|
Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 265 Hüküm no: 206 Orijinal metin no: [68a-2, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Safiyye Hatun bt. Mevlânâ Mehmed Efendi’nin vakfiyesi
Mâ hurrire fî-hâze’l-kitâb min-asli’l-vakfi ve’ş-şürûti ale’n-nehci’l-muharreri’l-mebsût sahha ledeyye ve’t-tezaha beyne yedeyye ve innî hakemtü bi’s-sıhhati ve’l-lüzûmi fi’l-husûs ve’l-umûm âlimen bi’l-hılâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eşrâf ve ene’l-fakīr ileyhi te‘âlâ Hasan b. Mustafa el-müvellâ hilâfeten bi-medîneti Kostantıniyyeti’l-mahmiye -afa’llâhü te‘âlâ anhümâ-
Elhamdülillâhi kāşi‘u gamâmi’l-gumûm ve kâşifü’l-hümûm ve’s-salâtü alâ-Muhammedin ve âlihî ve sellim ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden hüccet-i sahîha-i şer‘iyye ve vesîka-i sarîha-i mer‘iyyedir. Mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Uzun Yusuf mahallesinde sâkine sâhibetü’l-hayrât ve’l-hasenât Safiyye Hatun bt. Mevlânâ Mehmed Efendi meclis-i şer‘a hâzıra olup işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i mezbûrede vâki‘, tahtânî üç bân hâneyi, fevkānî bir bâb hâneyi, sofayı, fırını, bahçeyi ve kenîfi müştemil, hudûdu bir tarafından vâkıfe-i mezbûre mülkü ve Râcil Mehmed Bey mülkü, üç tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd olan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkıyla niyet-i sâfiye ve taviyet-i vâfiye üzere habsedip vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı evvelâ müddet-i hayatınca nefs-i nefîsesine, sonra utekāsından süknâya kimin ihtiyacı varsa o kimseye şart etti. Sonra onların evlâdına, evlâd-ı evlâdına, ilel-inkırâz evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti… Hâl bu minvâl üzere iken vâkıfe-i mezkûre vakf-ı akār İmâm-ı A‘zam Hazret-i Ebû Hanîfe-i Kûfî hazretleri yanında lâzım değildir diyerek vakfiyyetten rücû‘ edip menzil-i mezkûrun silk-i mülküne idhâlini talep ve mütevellî-yi mezkûrdan istirdâd eyledi. Mütevellî redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr, bey‘i, hibesi ve îrâsı câiz olmayacak şekilde, müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.
Vaka‘a’l-işhâd ve’t-tahrîr fî-evâhiri şehri Şevvâli’l-mu‘azzam min-şühûri sene ışrîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîn Ramazan Efendi b. Ahmed el-imâm, İbrahim Halîfe b. Mahmud el-imâm, Ömer Halîfe b. Mustafa, Ferruh b. Abdullah, Mehmed Bey b. Abdullah, Muharrem b. Mustafa, Yunus b. Hamza, Hüseyin b. Mahmud, Hasan b. Hızır, Mehmed b. Abdünnebî, Mehmed b. Memi, Mehmed b. Abdullah, Kasım Hâce el-kayyım, İskender el-kayyım, Seyyid Mustafa el-müezzin, Seyyid Mehmed el-müezzin ve gayrühüm
|