.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Anadolu Sadâreti Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 1251-1257/ M. 1835-1841)
cilt: 94, sayfa: 219
Hüküm no: 175
Orijinal metin no: [48a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Çelebioğulları Mustafa ve kardeşi Yahya’nın Şekerci Halil Ağa aleyhindeki tarla hususunda açtığı davada anlaşma sağlanması

Ma‘rûz,

Anadolu’da Viranşehir sancağında Perşembe kazâsı kurâlarından Çelebi karyesi ahâlîsinden sâhib-i arzuhâl Çelebioğulları Mustafa ve li-ebeveyn er karındaşı Yahya ibney diğer Mustafa nâm kimesneler Bâb-ı hazret-i fetvâ-penâhîde Anadolu mutasarrıfları dâ‘îlerine tahsîs buyurulan dâirede ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde kazâ-i mezbûr ahâlîsinden derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism Şekerci el-Hâc Halil Ağa b. Ömer muvâcehesinde kazâ-i mezbûra tâbi‘ Yedidivan karyesi hudûdu dâhilinde Akçayeri demekle arîf nâm mahâlde vâki‘ Kuzucuk ve Yarımcaharman ve Paslıgeçidi Kuyusu ve Kurtkuyusu ve Akçalar ve Kızlar Sokak Deresi ve Değirmenderesi ve Derebaşı ile mahdûd bir kıt‘a tarlanın beş hisse i‘tibârıyla dört sehm hisse-i şâyi‘ası merkūm el-Hâc Halil Ağa’nın ve mâ‘adâ bir sehm hisse-i şâyi‘ası bizimle diğer li-ebeveyn er karındaşımız gāib ani’l-beled Ahmed’in bâ-tapu iştirâken taht-ı tasarrufumuzda iken karındaşımız gāib-i mezbûr Ahmed bundan akdem kendi hissesiyle ma‘an bizim hissemizi dahi bizim kat‘an haberimiz yoğiken mezbûr el-Hâc Halil Ağa’ya fuzûlî ve bi-gayr-ı hakkın bedel-i ma‘lûm ve makbûz mukābelesinde ba-ma‘rifet-i sâhib-i arz ferâğ ve tefvîz eylediğinde ol dahi ber-vech-i muharrer teferruğ ve kabûl ve ol vechile tarla-yı mezkûru müstakıllen zabt etmekle hisse-i mezkûremizden keff-i yed ve mahâllinde bize teslîme mezbûr el-Hâc Halil Ağa’ya tenbîh olunmak matlûbumuzdur deyü bundan akdem da‘vâya tasaddî etmiş idik. El-hâletü hâzihî biz bu def‘a ferâğ-ı mezkûra mücîz ve râzılar olmamızla ancak mezbûr el-Hâc Halil Ağa bize malından teberru‘an yüz seksen guruş def‘ ü teslîm ve umûrumuza sarfla istihlâke emir eylediğinde biz dahi yedinden ahz u kabz ve emriyle umûrumuza sarfla istihlâk etmemizle bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve meblağ-ı müstehlek-i merkūmun istirdâdına müte‘allika âmme-i de‘âvîden tarafeynden her birimiz âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile kabûlü hâvî ibrâ ve iskāt eyledik deyü ikrâr ve tasdîkleri tescîl ve huzûr-ı âlîlerine [i‘lâm olundu].

Fî 8 S sene [12]57.