.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 344
Hüküm no: 300
Orijinal metin no: [91b-1, Arapça]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Müderris Hüseyin Efendi b. el-Hâc Mehmed’in vakfiyesi

Mâ-tezammenehû hâze’l-kitâb ve havâhu ve iştemele aleyhi mantûkuhû ve fehvâhu min-asli’l-vakfi ve şerâitihi’l-muharrere fîhi sahha küllühû ledeyye ve’t-tedaha cemî‘uhû beyne yedeyye ve hakemtü bi-sıhhatihî ve lüzûmihî fî-husûsihî ve umûmihî vâkıfen alâ-mevâkıfi’l-hılâfi’l-cârî beyne’l-eimmeti’l-eslâf ketebehü’l-fakīr ila’llâhi’l-meliki’l-allâm Ca‘fer b. eş-Şeyh Behram el-me’mûru bi-hâzâ min-kıbeli men-lehü’l-emrü -ufiye anhüm-

Elhamdülillâhi’llezî halaka’l-halâyık bi-kudretihî ve hassahüm bi-mezîdi rahmetihî ve esbağa aleyhim sunûfe’l-ni‘metihî ve kesâhüm libâs ve va‘adehüm ni‘ame cennetihî ve efâza alâ-küllihim savbe mekremetihî ve beyyene lehüm sübüle’s-selâmi bi-re’fetihî ve salavâtü’r-rahmân fî-cemî‘i’l-ezmân alâ-seyyidina Muhammedin el-müeyyed bi-kitâbin yentiku bi’l-hikmeti âyâtihî ve tehakkaka bi’l-basîrati ru’yâtihî el-meb‘ûsü bi’ş-şerî‘ati’s-semehâi’l-hanefiyyeti’l-beyzâ ve alâ-âlihî ve ashâbihî hameletü’ş-şer‘i ve hazenetü’l-asli ve’l-fer‘i ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘îh bir hüccettir. Sâhibü’l-hayrât ve tâlibü’l-meberrât fi’l-müderrisîni’l-kirâm zahrü’l-mudakkıkīni’l-fihâm el-muhtassu bi-mezîdi inâyeti meliki’l-allâm Mevlânâ hazreti Hüseyin Efendi b. el-Hâc Mehmed el-müfettiş bi’l-evkāf -dâmet fezâilühû kemâ tâbet şemâilühû- dünyâ-yı deniyyenin mesva’z-zeriyye ve me’va’l-beliyye olduğunu tefekkür edip âhiret azığı tedârik etmek istediğinde meclis-i şer‘-i şerîfe gelip âti’z-zikr vakfına tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği hâlâ Medîne-i münevvere evkāfına mütevellî olan fahrü’l-akrân Veli Ağa b. Abdülmennan el-bevvâbü’s-sultâni mahzarında şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, işbu akdin kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Üskübî mahallesinde kâin, muhavveteyni hâvî, muhavvata-i hâriciyesi dört bâb fevkānî hâneyi, sofayı, ahırı, su kuyusunu, muhavvata-i dâhiliyesi dört bâb tahtânî hâneyi, bir bâf fevkāni hâneyi, mutfağı, kenîfi, su kuyusunu ve cüneyneyi müştemil olan, hudûdu kıbleten süknâsı mahalle-i mezbûre imâmına meşrûta vakıf ve tarîk-ı hâs ile, şarken Ca‘fer Ağa b. Abdülmennan mülkü ile, şimâlen Kasım Ağa b. Abdürrahim mülkü ile, garben vâkıf-ı müşârün-ileyh mülkü ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkı ve âmme-i menâfi‘i ve merâfıkı ile habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûru mâdâm ki hayâtda ola, yevmî dört akçe hesâbı üzere senevî râyicü’l-vakt bin dört yüz kırk akçe icâre ile kendisinin tasarrufunu şart etti. Yevmî dört akçelik bu icâreyi Ravza-i mutahhara’da hergün sabah namazından sonra tertîl üzere ve cehren sûre-i Yâsîn-i şerîfi tilâvet edip sevâbını Resûl-i ekremin rûhuna hediye edecek ve vâkıf-ı mezbûra ve ebeveyninin rûhlarına du‘â edecek kimseye şart etti. Ba‘de vefâtihî, menzil-i mezbûrun mütevellî yediyle ecr-i misille icâreye verilip ücret-i kirâdan hâsıl olandan dört akçenin Yâsîn-i şerîfi mahall-i mezbûrda minvâl-i mesfûr üzere kırâat edecek kārîye şart etti. Yevmî iki akçeyi tevliyet cihetiyle evkāf-ı mezbûreye mütevellî olacak kimseye ta‘yîn etti. Sonra menzil-i mezkûru mütevellî Veli Ağa’ya teslîm etti. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf eyledi. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi mezbûr tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Emr-i vakf-ı mezbûr vech-i mastûr üzere tamâm olduğunda vâkıf-ı mezkûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanîfe katında vakfın adem-i lüzûmuna mütemessiken vakfiyyetten rücû‘ edip menzilin mülk-i sahîhine ilhâkını talep ve istirdâd eyledi. Mütevellî redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm.

Ve vaka‘a’l-işhâd alâ-hâzâ ve’t-tahrîr fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ışrîn min-Recebi’l-mürecceb li-sene ihdâ ve selâsîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-müderrisîn Mevlânâ Mehmed Efendi b. Ahmed el-emînü’l-fetvâ eş-şerîfe hâlen, fi’l-müderrisîn Abdülaziz Efendi b. Hüsameddin eş-şehîr bi-Uşşâkızâde, fahrü’l-kuzât Mevlânâ Mehmed Efendi el-ma‘rûf bi-Fenârî, Mahmud Çelebi el-hatîb bi-câmi‘i’l-merhûm Sultân Ahmed Han, fahrü’l-müderrisîn Mevlânâ Abdurrahman el-müderris bi-Süleymâniye, Mehmed Efendi el-Kādî tâbi‘u’l-vâkıfi’l-mezbûr, Ömer Efendi el-Kādî tâbi‘u’l-vâkıfi’l-merkūm, Mustafa Çelebi el-müderris el-kâtibü bi’l-vâkıfi’l-merkūm, Ali Bey b. Abdullah el-bevvâbü’s-sultânî tâbi‘u’l-vâkıfi’l-mezbûr, Fethullah Çelebi b. Yahya, Mehmed Efendi el-imâm bi’l-mahalleti’l-mezbûre, Mahmud Çelebi el-müezzin bi’l-mahalleti’l-mezbûre ve gayrühüm mine’l-hâzırîn