|
Bab Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1152-1153 / M. 1740) cilt: 69, sayfa: 333 Hüküm no: 332 Orijinal metin no: [49a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mehmed Ağa’nın vakfettiği arsa ile Mahmud Efendi’nin evinin istibdal edilmesinin vakfa daha hayırlı olduğu
Mâ hurrire fîhi ve intevâ-matâvîhi min-asli’l-istibdâli ve şerâitihi’l-mukarrereti cerâ küllühû beyne ledeyye ve innî kazaytü fî-sıhhatihî ve lüzûmihî âlimen bi’l-hilâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eslâf zeberehu’l-fakīr ileyhi sübhânehû ve te‘âlâ Mehmed el-kādı bi-dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyye -sînet ani’l-âfât ve’l-beliyye-
İstibdâl hüccetidir
El-hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma‘în. Ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve tastîrine bâ‘is ü bâdî oldur ki, mahmiye-i İstanbul’da Kabasakal Sinan Ağa mahallesi sâkinlerinden bâ‘is-i hâze’l-kitâb es-Seyyid Mahmud Efendi b. es-Seyyid Mehmed b. Abdullah tarafından zikri âtî husûsa Hüseyin Çelebi b. Mustafa ve Mehmed Çelebi b. Halil şehâdetleriyle sâbit ve sübût-ı vekâletine hükm-i şer‘î lâhık olan Mehmed Çelebi b. İbrahim meclis-i şer‘-i hatîr-ı lâzımü’t-tevkīrde merhûm Mehmed Ağa nâm sâhibü’l-hayrın vakfına ber-vech-i meşrûha mütevellîleri olan mahalle-i mezbûre imâmı el-Hâc Halil Efendi b. Hasan ve Müezzin el-Hâc Hasan Halîfe b. Mehmed mahzarlarında bi’l-vekâle ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip merhûm-ı mezbûrun vakfından senevî üç yüz akçe mukāta‘alı otuz üç zirâ‘ arsa müvekkilim mezbûrun mahalle-i mezbûrede vâki‘ ma‘lûmü’l-hudûd menzili dâhilinde olup evkāf-ı sâire olup mahlût olduğundan mâ‘adâ ba‘de’l-ifrâz binâya bir vechile tahammülü olmamağla yine müvekkilim mezbûrun silk-i mülk-i sahîhinde münselik emlâkinden olup mahmiye-i mezbûrede Acıçeşme kurbünde Kâtibkasım mahallesinde vâki‘ bir tarafdan Lüleci Süleyman menzili ve bir tarafdan Kapamacı el-Hâc Mehmed arsası ve bir tarafdan bostan ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd fevkānî bir bâb oda ve dehliz ve tahtânî bir bâb oda ve bir kenîf ve bir mikdâr bahçeyi müştemil olan menzil rey‘an ve kıymeten ve rağbeten sâlifü’z-zikr vakıf arsadan evfer ve ezyed olduğundan mâ‘adâ yevmî bir akçe icâre-i müecceleye tahammülü olup istibdâl cânib-i vakfa vücûhla evlâ ve enfa‘ olmağla kıbel-i şer‘den üzerlerine varılıp keşf-i mesâha ve istibdâl olunmak bi’l-vekâle matlûbumdur deyü bir kıt‘a fermân-ı âlî ibrâz etmeğin imtisâlen-lehû cânib-i şer‘-i mutahhardan keşif nâibimiz Mevlânâ Hıfzı el-Hâc Mehmed Efendi irsâl olunup ol dahi hâssa mimârlarından Şa‘bân Halîfe b. Mehmed ve Süleyman Halîfe b. Abdullah ve mütevellîyân-ı mezbûrân ve sâir ebniye ve sukūf ahvâline ıttılâ‘-ı tâmmı olan bî-garaz Müslimîn ile evvelâ vakıf olan arsa-i mezbûre üzerine varıp mimârân-ı mezbûrân ba‘de’l-mu‘âyene mesâha ve takvîm eylediklerinde tûlen ve arzen bi-hesâb-ı terbî‘î ancak otuz üç zirâ‘ olup beher zirâ‘ı ikişer yüz kırkar akçeden yedi bin dokuz akçeye bâliğ olup ve sâniyen mülk olan menzil-i mezbûrun arsası ba‘de’l-mu‘âyene mesâha ve takvîm eylediklerinde tûlen ve arzen bi-hesâb-ı terbî‘î doksan bir zirâ‘ olmağla beher zirâ‘ı yüzer akçeden dokuz bin yüz akçeye bâliğ ve üzerinde olan ebniyesi tûlen ve arzen bi-hesâb-ı terbî‘î kırk beş zirâ‘ olup beher zirâ‘ı ikişer yüz kırkar akçeden on bin dokuz yüz yirmi akçe ki cem‘an yirmi bin yirmi akçeye bâliğ olmağın mülk olan menzilin kıymeti vakıf olan arsadan on iki bin yüz yirmi akçe ziyâde ve ber-vech-i muharrer yevmî bir akçe icâre-i müecceleye tahammülü olup istibdâli min-külli’l-vücûh cânib-i vakfa evlâ ve enfa‘ olduğu mimârân-ı mezbûrân ihbâr ve Müslimûn-ı mezkûrûn icmâ‘ ve ittifâk ve mütevellîyân-ı mezbûrân dahi istibdâle tâlibân olduklarını mevlânâ-yı mezbûr [49b] mahallinde ba‘de’t-tahrîr ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip ba‘de’l-inhâ ve’t-takrîr şerâit-i istibdâl mevcûde olduğu halde istibdâl için izn-i hümâyûnu müş‘ir tuğrâ-i garrâ-i sultânî ile mu‘anven emr-i âlîşân sâdır olmağın imtisâlen-lehû cânib-i şer‘den fukahâ-yı ulü’l-elbâbdan istibdâl-i vakfı tecvîz eden meşâyih-i kirâm hazerâtının kavilleri üzere ber-vech-i muharrer istibdâle tarafeyne izin verilmekle vekîl-i mezbûr vakıf arsayı mülk olmak üzere ve mütevellîyân-ı merkūmân mülk menzili vakıf olmak üzere her biri kabz ve tasarruflarını ikrâr ve i‘tirâf eylediklerinden sonra vekîl-i mezbûr meclis-i şer‘de zikri sebk eden mütevellîler mahzarlarında istibdâl-i mezbûr İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı ekrem Ebû Hanîfe hazretleri katında mutlakā ve İmâm-ı Muhammed hazretleri katında bir rivâyetde vâkıf vakfında mübâdeleyi şart etmeyicek ve İmâm-ı Ebî Yusuf hazretleri katlarında istibdâl câiz olmadığına binâen mübâdeleden rücû‘ eyledim, vakıf arsaya bedel verdiğim mülk menzili istirdâd murâd ederim deyücek mütevellîyân-ı mezbûrân cevâba mütasaddî olup eğerçi hâl bast olunan minvâl üzeredir lâkin bir mevkūf ile intifâ‘ mümkün olmayıp istibdâlde vakf-ı mezbûra menfa‘at-i azîme oluduğu halde vâkıf istibdâli zikretmemiş olursa dahi imâmeyn-i hümâmeyn hazretlerinden rivâyet-i sahîha üzere re’y-i hâkimü’ş-şer‘le bâ-emr-i âlî istibdâl sahîh olur ve el-yevm amel dahi bununladır deyü redd ü teslîmden ibâ ve sıhhat-i istibdâle hükm ve kazâ ricâsıyla hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb tûbâ-lehû ve hüsnü-meâb hazretleri huzûrlarında müterâfi‘ân ve her biri mübtegāsınca fasl ü hasîme tâlibân olduklarında hâkim-i müşârün-ileyh hazretleri tarafeynden olan kelimâta nazar ve mubtıl-ı hayr olmakdan hazer edip istibdâl-i mezbûrda menfa‘at-ı cesîme olmağla alâ-kavli men-yerâhu sıhhat-i istibdâle hükmettikde vekîl-i mezbûr inân-ı kelâmını semt-i âhara atf edip hükm-i hâkim ile istibdâl sahîh oldu, lâkin sıhhat lüzûmu müstelzim değildir, binâen-aleyh menzil-i mezbûru istirdâd ederim dedikde mütevellîyân-ı mezbûrân dahi sıhhat lüzûmdan müfâraka olmaz deyü rivâyet eden eimme-i dîn-i rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în re’yleri üzere lüzûmuna dahi hükm taleb edicek hâkim-i müşârün-ileyh -esbagallâhu ni‘amehû aleyh- hazretleri alâ-kavli men-yerâhu mine’l-eimmeti’l-kirâm istibdâl-i mezbûrun sıhhat ve lüzûmuna hüküm birle hükm-i sâbıkını ihkâm ve ba‘de’l-yevm vakıf arsa için bedel verilen mülk menzilin vakfiyetine ve sâbıkā vakıf olan arsanın mülkiyetine hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î edip min-ba‘d menzil-i memlûk-i mezbûr vakıf ve arsa-i mevkūfe-i mezbûre mülk oldu, cerâ zâlik.
Ve hurrire fi’l-yevmi’l-ışrîn min-Saferi’l-hayr li-sene selâse ve hamsîn ve mi’e ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Fahrü’l-kuzât Hasan Efendi b. Ebubekir, Mustafa Çelebi b. Mehmed, Ahmed Ağa b. Mehmed, Ahmed Ağa, Salih Çelebi b. (°)
|