.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 121
Hüküm no: 58
Orijinal metin no: [18b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa b. Ahmed’in sahiplendiği evin Haremeyn Evkafı’na ait olduğu

Oldur ki,

Haremeyn-i Şerîfeyn -şerrefehallâhu te‘âlâ- Evkāfı mütevellîsi fahrü’l-bevvâbîn el-Hâc Hasan Bey b. Mehmed meclis-i şer‘-i şerîfe gelip menzil-i âti’l-beyâna mülkiyet zu‘mu ile vâzı‘ü’l-yed olduğu şer‘an sâbit olan Mustafa b. Ahmed nâm kimesne mahzarında takrîr-i da‘vâ edip mahmiye-i İstanbul’da Alifakih mahallesinde vâki‘ dâhiliyyesi fevkānî bir çardağı ve tahtânî iki bâb evi ve cüneyneyi ve bir fırını ve kenîfi ve hâriciyyesi bir bâb tahtânî evi ve bir su kuyusunu müştemil olup Ali b. Mahmud Reis ve Zemâne bt. Abdullah ve Emine bt. Ömer mülkleri ile ve tarîk-i âm ile mahdûd ve hâlâ mezkûr Mustafa yedinde mevcûd olan menzili mâlikesi olan Şemayil bt. Abdullah nâm hatun bundan akdem hâl-i sıhhatinde vakf-ı sahîh edip süknâsını evvelâ nefsine ba‘dehâ evlâdına <> ba‘de’l-inkırâz atâyıkından Râziye bt. Abdullah’a ve evlâdına dâhiliyyesini ve Yasemin bt. Abdullah’a ve evlâdına hâriciyyesini ve her kangısı münkariz olursa hissesi îcâr olunup ücreti Medîne-i Münevvere fukarâsına irsâl olunması şart ve ta‘yîn etmiş idi cümlesi münkariz olup şart-ı vâkıf üzere nevbet-i tasarruf fukarâ-i Medîne’ye gelmiş iken hâlâ mezkûr Mustafa menzil-i merkūmu bî-vech tasarruf eder yedi yed-i gāsıbadır şer‘le kasr ve izâle olunmasını taleb ederim dedikde gıbbe’s-suâl mezkûr Mustafa fi’l-hakīka menzil-i mezbûr merkūme Şemayil’in mülkü idi, lâkin merkūm Şemayil sıhhatinde menzil-i mezbûrun cümlesin kendinin atîkası ve benim zevcem olan mesfûre Raziye’ye ihdâ ve elf senesinde hibe edip ba‘de zaman mezbûre Raziye vefât edip beni ve benden hâsıl olan sadriye kızı Fâtıma’yı terk edip ba‘dehû kızım merkūme Fâtıma dahi vefât edip menzil-i mezbûr cümleten bana intikāl etti mülk-i mevrûsumdur vech-i meşrûh üzere vakıf olduğunu bilmezim deyu cevâb vericek mütevellî-i merkūm el-Hâc Hasan Bey’den müdde‘âsına mutâbık beyyine taleb olundukda menzil-i mezbûrun câr-ı mülâsıklarından Zemâne bt. Abdullah nâm hatun ve vâkıfe-i mezbûrenin zevcinin kız karındaşı Rabia bt. Ömer nâm hatun ve Fâtıma bt. Memi nâm hatun her biri li-ecli’ş-şehâde hâzıra olup gıbbe’l-istişhâdi’ş-şer‘î merkūme Şemayil hâl-i hayâtında ve kemâl-i sıhhatinde bizim huzûrumuzda ikrâr ve bizi dahi işhâd edip mezkûretân Raziye ve Yasemin her biri ölünce hissesinde vakfiyet üzere sâkine olup ikisi dahi münkariz olup hâlâ nevbet fukarâ-i Medîne’nin olmuşdur. Bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu asâleten edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip ve Ya‘kub b. Abdi ve Mehmed b. Bayram ve Mustafa b. Ferruh nâm kimesne[ler] dahi li-ecli’ş-şehâde hâzırûn olup menzil-i mezbûrun vech-i meşrûh üzere vakıf olunduğu sezâvâr i‘tibâr <> olur tesâmu‘ ile masmû‘umuz olup vakfiyeti kendimize ilm-i şer‘î ifâde eder hâl ile ma‘lûmumuzdur. Ve mazmûnu mütevellî-i merkūmun müdde‘âsına muvâfık vakfiyesi dahi bizim huzûrumuzda kırâ’at olundu deyu şehâdet-i şer‘iyye edip ve Ömer Beşe b. Kaytas nâm kimesne dahi menzil-i mezbûrun dâhiliyye[sinde] Raziye ve hâriciyyesinde Yasemin seyyidemiz Şemayil bize vakfetti deyu sâkineler idi ben mezkûretâna hizmet edip bile sâkin idim deyu şehâdet edicek bu cümlenin şehâdetleri ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şer‘an makbûle olup mûcebince menzil-i mezbûrun vakfiyetine hükmolundukdan sonra bu vesîka-i enîka alâ-mâ-hüve’l-hakīka ketb olundu.

Tahrîren fî-evâhiri Muharremi’l-harâm li-sene ihdâ ve ışrîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Hüseyin b. Mustafa, Mehmed Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Ömer b. Hasan, Mustafa Bey b. Derviş el-cündî, İsa Bey b. Muharrem, Mustafa b. el-Hâc Hüdaverdi, Mehmed b. Hüseyin el-kayyım, Derviş Beşe b. Mustafa er-râcil, Hasan Çelebi bin Hüseyin el-kâtib ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.