Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 364 Hüküm no: 313 Orijinal metin no: [98a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Haremeyn Vakfı mütevellisi Hüseyin ile vakıf malı üzerinde hak iddia eden Abide Hatun bt. Abdullah ile arasındaki davada haklı olduğu
Bi’l-fi‘il Haremeyn-i Şerîfeyn Evkāfı mütevellîsi fahrü’l-akrân Hüseyin Ağa b. <> Memi meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde işbu hâzıratü bi’l-meclis olan Âbide Hatun bt. Abdullah nâm hatun mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip mahmiye-i İstanbul’da Hoca Üveys mahallesinde vâki‘ bir tarafı Bünyâd Hatun vakfına ve bir tarafı mahalle-i mezbûre imâmına mevkūf ve meşrûta olan menzile ve bir tarafı tarîk-i âmma müntehî olup hâriciyyesi ve dâhiliyyesi altı bâb odaları ve bir ahırı ve kenîfi ve sâhayı müştemil menzilin vâkıfı olan merhûm el-Hâc Hüseyin b. Abdülmennan nâm kimesnenin vakfiyye-i ma‘mûlün bihâsında musarrah olduğu üzere süknâsı evvelâ kendiye ve ba‘dehû evlâdına ve ba‘de’l-inkırâz utekāsına ve evlâd-ı utekāsına ve ba‘de’l-inkırâz Medîne-i Münevvere fukarâsına şart ve ta‘yîn edip hâlâ evlâd-ı utekādan mevkūfün-aleyhim olanların âhiri olup menzil-i mezbûru mutasarrıf olan Semercizâde İsmail Subaşı bilâ-veled fevt olup menzil-i mezbûr ber-mûceb-i şart-ı vâkıf vakf-ı şerîfe âid ve müntakil olmuşiken müteveffâ-yı mezbûrun zevcesi mezbûre Âbide bi-gayrı hakkın vaz‘-ı yed etmişdir kıbel-i şer‘den suâl olunup yed-i âdiyesi kasr olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Âbide Hatun cevâbında fi’l-vâki‘ menzil-i mezbûru vâkıf-ı mezbûrun şürût-ı mezkûre üzere vakf-ı müseccelidir ve zikr olunan mevkūfün-aleyhim olanların âharı zevcim müteveffâ olmak ile menzil-i mezbûr vakf-ı merkūma intikāl etmişdir lâkin menzil-i mezbûrun dâhiliyyesinde olan şimâlî ( ) oda bundan akdem münhedim oldukda zevcim mezbûr İsmail kendi mâlı ile nefsi için binâ edip binâ-i mezbûrda irs-i tarîkile bana intikāl eden hisse-i şer‘iyyem için vaz‘-ı yed ettim deyu cevâb verdikde mütevellî-i mûmâ-ileyh dahi fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr zikr olunan odayı kendi mâlıyla binâ edip ba‘de’l-mu‘âyene masrûfunu cânib-i vakfa cümle teberru‘ etmişdir deyicek gıbbe’l-inkâr akībü’l-isitişhâd udûlden Süleyman b. İbrahim ve Osman b. Pervâne nâk kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırlar olup fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr hâl-i hayâtında zikr olunan odayı kendi mâlıyla binâ ettikden sonra [98b] binâ-i mezbûru vakfa teberru‘ ettiğini bizim huzûrumuzda ikrâr ve tansîs etmişdir bu husûsa şâhidiz şehâdet dahi ederiz deyu edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de ri‘âyeti şerâiti’l-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra mezbûre Âbide’ye menzil-i mezbûru mütevellî-i merkūma teslîm etmesine tenbîh-i şer‘î olunup mâ-hüve’l-vâkı‘ bi’t-taleb ketb ve terkīm ve mütevellî-i mûmâ-ileyh yedine def‘ ve teslîm olundu.
Tahrîren fî-evâsıtı şehri Rebî‘i’l-evvel min-şühûri sene isneyn ve selâsîn ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-akrân Ali Bey el-cündî, Murad Paşa b. Abdullah er-râcil, Hüseyin b. ( ) el-hammâmî, Mustafa b. ( ) bevvâb-ı sultânî ve gayruhüm.
|