|
Bab Mahkemesi 92 Numaralı Sicil (H. 1120-1121 / M. 1709) cilt: 60, sayfa: 355 Hüküm no: 384 Orijinal metin no: [52b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Rukiye bt. Abdullah b. Abdurrahman’ın vefât eden kocası Limni Kadısı İbrahim Efendi b. Hüseyin’den cariye bedelinden alacağı olduğunu ispat etmesi üzerine bedeli terekeden tahsil ettiği
[Mühür:] Hasbiyallâhü vahdehû ve tükā? abdühû Ali
Mahmiye-i İstanbul’da Mimâr Sinan Mahallesi’nde sâkine Rukiye bt. Abdullah b. Abdurrahman’ın hâlâ zevci ve tarafından husûs-ı âti’l-beyânı taleb ve da‘vâ ve ahz u kabza ve kendiye îsâle vekîl olduğu zât-ı mezbûreyi ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân el-Hâc Mehmed b. Abdullah ve Mustafa b. İsa nâm kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbit olan işbu bâ‘isü’l-kitâb Hüseyin Çelebi b. Hasan mahfil-i kazâda müvekkile-i mezbûrenin zevci olup bundan akdem fevt olan Limni kādısı İbrahim Efendi b. Hüseyin’in evlâd-ı sıgārlarının kıbel-i şer‘den mansûb vasîsi olmağla terekesine vaz‘-ı yedi sâbit olan Halil Ağa b. Süleyman nâm kimesne mahzarında bi’l-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-i mezbûr İbrahim Efendi hâl-i hayâtında müvekkilem mezbûre ile zevciyyet beynlerinde kāime iken müvekkilem mezbûreye hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile hibe ve teslîm ve temlîk eylediği orta boylu açık kaşlı kara gözlü Zenciyyetü’l-asl Rahime bt. Abdullah nâm câriyesini bi-gayr-ı hakkın ahz ve yüz yirmi guruş semen-i makbûza bey‘ ve meblağ-ı mezbûru kendi mesârifine sarfla istihlâk edip kable’l-edâ fevt olup zimmetinde kalmağla hâlâ meblağ-ı mezbûr yüz yirmi guruşu vasiyy-i mezbûrdan bi’l-vekâle taleb eylediğimde bana edâdan imtinâ‘ eder suâl olunup tereke-i müteveffâ-i mezbûrdan bana edâya tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl vasiyy-i mezbûr cevâbında ber-vech-i muharrer müteveffâ-i mezbûrun terekesine vaz‘-ı yedini ikrâr lâkin câriye-i mevsûfe-i mezbûreyi hibe-i sahîha şer‘iyye ile hibe eylediğinden sonra bi-gayr-ı hakkın ahz ve yüz yirmi guruş semen-i makbûza bey‘ ve semenini kendi mesârifine sarfla istihlâk edip meblağ-ı mezbûr müteveffâ-i mezbûr zimmetinde kaldığını inkâr edicek vekîl-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden olup mahalle-i mezbûre ahâlîsinden Hüseyin Efendi b. el-Hâc Mahmud ve Hüseyin Çelebi b. Ali nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında müteveffâ-i mezbûr Limni kādısı İbrahim Efendi b. Hüseyin hâl-i hayâtında zevciyyet beynlerinde kāime iken zevcesi müvekkile-i mezbûreye orta boylu açık kaşlı kara gözlü Zenciyyetü’l-asl Rahime bt. Abdullah nâm câriye-i memlûkesini bizim huzûrumuzda hibe-i sahîha-i şer‘iyye ile hibe ve temlîk ve teslîm eyledikden sonra câriye-i mevsûfe-i mezbûreyi bi-gayr-ı hakkın ahz ve yüz yirmi guruş semen-i makbûza bey‘ ve semen-i mezbûru kendi mesârifine sarfla istihlâk edip meblağ-ı mezbûr zimmetinde iken kable’l-edâ vefât eylemişdir biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle oldukdan sonra müvekkile-i mezbûreyi tahlîf için savb-ı şer‘-i enverden Mevlânâ es-Seyyid Mustafa Efendi irsâl olunup ol dahi müvekkile-i mezbûrenin mahalle-i mezbûrede vâki‘ menziline varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf edip müvekkile-i mezbûreye hasmı vasiyy-i mezbûr muvâcehesinde câriye-i mevsûfe-i mezbûreyi zevci müteveffâ-i mezbûra hibe veya semenini ahz etmeyip ve’l-hâsıl taraf-ı şer‘iyyeden bir tarîk ile zimmeti berî olmadığına yemîn teklîf eyledikde ol dahi hasbe’l-mesûl yemîn biʼllâhi’l-aliyyi’l-a‘lâ eylediğini mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan Mustafa b. Abbas ve Mehmed b. Ali ile meclis-i şer‘a gelip alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr eylediklerinden sonra mûcebince baʻde’l-hükm ve’t-tenbîh vekîl-i mezbûr Hüseyin Çelebi meclis-i mezbûrda vasiyy-i merkūm Halil Ağa mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip ânifen edâsına hükm-i şer‘î lâhık olan meblağ-ı mezbûr yüz yirmi guruşu tereke-i müteveffâ-i mezbûrdan olmak üzere vasiyy-i mezbûr yedinden müvekkilem mezbûre için bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz u kabz edip meblağ-ı mezbûrdan vasiyy-i mezbûr yedinde bir akçe ve bir habbe bâkī kalmadı dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 19 min-Cumâdelâhire sene 1121
Şuhûdü’l-hâl: İvaz Beşe b. Abdullah, Mustafa b. Şa‘ban, Ali b. İvaz, Hasan b. Mustafa, Ali b. Bâli, Hasan b. Abdullah ve gayruhum mine’l-huzzâr.
|