazıp arz edesin ki ânların hakkından gelmeye dahi ne vecihle siyâset olunmağa emr-i kad[r]-tuvânım sâdır olursa mucîbi ile amel edip siyâset ettiresin ve Türkmen tayfasından ba‘zı kimesnelere ne ze‘âmet ve ne tımar verilmişdir ol tâifenin yanında dahi icra‘-i şer‘-i kavîm iken kavîm olmadığı ecilden hiç türlü yaramazlıklarıyla şikâyet için imdi bu kimesnenin zâdedir veya haseb-i sebeb kimesnedir demeyesin benim vechen mine’l-vücûh yaramaza inâyetim yokdur kimler gerekse olsun cümle yağırdır? yürür gerekdir ki her ferdin muktezâ-yı şer‘-i şerîf ve müsted‘â-yı kānûn-ı latîf (…) yerine getirip yaramazlık eyleyenin elbette elbette hakkından gelesin ya hasbe’l-kelâm şimdiden sonra taht-ı livânda bir kimesne nâ-hak katl olunduğu veya esbâbı gāret olunduğu veya yolu basıldığı ve evi açıldığı bi’l-cümle muhâlif-i şer‘-i mutahhar ve mugāyir-i kānûn bir kimesne hayf ve te‘addî olunduğu veya bir eser-i fesâd ele girmiş iken nesnesi alıp salıvermeyi istimâ‘ oluna mahzâ senin ehl-i fesâda meyl ve mehâbın ve bâb-ı muhâfazada tamâm müsâhele ve kemâl-i ihmâlinden bilinip aslâ ve kat‘â özür ve bahâne etmek kavlin mesmû‘ ve cevâbım makbûl olmak ihtimâli yokdur cümle mukaddemât-ı mezâlim ve mehâyifin neticesi sana ait ve müstedi‘î? olur senden bilinip vallâhi’l-azîm sancağın almakla komayıp elbette elbette …? icrâ edip ol harâmîlere ve müfsidlere olıcak hitâbı ve ikâbı sana eylerin bir vecihle hakkından gelirin ki kalanlara mûcib-i izzet [ibret] olasız ona göre mukayyed olup taht-ı livân muhâfazasında ve [hirâsetinde]? kemâl-i tefvîz üzere olup dakika fevt eylemeyip mi’n-ba‘d bir kimesne dergâh-ı âlem-penâhîde gelip falan yerdir benim yolum bastılar veya falanım aldılar katl eylediler veya esbâbım gāret eylediler veya evim bastılar hakkım yerine varmadı deyu şikâyet etmekden ziyâde hazer edesiz ve bu husûslarda ben dahi mu‘temedün-aleyh âdemler gönderip hafiyyeten tecessüs ettirsem gerektir şöyle ki o …? kadrime muhâlif bir iş olup dahi ol ele getirip hakkından gelmediğin veyâhud cehd edip ele getirmediğin zararın …? mezâlimin kendi boynuna hemen gün ki ol gündür şöyle bilesiz nedâmet veya bir cevâba mütesaddî olmak müfîd değildir âna göre tedârik edip cidd ü ikdâmdır ve sa‘y [u] ihtimâmdır kusûr komayasın küllüküm râ‘in mes‘ûlün an ra‘iyyedir şöyle ki mefhûm-ı adâlet mersûm ve melhûz-ı nazar ve merhûn-ı nazar eyleyip taht-ı livânda bir ferd zulm u hayf olmakdan ihtirâz ve ihtiyât edesiz ol emr-i nişân şöyledir kim her dört ayda bir âdemin ve defterin gelip ne mikdâr kaziyye olmuşdur ve ne denli kimesnenin hakkından gelinmişdir ve bu husûs için mevkûf olan tımarların hâsılından ve ehl-i fesâdın esbâbından veya bir metrûkâtlarından ve ne kadar nesne zapt ve hıfz olunmuşdur bi’l-cümle cümle-i umûr ve ahvâli aslı ve tafsîli ile i‘lâm eyleyesin ve pâye-i serîr-i adâlet-penâhîde senin ma‘rifetin mefhûmu ma‘lûm olanca maslahat için âdemlerin südde-i sa‘âdetimden eksik olmaz bu bâbda benim hod? ziyâde ihtimâmım vardır vech-i me’mûr üzere her husûsda defter edip dört ayda i‘lâm eylemeyince olmayasız ve ba‘zı kaziyyeler sen seferdeyken veya o yerde iken vâki olmuşdur deyu özr [ü] bahâne etmek kat‘â fâide eder değildir âdemlerin sen sancağında değil iken sana müte‘allik hâsılından ve …? ne hoş nesne zâyi‘ eylemeyip sana envâ-ı fevâyid gösterdirler pes bu umurların hakkından gelmekde şikâyet ve tegāfül olunmağın aslı nedir imdi bunun sebebi zâhirdir emr-i kadr-tuvânımdır ferd tehallüf eylemekden ziyâde havf ve ihtiyât üzerine olasız bir türlü dahi eylemeyesiz ve siz ki livâ-i mezbûre kadılarısız her birinizin taht-ı kazâsında olan müfsidler tutulup ele getirip haklarından gelmesi sizin dahi tamâm uhdenizdedir gerektir ki ol bâbda sancak beyine sizler dahi tamâm mu‘în ve zâhir olup mücidd olasız şöyle ki ol bâbda nev‘â ihmâliniz istimâ‘ olıcak olursa tallâhi’l-kerîm ol müfsidlere olıcak itâb ve ikâb sizlere olur şöyle bilesiz zinhâr ve zinhâr bu umûrların hakkından gelmekte tekâsül ve tegāfül eylemek kusûrun eylemeyesiz ki gün ki ol gündür gāfil olmayasız alâmet-i şerîfe i‘timât kılasız. Tahrîren fî evâsıtı Ramazani’l-mübârek sene hamse ve işrîn ve tis‘a mi’e.
|