.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Üsküdar Mahkemesi 396 Numaralı Sicil (H. 1150-1151 / M. 1737-1738)
cilt: 68, sayfa: 240
Hüküm no: 267
Orijinal metin no: [70a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Üsküdar ve civarında asayişsizliğin ve usûlsüz hareketlerin önlenmesi için yollanan ferman kaydı

Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazl ve’l-yakīn râfi‘u a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vârisü ulûmi’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti’l-meliki’l-mu‘în mevlânâ Üsküdar kādısı —zîdet fezâiluhû- ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân Üsküdar ustası ve çorba[cı]sı ve subaşısı —zîde kadruhüm— tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki dâimâ inân-ı himmet vâla-nehmet-i …? şâhânem ehemm-i vâcibât-ı dîniyyeden olan tanzîm-i bilâd-ı semtine ma‘tûf ve hem-vâre zimâm-ı tehiyyât-ı pâdişâhânem ehemm-i zarûriyât-ı yakīniyeden olan terakkiye-i hâl-i ibâd savbına masrûf olmağla zamân-ı saltanat ve hengām-ı hilâfetimde cümle-i enâm ve husûs[an] kurb ve civâr-ı saltanat-ı seniyyem olan mahmiye-i Üsküdar ve havâlîsinde sâkin havâs ve avâm ale’d-devâm zîr-i cenâh-ı himâyet-i mülûkânemde âsûde-i hâl ve müreffehü’l-bâl olmaları gāyet-i âmâl-i hüsrevâne ve nihâyet-i mâ fi’l-bâl-i hidîvânem olup tanzîm-i ahvâl-ı bilâd ve terfîh-i ma‘âş ve istirâhat-ı ibâd husûsunda ihtimâm ve dikkat lâzıme-i hâl ve mukteziyât-ı ahvâlden olmağla Üsküdar ve etrâfında olan kurâda sâkin ve mütemekkin ve ahd-i karîbde taşra bilâd ve emsârdan gelip mukīm ve mutavattın ve kâr ü kisb ile iştigāl etmeyip îsâl-i mazârr-ı ibâd kârında olanlar Üsküdar’da aceze ve mesâkîne ve gerek havâlîsinde vâki‘ kurâda sâkin ibâdullaha sirka ve sâir hâlât misillü bir türlü zarâr ve ziyânları zâhir ve bedîdâr olmazdan mukaddem ve elân bağ ve bahçe vakitleri olup mühimm-i zarûrî için bağ ve bahçelerine gidenlere dahi bir türlü ta‘arruz ile te‘addî ve rencîde olunmazdan akdem gece ve gündüzde taşralara ve bağ ve bahçelere fevâhiş makūlesi götürüp icrâ-i habâset murâd edenlerin men‘ [u] def‘leri’çün için iktizâ eden yerlerde leyl ü nehâ[r] kol gezdirilip istirâhat-i kâffe-i ibâd için gereği gibi ihtimâm ve dikkat cümleye vâcibe-i zimmet olmağla her biriniz bâlâda zikr ü beyân ve tasrîh ü ayân olduğu üzere rûz ve leyl iktizâ eden mahallerde kol gezip ol makūle habâsete cesâret edenleri men‘ ü def‘ ve men‘ ile memnû‘ olmayanları ahz ve haklarından gelinmek için sûret-i sicilleriyle Dîvân-ı hümâyûnuma ihzâr ve siz ki usta ve çorbacı ve subaşısız bu husûs[u] celbe vesîle ile bî-günâh bir ferde te‘addî ve rencîde veyâhûd akçeleri alındığı veyâ ele getirilen yaramazların akçeleri alınmağla salıverilmek ihtimâli zuhûr ederse bilâ-tevakkuf hakkınızdan gelineceğini yakīn edinip ona göre basîret üzere hareket ve intikāş-i hâl-i ibâd için Üsküdar’da dükkânlarda narh-ı cârî üzere fürûht olunmak üzere Üsküdar’ın kasab ustaları beher yevm altışar koyun tedârük ve minvâl-i muharrer üzere zebh ve ibâdullaha fürûht etmek şartıyla kasab ustaları huzûr-ı şer‘de ol mikdâr koyunu dükkânlarında ibâdullaha narh-ı cârî üzere fürûhta ta‘ahhüd etmeleriyle ve sen ki Üsküdar kādısı mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin husûs-ı mezbûr için taraf-ı şer‘den adamlar ta‘yîn ve her gün ol mikdâr koyun zebh olunup ibâdullaha dükkânlarında fürûht olunmaz ise kasab ustalarından hilâf-ı ta‘ahhüd <> [70b] ve mugāyir-i fermân-ı celîlü’l-unvân harekete tasaddî eden her kim olur ise olsun bir türlü cevâba olunmayıp [kādir olmayıp?] ol makūlelerin dahi sâire mûcib-i ibret için sûret-i sicilleriyle Dîvân-ı hümâyûnuma ihzâr edip işbu şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı âlî-şânım sicill-i mahfûza ba‘de’l-kayd mazmûn-ı münîfi cümleye i‘lân ve işâ‘a ve tenfîz ve icrâsında her biriniz gereği gibi ihtimâm ve [di]kkat ve hilâfına bir türlü ruhsat verilmekden gāyetü’l-gāye ittikā ve mücânebet olunmak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur buyurdum ki ( ) vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfından be-gāyet ihtirâz ve ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız.

Tahrîren fi’l-evâhiri Zilhicce li-seneti hamsîn ve mi’ete ve elf.

Be-makām-ı el-Kostantıniyyeti’l-mahrûse