|
Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 176 Hüküm no: 112 Orijinal metin no: [38a-1, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Râziye Hatun bt. Abdullah’ın vakfiyesi
Cerâ indî mâ fîhi min-tebdîli’l-vâkıfeti ve tağyîrihâ ve takrîrihâ ve ta‘bîrihâ fe-hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî ve kazaytü bi-mantûkıhî ve mefhûmihî harrerehü’l-abdü’l-fakīr ileyhi sübhânehû Abdürrezzâk b. Halil el-me’mûru bi-teftîşi’l-evkāf -ufiye anhümâ-
Elhamdü li-veliyyihî, ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-nebiyyihî Muhammedin ve alâ-âlihî ve sahbihî ecma‘în ve ba‘d, İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Râziye Hatun bt. Abdullah nâm hatun âti’z-zikr vakfına tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Ahmed b. İlyas nâm kimse mahzarında meclis-i şerî‘at-i şerîfeye gelip şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, bin yirmi iki senesi Şa‘bân-ı mu‘azzamının dördüncü günü mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i medîne-i Kostantıniyye’de Aksaray demekle ma‘rûf yer kurbündeki Koğacı Dede mahallesinde kâin, tahtânî ve fevkānî birer bâb hâneyi, sofayı, su kuyusunu, fırını, bahçeyi ve kenîfi müştemil, bir tarafından el-Hâc Mustafa b. Abdullah mülkü, bir tarafından Cevherhan Hatun mülkü, bir tarafından Bayezid Ağa Vakfı, bir tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkıyla niyyet-i sâfiye ile tekarrüben ila’llâhi te‘âlâ vakfettiğini ikrâr ve i‘tirâf eyledi. Menzil-i mezbûrda süknâyı evvelâ kendisine, vefâtından sonra utekāsına, sonra evlâd-ı utekāsına, ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâd-ı utekāsına, sonra mahalle-i mezbûre mescidine imâm ve müezzin olacak kimseye şart etti… Hâl bu minvâl üzere iken vâkıfe-ı mezbûre vakf-ı akār İmâm-ı A‘zam Hazret-i Ebû Hanîfe-i Kûfî hazretleri yanında lâzım değildir diyerek vakfiyyetten rücû‘ edip menzil-i mezkûrun silk-i mülküne idhâlini talep ve mütevellî-yi mezkûrdan istirdâd eyledi. Mütevellî redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr, bey‘i, hibesi ve îrâsı câiz olmayacak şekilde, müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû el-âyetü.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâhiri Saferi’l-hayr li-sene selâs ve ışrîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Ali Çelebi b. Halil el-mi‘mâr, Seyfi b. Mustafa, Mevlânâ Ebubekir b. Ramazan el-müsta‘id, İbrahim Bey b. Mustafa el-bevvâb-ı sultânî, Mehmed b. Ahmed, Yusuf Bey b. Abdullah, Ali b. Ahmed, Hüseyin b. el-müezzin, İbrahim b. el-imâm ve gayrühüm
|