.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 151 Numaralı Sicil (H. 1143-1144 / M. 1731)
cilt: 66, sayfa: 161
Hüküm no: 143
Orijinal metin no: [37a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Aydınkethudâ mahallesinden Ebûbekir Ağa’nın vârisleri arasında çıkan anlaşmazlık

Tahakkuk-ı özr-i şer‘îye binâen zikr-i âtî husûsu mahâllinde istimâ‘ ve tahrîr için bi’l-iltimâs kıbel-i şer‘-i kavîmden irsâl olunan Başkâtibimiz Mevlânâ Mustafa Efendi b. el-merhûm Yunus Efendi mahmiye-i İstanbul’da Aydın Kethudâ mahallesinde sâkine fahrü’l-muhadderât Emetullah bt. Hasan nâm hatunun menziline varıp zeyl-i sahîfede mektûbü’l-esâmî Müslimîn mahzarlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf ettikde mezbûre Emetullah Hatun’un zevci olup bundan akdem vefât eden Ebûbekir Ağa b. el-Hâc İbrahim b. Bektaş’ın verâseti zevce-i metrûkesi mezbûre Emetullah Hatun ile sulbî kebîr oğlu Abdülkadir Ağa’ya münhasıra ve terekesinin sümünü mezbûre Emetullah Hatun’a ve mâ‘adâsı oğlu mezbûr Abdülkadir Ağa’ya isâbet ve intikāl eylediği lede’ş-şer‘i’l-enver müte‘ayyin oldukdan sonra mezbûr Abdülkadir Ağa meclis-i ma‘kūd-ı mezkûrda bâ‘isetü hâzihi’l-vesîka mezbûre Emetullah Hatun mahzarında bi’l-verâse üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip işbu bir tarafdan vâlidem mezbûre Emetullah Hatun mülkü menzil ve bir tarafdan Hasan Çelebi menzili ve bir tarafdan Mehterbaşıoğlu Hüseyin Çelebi mülkü ve bir tarafdan tarîk-ı âm ile mahdûd fevkānî iki oda ve bir sofa ve tahtında bir matbah ve köşk ve kenîf ve bir mikdâr bahçeyi muhtevî menzil babam müteveffâ-yı mezbûrun terekesinden iken menzil-i mezkûr ile ber-mûceb-i defter-i müfredât eşyâ-i ma‘lûmeden hisse-i mezkûremi vâlidem mezbûreye suâl olunup bana def‘ ve teslîme tenbîh olunması matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Emetullah cevâbında zevcim müteveffâ-yı mezbûr Ebûbekir Ağa fevtinden iki sene mukaddem hâl-i hayat ve kemâl-i sıhhatinde menzil-i mezkûru on iki bin akçeye bana bey‘ ve temlîk ve teslîm ve semen-i mezbûru zimmetinde deyni olan on iki bin akçe mehrime takās ve mahsûb edip ben dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve mukāssa ve kabûl eylediğimden mâ‘adâ eşyâ-i muharrere-i mezkûrede kat‘a alâka ve medhali olmayıp yedimde mülk ve hakkım idiğini lede’ş-şuhûd ikrâr ve işhâd etmişdir deyü ba‘de’d-def‘ ve’l-inkâr mezbûre Emetullah Hatun’dan def‘-i mezkûruna beyyine taleb olundukda udûl-i ricâl-i Müslimînden ve mahalle-i mezbûre ahâlîsinden Kozbekçi es-Seyyid el-Hâc Hasan Ağa b. es-Seyyid Derviş ve Silâhdâr Ocağı çavuşlarından Halil Çavuş Ağa b. Mahmud ve Kapıcızâde el-Hâc Mustafa b. Ahmed nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i ma‘kūd-ı mezkûra hâzırûn olup isre’l-istişhâd fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Ebûbekir Ağa b. el-Hâc İbrahim b. Bektaş fevtinden iki sene mukaddem hâl-i hayat ve kemâl-i sıhhatinde işbu mu‘âyene ve müşâhade olunan menzili yedinde mülk ve hakkı olduğu hâlde bizim huzûrumuzda zevcesi mezbûre Emetullah Hatun’a on iki bin akçeye bey‘ ve temlîk ve teslîm ve semen-i mezbûru zimmetinde deyni olan on iki bin akçe mehrine takās ve mahsûb eylediğinde ol dahi ber-vech-i muharrer iştirâ ve temellük ve tesellüm ve mukāssa ve kabûl eylediğinden mâ‘adâ ber-mûceb-i defter-i müfredât eşyâ-i mahsûse-i ma‘lûmede kat‘a alâka ve medhalim olmayıp zevcem mezbûre Emetullah Hatun’un mülk ve hakkıdır deyü bizim huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd etmişidi. Biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye ettikde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm mezbûr Abdülkadir Ağa’yı bî-vech mu‘ârazadan men‘ eylediğini mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde istimâ‘ ve tahrîr ve ma‘an ba‘s olunan Abdullah b. Mustafa ve Mahmud b. Abdullah ile meclis-i şer‘a gelip her biri alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin kıbel-i şer‘den tenfîz birle mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ aşer min-Zilka‘deti’ş-şerîfe li-sene selâse ve erba‘în ve mie ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Sipâh Çavuşlarından Ömer Ağa b. Osman, Ali Çavuş b. Mehmed, es-Seyyid Osman b. Ahmed, İbrahim Ağa b. Mehmed, Yusuf b. Abdullah, Mustafa b. Abdullah.