.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 149
Hüküm no: 85
Orijinal metin no: [27a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


III. Murad’ın eşlerinden Şems Ruhsar Hatun bt. Abdülkadir’in para vakfı

Elhamdü lillâhi’llezî erşede’l-mü’minîn ve’l-mü’minât ilâ a‘mâli’s-sâlihât ve eşâre ile’l-müslimîn ve’l-müslimât bi ef‘âli’l-hayrât haysü kāle inne’l-hasenât yüzhibne’s-seyyi’ât ve’s-salâtü ve’s-selâm alâ-resûlihî Muhammed eşrefi’l-mahlûkāt ve alâ-âlihi ve ashâbihi’llezîne hüm hüdâtü’l-halkı ilâ sebîli’r-reşâd ve ba‘d bu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr ve inşâsını bâdî ve bu hitâb-ı anberîn-i nikābın tastîr ve imlâsına dâ‘î olan budur ki cennet-mekân firdevsi âşiyân garîk-i bihâr-ı rahmet-i Rahmân merhûm hazret-i Sultân Murad Hân -tâbe serâhû- evlâd-ı emcâdından Rukiye Sultân hazretlerinin vâlide-i mâcideleri olup bundan akdem takdîr-i Rabbânî-birle vedâ‘-ı âlem-i fânî eden merhûme ve mebrûre sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve râgıbetü’s-sadakāt ve’l-meberrât Şems Ruhsâr Hatun bt. Abdülkadir nâm müteveffânın tenfîz-i vesâyâ-yı şer‘iyyesine vasiyy-i muhtâr olduğu hasm-ı câhid-i şer‘î mahzarında vech-i mer‘î üzere sübût bulan umdetü’l-havâs ve’l-mukarrebîn sâhibü’l-izzi ve’t-temkîn mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn el-mahfûf bi sunûfi âlâ Rabbi’l-âlemîn bi’l-fi‘il Dârüssaâde ağası olan hazret-i Mustafa Ağa b. Abdülmu‘în meclis-i şer‘-i mübîn ve mahfil-i dîn-i metînde vakf-ı âti’z-zikri tescîl ve tekmîl ve da‘vâ-yı rücû‘ için mütevellî nasb eylediği fahrü’l-a‘yân Mehmed Çelebi b. ( ) nâm bevvâbü’s-sultânî mahzarında ikrâr u i‘tirâf eyleyip merhûme-i merkūme Şems Ruhsâr Hatun’un vasiyyet-i şer‘iyye-i mu‘teberesi mûcebince sülüs mâlından bin yüz aded sahîhü’l-vezn ve kâmilü’l-ayâr sikke-i haseneyi vârisi mûmâ-ileyh esbeğallâhü ni‘amehû aleyh hazretlerinin izn-i hümâyûn ve emr-i sa‘âdet-makrûnlarıyla ifrâz ve kemâl-i imtiyâz ile mümtâz kılıp vakf-ı sahîh-i şer‘î ve habs-i sarîh-i mer‘î eyleyip şöyle şart eyledim ki meblağ-ı mezbûr mütevellî-i mesfûr mübâşeretiyle her sâl vech-i helâl ve onu on bir hesâbı üzere istirbâh ve istiğlâl olunup medyûn olanlardan rehn-i kavî ve kefîl-i melî alına veyâhud muktezāyı hâle göre ikisinden biriyle iktifâ oluna ve dahi şöyle şart eyledim ki hâsıl olan ribh [27b] ve nemâdan yevmî yedi akçe cihet-i tevliyet ola ve sekiz nefer sâlih elh-i Kur’ân kimesneler her gün Medîne-i Münevvere’de ve vâki‘ Resûl-i ekrem sallallâhu te‘âlâ aleyhi vesellem hazretlerinin mescid-i şerîflerinde bir vakit ve rebî‘-i mu‘ayyende Kur’ân-ı azîm ve Furkān-ı kerîmden birer cüz’-i şerîf tilâvet edip sevâbını rûh-ı merhûme-i mûmâ-ileyhâya hibe ve ihdâ’ ettiklerinden sonra her birine yevmî ikişer akçe verile ve mukaddemâ Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye-i Kostantıniyye el-mahmiyede vâki‘ Sarây-ı atîk-i sultânî’de sâbıkā teberdâr zümresinden olup hâlâ Medîne-i Münevvere’de ikāmet-i ihtiyâr eden el-Hâc Mustafa’ya makām-ı mezbûrede ikāmetde oldukça her senede yirmi iki aded sikke-i hasene verile ve ba‘dehû sulehâ-i mu‘temedînden bir müstahıkk-ı âhara tevcîh olunup rûh-ı merhûmeye du‘â eyleye ve her kim Harem-i muhtereme nâibi olursa kāimmakām-ı mütevellî ve nuktacı olup yevmî iki akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve yevmî iki akçe vazîfe kitâbet ve cibâyet yevmî ikişer akçe ola ve mesârif-i meşrûhadan bâkī kalan yüz yirmi akçe mütevellî yedinde ibkā olunup iktizâ eden mahalle sarf oluna ve her kim Dârüssaâde ağası olursa vakf-ı mezbûra hasbî nâzır ola deyu itmâm-ı kelâm eyleyip ve meblağ-ı mezbûru bundan akdem bin yirmi bir senesinde vâki‘ Ramazân-ı şerîf gurresinde mersûm Mehmed Çelebi’ye bi’t-tamâm ve’l-kemâl def‘ ve teslîm eyledim ol dahi kabz ve tesellüm ve sâir bir evkāf mütevellîleri gibi tasarruf eyledi dedikde vasiyy-i müşârun-ileyh hazretlerini cemî‘ akārîr-i meşrûhasında mütevellî-i merkūm Mehmed Çelebi vicâhen ve şifâhen tahkīk eyledikden sonra vasiyy-i müşârun-ileyh tevkī‘-i şerîfi zîver-i sadr-ı kitâb-ı müstetâb olan hâkim-i âdil ve fâzıl-ı bî-mu‘âdil huzûrunda takrîr-i kelâm edip vakf-ı nükūd ve mutazammın olduğu şurût ekser eimme-i Hanefiyye kavilleri üzere gayr-ı sahîh olmağla asl-ı mâl-ı mevkūf ve mütevellî-i mezbûrun cihet-i tevliyetden ecr-i misilden ziyâde kabz eylediğin taleb ederim dedikde mütevellî-i merkūm cevâb verip eğerçi vakf-ı nükūd ve zımnında olan şurût ekser eimme-i Hanefiyye kavilleri üzere gayr-ı sahîhadır lâkin İmâm-ı Züfer mezheb-i muzafferinde İmâm-ı Ensârî rivâyeti üzere sahîha olduğu ecilden asl-ı mâl-ı mevkūfu ve cihet-i tevliyetden ecr-i misilden ziyâde kabz eylediğimi red eylemez deyu hâkim-i mûmâ-ileyhden sıhhatine taleb-i hüküm edicek hâkim-i müşârun-ileyh lâ-zâle yenâbî‘ü’l-ahkâm câriye beyne yedeyhi meblağ-ı mezbûrun sıhhat-i vakfiyetine ve zımnında olan şurûtun şer‘iyyetine ve meblağ-ı müdde‘iyyeden mütevellî-i mezbûrun berâ’et-i zimmetine hükmettikden sonra vasiyy-i müşârun-ileyh inân-ı kīl ü kāli semt-i âhara masrûf kılıp sıhhat-i vakf-ı nükūd re’y-i imām-ı ma‘hūd üzere eğerçi müsellem ve makbûl ve nakl-i sahîh ile menkūldür lâkin sıhhat-i vakf onun katında dahi lüzûm icâb etmez vesâyetim hasebiyle tarîk-i âhardan vücûh-ı hayrâta sarf ederim deyu vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve mütevellîden asl-ı mâlın istirdâdına şurû‘ ettikde mütevellî-i mezbûr cevâb verip eğerçi vakf-ı mezbûr imâm-ı mezkûr re’yi serîri üzere lüzûm ve te’bîdden ârîdir lâkin ba‘de’l-hükm sıhhat sâir eimme ictihâd-ı ittifâk ve ittihâd etmişlerdir ki hükm-i hâkim-i ârif mahall-i fasl ve ictihâda müsâdif ola ol hüküm nâfiz ve mübrem ve cumhûr katında makbûl ve müsellem olur imâmeyn-i hümâmeyn re’y-i şerîfleri üzere lüzûm-ı sıhhate mülâzım ve mukārindir onların re’yleri üzere vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi hüküm taleb ederim dedikde hâkim-i mûmâ-ileyh bu bâbda nazar-ı fâyik ve teemmül-i lâyık ettikde temhîd-i kavâ‘id-i hayrâtı evlâ ve teşyîd-i mebânî-i hasenâtı ahrâ görüp lüzûmuna dahi hükmedip min-ba‘d vakf-ı mezbûr vakf-ı sahîh-i lâzımü’l-mümteni‘i’t-tebdîl olmuşdur. Femen beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû fe-inna’llâhe semî‘un alîm.

Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâhiri şehri Rebî‘i’l-âhir min-şühûr sene isneteyn ve ışrîn ve elf.

[28a] [Şühûdü’l-hâl]: Umdetü erbâbi’t-tahrîr ve’t-terkīm Ahmed Efendi el-muhâsib, zahrü’l-akrân Yahya Bey el-bevvâbü’s-sultânî, fahrü’l-eşbâh Süleyman Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî kethüdâ-yı ağa-yı Dârüssaâde, Kasım Bey el-bevvâbü’s-sultânî, Şükrullah Bey el-bevvâbü’s-sultânî, fahrü’l-mukarrebîn zahrü’l-mu‘teberân Mehmed Ağa b. Abdulmuin enderûnî ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.