.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 121
Hüküm no: 57
Orijinal metin no: [18a-2, Arapça]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şeyh Celâleddin b. Şeyh Yakub vakfiyesi

Nukilet hâzihi’l-vakfiyyeti’ş-şer‘iyye mine’s-sicilli’l-mahfûz harrerehü’l-fakīr Mehmed b. Abdülkerîm el-Müvellâ bi-Kasabati Beşiktaş -ufiye anhümâ-

Elhamdü li-veliyyihî ve’s-salâtü alâ-nebiyyihî Muhammedin eşrafü’l-verâ ve alâ-âlihî ve eshâbihî nücûmü’l-hedy, ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh, şer‘î ve mer‘î bir hüccettir. Mahmiye-i Galata tevâbi‘inden Beşiktaş kasabası mahallâtından Sultân Süleyman Han -aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân- mahallesi sükkânından fahrü’s-sâlikîn Şeyh Celâleddin b. merhûm Şeyh Yakub kıbelinden vekâlet-i şer‘iyyesi Halil Efendi b. Mehmed ve Yusuf Halîfe b. Pîr Ali’nin şehâdeti ile sâbit olan Ahmed Çavuş b. Nasuh, âti’z-zikr vakfa tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği kimse ile birlikte meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfe gelip şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât müvekkil-i mûmâ-ileyhi işbu ikrârın kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i mezbûrede vâki‘, tahtânî iki bâb hâneyi, fevkānî bir bâb hâneyi, su kuyusunu, kenîfi ve bahçeyi müştemil bulunan, iki taraftan Takyeci İbrahim Çelebi mülkü ile, iki taraftan da tarîk-ı âm ile mahdûd olan selamlık ta‘bîr edilen menzilini âmme-i levâhık ve tevâbi‘i ve kâffe-i merâfık ve menâfi‘i ile niyet-i hâlise ve taviyet-i vâfiye üzere habs, vakf, te’bîd ve tasadduk eyledi. Süknâyı müddet-i hayâtınca kendisine, vefâtından sonra mâdâm ki hayâtta ola Mehmed b. Halil nâm kimseye, sonra evlâdına, evlâd-ı evlâdına ile’l-inkırâz şart eyledi. Sonra Medîne-i münevvere fukarâsına şart eyledi. Vakt-i hâcetde meremmeti menzilde sâkin olanlara şart eyledi ve menzil-i mezbûru mütevellîye teslîm etti. Hâkim-i muvakkı‘ a‘lâ hâze’l-kitâb meşâyih-i eslâf beyninde cârî olan ihtilâfa âlim olduğu halde sıhhat-i vakfa ve lüzûmuna hükmetti. Menzil-i mezbûr bu sûretle bey‘i, hibesi ve îrâsı câiz olmayacak şekilde sahîh ve lâzım bir vakıf oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismuhû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-kerîm.

Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâili Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene ışrîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: el-Mezbûrûn