Üsküdar Mahkemesi 84 Numaralı Sicil (H.999-1000/ M.1590-1591) cilt: 10, sayfa: 523 Hüküm no: 1024 Orijinal metin no: [97a-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Hacı Ahmed Paşa Vakfı mütevellîsi Gevher Hân Hâtun’un, vakıf işlerinden anlamadığından vakfın tevliyetini Cemşid Kethüdâ’ya devrettiği
Nişân-ı şerîf-i âlî budur ki Çün şehr-i hamiyyet-i şâhâne ve hisâl-i pesendîd-i pâdişâhâne bu manâya mu‘tâd ve me’lûfdur ki müstehıkk-ı irtifâ‘-ı şân ve müstevcib-i a‘lâ-i mekân olanların eyyâm-ı devlet-efzûn ve hengâm-ı sa‘âdet-makrûnumda ve gāyet-i murâd-ı muhassal ve nihâyet-i matlûbları mükemmel ola binâ’en alâ zâlik merkūm Hacı Ahmed Paşa kızı Gevher Hân Hâtun rikāb-ı hümâyûna ruk‘â sunup Üsküdar kasabasında ve gayride vâki‘ merhûm babam vakıflarının tevliyet ve nezâreti bu za‘îfenin berât-ı şerîfle tasarrufunda iken ekseri diyâr-ı ba‘îdede olmağla zabtına kādire olmadığım ecilden merhûmun elli yıllık emekdârı ve müstakim kethüdâsı olan Cemşid Kethüdâ evkāfının ehl-i vukūf olup hayâtta iken cümle evkāfın mesâlihin mezbûr görüp gözetir idi babam vefât edeli merkūm Cemşid Kethüdâ el çekmekle mâl-ı vakf ekl ve bel‘ olunup vakıf bi’l-külliye harâba müşrif olmuşdur ve hâliyâ tevliyet-i mezbûre Cemşid’e olmak üzre ferâğat ederim babam zamânında ede geldiği üzre vakfın hizmetini edâ edip ma‘mûr eyleye ve on akçe tevliyet vazîfesi şey’-i kalîl olmağla kabûl etmemeğin vakfın zevâidinden yevmî yirmi akçe dahi ilhâk olunup cümle otuz akçe ile sadaka buyurulup min-ba‘d noksan üzre kabûl ederse dahi verilmeye deyu inâyet ricâ etmeğin müsâ‘adesi var ise verilsin deyu hatt-ı hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûnumla verilmek fermân-ı şerîfim olmağın işbu râfi‘-i tevkî‘-i refî‘u’ş-şân u nümâyende-i yarlığ-ı belîğ-i mekremet-unvân kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Cemşid Kethüdâ -zîdet kadruhû- hakkında mezîd inâyet-i pâdişâhânem zuhûra getirip kendi ihtiyârıyla ferâğat eyleyen merkūme Gevher Hân yerine sene elf Cemâziyelâhiri’nin gurresinden hatt-ı hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûnumla yevmî otuz akçeli mütevellî nasb edip ve bu berât-ı âlîşân-ı verdim ve buyurdum ki varıp evkāf-ı mezbûreye mütevellî olup şöyle ki vezâyif-i hidemâtı tevliyettir mü’eddâ kıldıkdan sonra ta‘yîn olunan yevmî otuz akçenin on akçesin tevliyet için evkāf mahsûlünden ve yirmi akçesini evkāf-ı mezbûre zevâidinden mâh be-mâh alıp mutasarrıf ola ve evkāf-ı mezbûre mürtezikaları merkūmu kendiye mütevellî bilip tevliyete müte‘allik olan husûslarda mürâca‘at edip sözünden tecâvüz etmeyeler ol bâbda hiç ahad mâni‘ ve dâfi‘ ve râfi‘ olmayalar ve dahl ve ta‘arruz kılmayalar şöyle bileler alâmet-i şerîfeye i‘timâd kılalar. Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis aşer şehri Cümâdelâhire sene elf. Be-makām-ı Kostantıniyye m
|