.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 187
Hüküm no: 123
Orijinal metin no: [43a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kapıcılardan el-Hac Mehmed Bey b. Abdullah’ın vakfiyesi

Mâ tazammenehü’l-kitâb ve havâhû ve’ş-temele aleyhi mantûkûhû ve fehvâhû min-asli’l-vakfi ve şerâ’itihî ve kuyûduhî ve zevâbıtıhı sahha küllühû ledeyye ve’t-tazaha cemî‘uhû beyne yedeyye ve inni hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî fî-husûsihî ve umûmihî âlimen bi’l-hilâfi’l-cârî beyne’l-eşrâf.

Nemekahu’l-fakīr ileyhi subhânehû.

Mehmed b. Emrullah el-kassâmü’l-askerî bi-medîneti Kostantıniyye hamâhallâhu te‘âlâ an-âfetin ve beliyyetin bi-mennihi ve keremihî.

Hamd-i fâik ve senâ-i lâyık ol mâlikü’l-mülk ve’l-melekût rabbü’l-izzet ve’l-ceberût hazretine ki nev‘-i bedi‘ü’ş-şân olan insânı merâtib-i derecât üzere ihtirâ‘ ettikden sonra Benî Âdem’in bazısına envâ‘-i metâ‘ ve esâs-ı mukadder edip eyâdî-i mü‘eyyedlerin menâhic-i hayrâta makar ve mâl ü menâllerin mesârif-i hasenât ve sadakāta mazhar kılmağın “men câ’e bi’l-haseneti felehû aşru emsâlihâ” mûcebince mesûbât-ı celîle ve ucûr-ı cezîle mukadder ve müyesser kılınmışdır ve salât ve salavât ve aslât mu‘în-i kemmiyet-i savm ve salât ve mübeyyen-i envâ‘-i sadakāt olan şâri‘ ve meşâri‘-i şer‘-i mübîn ve mürsel “ve mâ-erselnâke illâ-rahmeten li’l-âlemîn” hazretinedirki mesûbât-ı meberrâtı izhâr ve cüz’-i sadakātı ayân ve âşikâre eyledi ve dürer-i rıdvân-ı ilâhî ve rahmet-i Rahmân nâ-mütenâhî zümre-i âl-i athâr ve cümle-i ashâb-ı ebrâr ervâhına nisâr ola ki her biri zâviye-i âliyye-i deyr içre “bi-eyyihim ıktedeytüm ihtedeytüm” mûcebince sadr-ı nişîn bir şeyh-i celîlü’l-mikdâr ve hânkâh-ı sagûn-penâh yakīn içre bir mürşid-i sâhib-i kâmil ihtiyârdır ve min-ba‘d bu vesîka-i enîka-i sahîha-i şer‘iyyenin tâlibi ve hayrât ve hasenâtın sâhibi zübdetü erbâb-ı mecdi’r-râsih ve umdetü ashâb-ı şeref-şâmih dâr-ı saltanat-ı aliyye mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Alipaşa-yı atîk mahallesi sâkinlerinden atebe-i aliyye-i hâkāniyye ve südde-i seniyye-i sultâniyye lâ zâlet bi’l-inâyeti’r-rabbâniyye bevvâblarından hâccü’l-haremeyni’ş-şerîfeyn el-Hâc Mehmed Bey b. Abdullah -yesserallâhu te‘âlâ mâ-yetemennâhu- hazretleri vaktâ ki mecârî-i ahvâlinde tefekkür ve mebâdî-i umûr-ı mâlından tedebbür edip bu çarh-ı kec-reftâra nazar edicek her tulû‘un ufûlü ve her kusûrun nüzûlü mukarrer idiğin ayne’l-yakīn bilip himmet-i vâlâ-nehmeti ona mutasarrıf kılıp işbu hadîs-i nebevî ve ihbâr-ı münîf mustafavî sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem “leyse leke min-dünyâke illâ mâ-ekelte fe-eynefte ev lebiste fe-ebleyte ev tasaddakte fe-ebkayte” muktezâsınca a‘mâlinin mededi munkatı‘ olmayıp sadakāt-ı câriyeti’l-istimrârı sa‘âdet-i âhiretlerine müfzî olup sahafât-ı rüzgârdan zuhûr bulan âsârı sebeb-i zikr-i cemîl ve bâ‘is-i ecr-i cezîl ola. Binâen alâ-zâlik vâkıf-ı müşârun-ileyh efâzallâhu te‘âlâ sicâle feyzihi aleyh meclis-i şer‘-i şerîf-i seniyyi’l-erkân ve mahfil-i dîn-i münîf-i kaviyyi’l-bünyânda bi’t-tav‘ ve’r-rızâ ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î kılıp mahalle-i merkūmede vâki‘ bir tarafdan bazen el-Hâc Mehmed [43b] et-Tayyib ve bazen Âbide bt. Hüseyin ve bazen vâkıf-ı merkūmun kızı Safiye Hatun mülkleri ile ve bir tarafdan merhûm Murad Vakfı’yla ve iki tarafdan tarîk-i hâs ile mahdûd ve mümtâz olup dört bâb fevkānî odamı ve fevkinde bir köşkü ve iki sofayı ve bir matbah[ı] ve bir mahzen[i] ve bir tahta-pûşu ve bir küçük ahırı ve bi’r-i mâyı ve kenîf[i] ve muhavvatayı müştemil ve hâvî olup arzının her sene Ali Paşa-yı Atîk Vakfı’na altmış akçe mukāta‘ası olan mülk menzilimi ve yine menzil-i mezbûr kurbünde vâki‘ bir tarafdan fahrü’l-ulemâi’l-izâm Ali Efendi b. İvaz mülkü ile ve bir tarafdan Ömer b. Abdullah mülkü ile ve bir tarafdan Muhsine Hatun bt. Abdullah mülkü ile ve bir tarafdan tarîk-i hâs ile mahdûd ve mümtâz olup iki bâb fevkānî odayı ve iki sofa ve tahtında ahırı ve fevkānî ve tahtânî iki kenîfi ve muhavvatayı müştemil ve hâvî olan mülk menzilimi cemî‘-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla ve kâffe-i merâfık ve tarâikı ile bi’n-niyyeti’l-hâlise vakf-ı sahîh-i şer‘î ve habs-i sarîh-i mer‘î ile vakf ve habs edip şöyle şart eyledim ki menzileyn-i merkūmeynin süknâsı evvelâ kendi nefs-i nefîseme ola mâdâm ki kayd-ı hayâtda olam ba‘dehû evlâd-ı sulbiyeme ola zükûren ve inâsen ale’s-seviyye sâkin olalar ve ba‘de’l-inkırâzi’l-iyâz billâh istinmâ ve istiğlâl olunup hâsıl olan gallesi Medîne-i Münevvere fukarâsına i‘tâ oluna ve yine câmi‘-i merkūm kurbünde merhûm Sinan Paşa Medresesi mukābelesinde vâki‘ bir tarafdan Kaliçeci Hasan Vakfı’yla ve iki tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd ve mümtâz olup iki bâb dükkânı ve fevkinde bir odayı müştemil ve hâvî olan mülk dükkânımı cemî‘-i tevâbi‘ ve levâhık ve kâffe merâsim ve tarâikı ile niyet-i hâlise-i tayyibe ile vakf-ı sahîh-i şer‘î ile vakf ve habs edip ve kendi mahz-ı mâlım ve etyab-ı menâlimden otuz bin nakd-i fıddî râyic fi’l-vakt akçe ibrâz ve sâir emvâlimden ifrâz edip hasbeten lillâhi’l-azîm vakf-ı sahîh-i şer‘î ile vakf ve habs edip şöyle şart eyledim ki dükkân-ı merkūm reyb ü ribâdan hâlî icâre-i mu‘tâde üzere icâreye verilip meblağ-ı merkūm reyb ü ribâdan hâlî ve süm‘a ü riyâdan ârî mu‘amele-i şer‘iyye ve murâbaha-i mer‘iyye ile yed-i mütevellî ile her sene onu on bir akçe hesâbı üzere rehn-i kavî ve kefîl-i melî bi’l-mâl ile istirbâh olunup galle ve ribhinden hâsıl olan akçeden dört nefer ehl-i Kur’ân-ı mecîd ve Furkān-ı hamîd nâm kimesneler yevmî ikişer akçe ile mahrûse-i merkūmede Tavukpazarı kurbünde merhûm Fenarî Ahmed Paşa binâ eylediği mescid-i şerîf ve ma‘bed-i latîfde vakt-i duhâda her gün Kur’ân-ı azîm ve Furkān-ı kerîmden alâ-vechi’t-tecvîd ve’t-tertîb bir cüz’-i şerîf tilâvet edip birisi tilâvet ettiği cüz’-i şerîfin sevâbını fahr-i âlem habîb-i Hüdâ Muhammed Mustafa sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-ı <> münevver ve mutahharlarına ihdâ’ ede ve birisini dahi kendi rûh-ı za‘îfime hibe ede ve birisini karındaşım merhûm Yunus Bey’in rûhuna hibe ede ve birisini dahi merhûme vâlidem rûhuna hibe ede ve bir kimesne dahi mescid-i merkūmda her gece kable salâtü’l-ışâ’ cehren sûre-i Mülk tilâvet edip sevâbını kendi rûh-ı za‘îfime ihdâ’ eyleye yevmî iki akçe [44a] vazîfe verile ve mütevellîye yevmî dört akçe vazîfe verile ve kendi utekāmdan olup Dergâh-ı âlî bevvâblarından fahrü’l-akrân Mustafa Bey b. Abdülmennan mâdâm ki kayd-ı hayâtda ola tevliyet ona meşrût ola ve Dârüssaâde ağaları olan sâhib-i sa‘âdetler kemâl-i keremlerinden yevmî bir akçe vazîfe ile evkāfıma nâzır olalar bu zikr olunandan ziyâde galle bâkī kalırsa evkāfımın ta‘mîr ve meremmetine harc u sarf olunup bâkīsi evlâdıma ola ba‘de’l-inkırâz Medîne-i Münevvere fukarâsına ola ve meblağ-ı mezbûr vakfa nâfi‘ akāra tebdîl olunup evkāfımın tebdîl ve tağyîr ve taklîl ve teksîr ve ta‘âfîri kendi yedimde ola deyip vâkıf-ı müşârun-ileyh evkāf-ı sâbıkati’l-beyânı vakf ve habs ve tesbîl ve merâsim-i şurûtu tekmîl ettikden sonra tescîl emrinde mühim ve lâzım olan her dakīk ve celîl için mütevellî nasb ettiği merkūm Mustafa Bey b. Abdülmennan’a teslîm edip mütevellî-i merkūm dahi tesellüm ve kabz ve tasarruf edip evkāfda sâir mütevellîler tasarruf ettiği üzere tasarruf edip vâkıf-ı müşârun-ileyh ta‘yîni üzere üç aylık cihet-i tevliyet için üç yüz altmış akçeyi bi tamâmihî kabz eyledim deyu ikrâr u i‘tirâf ettikde mukırr-ı merkūmun ikrâr-ı mezkûrunu mukarrun-lehü’l-müşârun-ileyh vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkīk edip emr-i vakf tamâm ve hâl-i tesbîl-i encâm buldukdan sonra vâkıf-ı mûmâ-ileyh esbeğallâhü te‘âlâ mevâid-i ni‘amehû aleyhi emr-i vâkıfdan rücû‘ ve mukaddemân lecâcihî şurû‘ edip mütevellî-i merkūma muhâsama ve mu‘âraza edip İmâm-ı A‘zam hümâm-ı akdem pîşvâ-yı küll rehnümâ-yı ebnâ-i sübül üstâd-ı sadât-ı sultân-ı serîrü’l-ictihâd melik-i mülki’l-hidâyeti’r-reşâd Ebû Hanîfe-i Kûfî -cûziye hayrü’l-cezâ ve kûfî- hazretleri katında vakf-ı akār gayr-ı kār olup mülküme istirdâd ederin ve vakf-ı nükūdun eimme-i selâse-i nehârîr -aleyhim rahmetullâhi’l-meliki’l-kadîr- katlarında butlânı muhakkak ve ona menût olan şurûtun fesâdı vâki‘ musaddakdır binâen alâ-zalik meblağ-ı mezbûr için kabz eylediği üç yüz altmış akçenin ecr-i mislinden zâid olan yüz seksen akçesin taleb ederin bana red eylesin dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb bâ-sevâba mütesaddî olup eğerçi vakf-ı akār İmâm-ı A‘zam hazretleri katında gayr-ı lâzımdır lâkin eimme-i Hanîfe’nin hıyârı ve fazlen ahyârın muhtârı katlarında sıhhat-i lüzûmdan müfârık olmağın sıhhati mütebeyyin siyyemâ ba‘de’t-teslîm [44b] ile’l-mütevellî lüzûmu dahi sıhhati gibi emr-i müte‘ayyendir ve cihet-i tevliyet deyi kabz eylediğim meblağın yüz seksen akçesi eğerçi ecr-i mislinden zâiddir lâkin imâm-ı muvakkar ya‘nî Hazret-i İmâm-ı Züfer katında İmâm-ı Ensârî aleyhi’r-rahmeti’l-Bârî rivâyeti üzere vakf-ı nükūd ve ona müteferri‘ olan şurût sahîh-i meşrû‘dur deyip ziyâde-i mezbûreyi redden imtinâ‘ ve bu bâbda husûmet ve nizâ‘ edip işbu kitâb-ı belâgat nisâbı hatt-ı refî‘i ile tevkī‘ eden hâk-i pây-i ulemâ-i a‘lâm ve akall-i fudalâ-i kirâm nâsır-ı şerî‘at-ı garrâ hâdî-i mehacce-i beyzâ lâ-zâle tavran şâmihani’l-fasl ve’l-imzâ hazretlerine müterâfi‘ân ve hüküm ve faslını râgıbân olduklarında hâkim-i hâsim-i müşârun-ileyh gıbbe’t-teemmülü’l-fâik ve’n-nazari’l-lâyık akārât-ı merkūmenin alâ-re’yi men yerâhu mine’l-eimmeti’l-Hanefiyye âmelehüm lillâhi te‘âlâ bi’l-kâffeti’l-celiyye ve’l-hafîfe sıhhat-ı vakfiyetine ve lüzûmuna ve nükūd-ı mezkûre ve vakfiyetinin ve ona müteferri‘ olan şurûtun imâm-ı mezbûr rivâyeti üzere sıhhatine ve mütevellî-i merkūmun ziyâde-i mezbûreyi zamandan berâ’et-i zimmetine hükmedicek vâkıf-ı müşârun-ileyh kelâmını semt-i âhara ma‘tûf ve nehc-i diğere masrûf kılıp gerçi vakf-ı nükūd-ı merkūma imâm-ı fâzıl-ı mezbûr rivâyeti üzere hâlâ semt-i sıhhat ile mersûme oldu lâkin sıhhat-i lüzûmdan ârîyedir pes asl-ı mâl-ı mezkûru bi tamâmihî taleb ederin deyip mütevellî-i mezbûr dahi sıhhat-ı lüzûmdan mufârık değildir deyu ihticâc ve meblağ-ı merkūmu vermekde inâd ü lecâc edip sâniyen murâfa‘a olunduklarında fâzıl-ı fasl-ı müşârun-ileyh esbeğallâhü te‘âlâ mevâide ni‘amihî aleyhi eimme-i Hanîfe âmelehümüllâhu te‘âlâ bi eltâfihi’l-celiyyeti ve’l-hafîfeden “el-vakfu izâ sahha lezime” diyenler re’y-i şerîfleri üzere vakf-ı mezbûrun sıhhat ve lüzûmuna hükmetti. Hükmen sahîhen şer‘iyyen ve seccelehû tescîlen sarîhan mer‘iyyen eyle olsa min-ba‘d nakz ü naks ve tahvîline ve tahrîf ve tağyîrine mecâl muhâl oldu. “Femen beddelehû ba‘demâ semi‘ahû ve fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.”

Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâili şehri Şa‘bâni’l-mu‘azzam <<şehrûr>> li-sene isneteyn aşere ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-ulemâ Ali Efendi b. İvaz el-Kādî bi’l-Kudsi’s-şerîf sâbıkan, zahrü’l-kuzât Mevlânâ Latifullah Efendi el-Kādî bi-Kastamonu sâbıkan, [45a] kıdvetü’l-müderrisîn umdetü’l-muhakkıkīn Mevlânâ Ali Efendi el-müderris, zahrü’l-emâcidi’l-kirâm Kasım Ağa b. Abdülmennan Ağa-yı yeniçeriyân, Mustafa Çelebi b. Mehmed el-mütevellî, Mehmed Efendi b. İslâm, Mevlânâ Osman Efendi el-kādî, Fahrü’s-sâdât es-Seyyid Himmet b. es-Seydi Veli, es-Seyyid Ahmed b. es-Seyyid Ahmed, el-Hâc Ebubekir b. Yusuf, Ali b. Hüseyin es-serrâc, Hasan Çelebi b. Aydın el-bevvâbü’s-sultânî, Mahmud Çelebi b. Eyüb el-bevvâbü’s-sultânî, Hüseyin Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Üstâd Receb b. Abdullah, Mustafa Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Mustafa Beşe b. Abdullah er-râcil, Mustafa Bey b. Ebubekir, Ahmed Beşe b. Abdullah er-râcil, Mehmed Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî, Mehmed Bey b. Mehmed el-bevvâbü’s-sultânî ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.