.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 199
Hüküm no: 131
Orijinal metin no: [48b-1, Arapça]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kuyumcular kethüdâsı Ca‘fer Ağa b. Abdülmennan’ın vakfiyesi

Elhamdülillâhi’llezî vakafe alâ-külli hâl el-muttali‘u alâ-mâ câle bi’l-bâl ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-nebiyyihî Muhammedin ve alâ-âlihî ve eshabihî ammâ ba‘d, işbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Kuyumcular kethüdâsı umdetü’l-a‘yân Ca‘fer Ağa b. Abdülmennan meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihu’l-imâd ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsihu’l-evtâda hâzır olup âti’z-zikr vakfına tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği fahrü’l-akrân Za‘îm Mustafa Ağa b. Abdülmennan mahzarında şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i medîne-i Kostantıniyye’de Aksaray demekle ma‘rûf mevzi‘ kurbünde merhûm Muradpaşa mahallesinde kâin, muhavvatayı, üzerinde üç bâb hâne bulunan ahırı, sofayı, üç bâb tahtânî hâneyi, su kuyusunu ve kenîfi müştemil olan, hudûdu bir tarafından zamânının hekimbaşı Şemseddin Efendi oğlu Mustafa Çelebi mülkü, bir tarafından Mehmed Efendi b. ( ) mülkü, bir tarafından merhûme Kamer Hatun Vakfı, bir tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘ ve levâhıkıyla niyet-i hâlise ve taviyet-i vâfiye üzere habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı müddet-i hayâtıca kendisine, vefâtından sonra menzilin mütevellî yediyle âdet-i câriyesi üzere icâre-i mu‘tâde ile icâreye verilip hâsıl olan ücret-i kirânın meremmet için kâfi mikdârın muhâfazasından sonra Medîne-i münevvere fukarâsına irsâlini şart eyledi. Sonra menzil-i mezbûru mütevellîye teslîm eyledi. O dahî tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfta nasıl tasarruf ettilerse öyle tasarruf eyledi. Hâl bu minvâl üzere iken vâkıf-ı mezbûr vakf-ı akār İmâm-ı A‘zam Hazret-i Ebû Hanîfe-i Kûfî hazretleri yanında lâzım değildir diyerek vakfiyyetten rücû‘ edip menzil-i mezkûrun silk-i mülküne idhâlini talep ve mütevellî-yi mezkûrdan istirdâd eyledi. Mütevellî redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr, bey‘i, hibesi ve îrâsı câiz olmayacak şekilde, müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-kerîm.

Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâhiri Recebi’l-mürecceb li-sene ışrîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Umdetü’l-havâs ve’l-mukarrabîn Mehmed Ağa b. Abdülmu‘in ser-hâzin, kıdvetü erbâbi’l-izzi ve’l-iclâl Osman Ağa b. srrâc-ı sultânî, kıdvetü’l-a‘yân Ca‘fer Ağa b. Abdülmennan reîsü’s-savvâgīn, Üstâd İlyas b. Derviş, Ahmed b. Abdullah Bölükbaşı, el-Hâc Ahmed b. Abdullah, Ahmed Halîfe İmâmü kârhâne-i savvâgīn, el-Hâc Yusuf b. Fethullah, Rıdvan b. Abdullah, Seyyid Musa b. Seyyid Hüseyin el-müderris, Ahmed Ağa b. Abdullah Yusuf Bey b. İskender el-bevvâbü’s-sultânî, Mehmed Çelebi b. Ahmed, Mustafa Çelebi Hekimzâde, Mehmed Efendi b. el-kādi, Mustafa Çelebi b. el-cündî, Hüseyin Bey b. ( ), Ömer halîfe el-imâm, Muslu Çelebi b. ( ), Hızır b. Hüseyin, Ahmed b. İlyas ve gayrühüm

Kādı Abdürrezzâk b. Halil’in mührü.