.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 354
Hüküm no: 307
Orijinal metin no: [94b-1, Arapça]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Cafer Ağa b. Abdülmuin’in vakfiyesi

Mâ-fîhi mine’l-vakfi ve’ş-şürûti câra ale’n-nemati’l-mebsût ve innî hakemtü bi’s-sıhhati ve’l-lüzûmi mine’l-husûs ve’l-umûm âlimen bi’l-hılâfi’l-vâki‘ beyne’l-eslâf ketebehü’l-fakīr Kasım b. Atâullah el-kassâmü’l-askerî bi-medîneti Kostantıniyyeti’l-mahmiye -ufiye anhümâ-

Elhamdülillâhi’l-kerîmi’l-ma‘bûd el-azîz el-halîm el-maksûd el-münezzeh ani’l-cihât ve’l-hudûd el-mukaddes ani’l-veled ve’l-mevlûd celle azze eş-şerîk ve’l-vezîr te‘âlâ şânuhû ani’t-teşbîh ve’n-nazîr ve hüve alâ-külli şeyin kadîr ni‘me’l-mevlâ ve ni‘me’n-nasîr gufrâneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr sümme efdalü’s-salavâti’-sâfiyât ve ekmelü’t-tahiyyâti’l-vâfiyât alâ-seyyidi’l-kâinât ve eşrefi’l-mevcûdât el-mürsel bi’l-berâhîni’l-kātı‘ât ve’d-delâili’z-zâhirât ve alâ-âlihî ve eshâbihî zevi’s-sa‘âdât ve etbâi‘ihî ve ehıbbâihî erbâbi’l-kerâmât ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Dârü’s-saltanâti’s-seniyye mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Sahhâf Süleyman mahallesinde sâkin, sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve tâlibü’l-meberrât ve’s-sadakāt umdetü’l-emâcid ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmid ve’l-mekârim reîsü’s-sâigīn Ca‘fer Ağa b. Abdülmu‘în dünyânın fâni âhiretin bâki olduğunu idrâk edip âhiret azığı tedârik etmek istediğinde meclis-i şer‘-i şerîfe gelip şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar silk-i mülk-i sahîhinde ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i mezbûrede vâki‘, muhavveteyni hâvî, muhavvata-i dâhiliyesi, aralarında büyük bir sofa, yanlarında küçük bir sofa bulunan tahtânî iki bâb hâneyi, büyük bir kileri, bennâ zirâ‘ıyle yüz zirâ‘ ve taşla çevrilmiş arz-ı hâliyeyi, su kuyusunu, avluyu, eşcâr-ı müsmire ve gayri müsmireli cüneyneyi, aralarında büyük sofa, yanlarında küçük sofa bulunan fevkānî üç bâb hâneyi müştemil, muhavvata-i hâriciyyesi tahtânî bir bâb hâneyi, ahırı, kenîfi, aralarında sofa bulunan fevkānî iki âb hâneyi, fevka’l-bâb hâneyi, müştemil, hudûdu bir tarafından merhûm Rüstem Paşa Sarayı, bir tarafından Hümâ Hatun Vakfı, bir tarafından Mustafa Çavuş b. Abdullah mülkü, bir tarafından Ahmed Bey b. Abdullah mülkü, bir tarafından tarîk-ı hâs, bir tarafından a‘lemü’l-ulemâi’l-izâm efdalü’l-fudalâi’l-fihâm câmi‘u’l-ma‘kūl ve’l-menkūl hâvi’l-fürû‘ ve’l-usûl Şeyhülislâm ve’l-Müslimîn Mehmed Efendi b. el-müvellâ el-merhûm allâmetü’l-beşer câmi‘u’l-fıkh ve’n-nazar Şeyhülislâm fî-zamânihî ve mu‘allimü sultâni’s-selâtîn fî-evânihî hazreti Sa‘deddîn Efendi eş-şehîr bi-Hocazâde mülkü ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkıyla niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye üzere habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı mâdâm ki hayâtda ola evvelâ nefs-i nefîsesine, sonra zükûrdan ve inâsdan evlâdına, evlâd-ı evlâdına, neslen ba‘de neslin ve batnen ba‘de batnin ile’l-inkırâz -el-iyâzü min-zâlike bi’llâhi’l-azîzi’l-feyyâz- evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti. Sonra mezbûr Ahmed Bey’in evlâdına, evlâd-ı evlâdına, neslen ba‘de neslin fer‘an gıbbe aslin ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti… Vâkıf-ı mezbûr sonra menzil-i mezkûrunu tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği kimseye teslîm eyledi. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf etti. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi mezbûr tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Emr-i vakf-ı mezbûr vech-i mastûr üzere tamâm olduğunda vâkıf-ı mezkûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanîfe katında vakfın adem-i lüzûmuna mütemessiken vakfiyyetten rücû‘ edip menzilin mülk-i sahîhine ilhâkını talep ve istirdâd eyledi. Mütevellî, imâmeyn-i hümâmeynin re’ylerine tevfîkan redden imtinâ‘ edince hâkim-i muvakki‘ü’l-kitâb huzûrunda murâfa‘a edip tarafeynden hüküm taleb ettiklerinde hâkim-i mûmâ-ileyh, cânib-i vakfı ihtiyâr edip menzil-i merkūmun vakfiyetinin lüzûmuna -âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf- hükmetmekle vakf-ı mezbûr müseccel, müebbed bir vakıf olarak bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzimeden oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm. Ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.

Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşere mine’l-Muharremi’l-harâm li-sene seb‘a aşere ve elf min-hicreti men-lehü’l-izzü ve’ş-şeref.

Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-akrân Gazanfer Kethüdâ b. Abdullah, fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Hüseyin Efendi b. Veli, fahrü’l-eimme Abdünnebi b. Mehmed el-imâm, fahrü’l-eşbâh Hüseyin Ağa b. Gazanfer, fahrü’l-ekârim Osman b. Gazanfer, fahrü’l-küttâb Mustafa Ağa b. İbrahim el-kâtibü’l-bevvâbî, Kurd Ağa b. Mustafa el-bevvâb, Mefharü’l-küttâb Mehmed Ağa b. Resûl el-kâtib bi’d-dîvân, Ferhad Ağa b. Abdullah ser-bölük, İlyas b. Derviş, Çâker b. Abdullah, Ca‘fer Ağa b. Abdullah, Mustafa Bey b. Mehmed el-bevvâbü’s-sultânî, Mehmed b. Mehmed, Ahmed Ağa b. Abdullah es-sâi‘, Hüseyin b. Şa‘bân, Osman b. Abdullah