Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 368 Hüküm no: 317 Orijinal metin no: [99b-2, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mâhçehre bt. Behram’ın para vakfı
Elhamdülillâhi’llezî yakbilü’l-yüseyyir ve yu‘ti’l-cezîl ve yebsütu’r-rizka li-men yeşâu ve yakdiru ve hüve kefîlü’llezîne yekūlü’l-hakka ve hüve yehdi’s-sebîl ve lehû fî-külli şey’in alâ-vahdâniyyeti delîlün yemünnü alâ-men-yeşâu min-ibâdihî yef‘alü’l-hayrâti li-yahsile lehû zâlike gurefe’l-cennât ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ Muhammedin ammâ ba‘d, İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Sâhibetü’l-hayrât ve’l-hasenât râgıbetü fi’s-sadakāt ve’l-meberrât sâliketü mesâliki’l-ihsân ve’l-mürüvvet fahrül-muhaddarât zahrü’l-muvakkarât Mâhçehre bt. Behram meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîfe hâzıra olup râyicü’l-vakt yüz bin akçesini hâlis-i mâlından ifrâz ve mahz-ı menâlinden temyîz ettikden sonra niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye ile habs ve vakfettiğini ikrâr ve i‘tirâf eyledi. Meblağ-ı mezbûrun eksizsiz ziyâdesiz senede ona on bir ribh üzere istiğlâl ve istirbâh edilmesini şart etti. Mu‘âmelenin rehn-i kavî ve kefîl-i melî ile veya îcâb-ı hâle göre bunlardan birisiyle yapılmasını şart etti. Bu meblağın ribhinden ve nemâsından Allâhü te‘âlanın fazl ve atâsıyla rızık verdiğinden senevî dört dirhemi her hün sabah namazından sonra sûre-i Yâsin’i, öğle namazından sonra âmene’r-resûlü’yü, ikindi namazından sonra sûre-i Nebe’yi, mihrâb-ı hanefiyyede makām-ı İbrahim’de akşam namazından önce sûre-i mülkü kırâat edip sevâbını rûhuna hediye edecek olan Mekke-i mükerreme fukarâ-yı kurrâsından yedi kimsenin her birine ta‘yîn etti… Vâkıfe-i mezkûre, vakf-ı derâhim ve denânîr eimme-i eslâf ve müctehidîn-i meşâhîr re’y-i münîr ve mezheb-i hatîrleri üzere bâtıl ve sıhhat ve kabûlden âtıldır. Binâen alâ-zâlik ben dahi vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve meblağ-ı mezkûru istirdâd semtine sâlik olup meblağ-ı mesfûr bilâ-noksân velâ-kusûr bana def‘ ve teslîm olunup mütevellî-i mezbûr zamân-ı tasarrufunda vazîfe-i tevliyet deyu ahz ettiği meblağın ecr-i mislinin ziyâdesi dahi bana âiddir taleb eylerim deyip mütevellî-i mezbûr dahi cevâb verip vakf-ı nükūdda eğerçi hilye-i sedâd ve mezheb-i meşhûr ve ma‘hûd üzere nâ-mevcûddur lâkin hümâm-ı cennet makar Hazret-i İmâm Züfer’den dâric-i medâric-i rahmet-i Bârî imâm-ı ensârî hazretlerinin rivâyeti üzere fî-zamâninâ kuzât-ı enâm ve vülât-ı İslâm ol rivâyet ile hamele-i müvellâ oldukları menâşir-i sultânîde musarrahdır deyip hâkim-i mûmâ-ileyh hazretlerinden rivâyet-i mezbûr üzere vakf-ı meblağ-ı mastûrun sıhhatine hükm taleb edicek hâkim-i muvakkı‘ü’l-kitâb vaka‘a lillâhi te‘âlâ menâşir-i a‘mâle bi-hüsni’l-sevâb hazretleri cânib-i hayrâta nazarı ahrâ görmeğin vakf-ı meblağ-ı merkūmun sıhhatine hükmettikden sonra vâkıfe-i mezbûre semt-i âhara sülûk ve ubûr edip vakf-ı meblağ-ı mezbûrda hükm-i mezbûr ile hâsıl olan ancak sıhhatden mukaddemâ beyân olunan üzere İmâm-ı Azam hazretleri katında sıhhat lüzûmu müstelzim olmadığı cihetle kābil-i rücû‘ olmağın rücû‘ edip mütevellî-i mezbûrdan istirdâd ederim deyicek mütevellî-i mezbûr dahi eğerçi İmâm-ı Azam hazretleri katında hâl bu minvâl üzeredir lâkin akārda beyân olunan vech üzere inde’l-İmâmeyni’l-hümâmeyn lüzûm dahi lâzım olmuşdur. Mezheb-i İmâmeyn üzere lüzûm-ı vakf-ı meblağ-ı mezbûre ve zamân-ı tasarrufunda vazîfe-i tevliyet deyu ahz ettiği meblağ hakkı olduğuna ve sâir şürût ve kuyûdun sıhhatine hükm taleb ederim deyicek hâkim-i mûmâ-ileyh hazretleri dahi lüzûm-ı vakf-ı meblağ-ı mezbûre ve zamân-ı tasarufunda vazîfe-i tevliyet deyu ahz ettiği meblağ hakkı olduğuna ve sâir şurût ve kuyûdun sıhhatine hükm buyurup zikr olunan meblağ vakf-ı lâzım ve müseccel olup min-ba‘d tağyîr ve tebdîl ve nakz ve tahvîle mecâl kalmamışdır. Her kim tağyîrine sâ‘î ve tahvîline mütesaddî olur ise a‘mâli mahbût ve ahvâli nâ-mazbût olup rûz-ı hesâbda envâ‘-i azâb ve esnâf-ı ıkāb ile mu‘azzeb ve mu‘âkab ola. Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıfe ale’l-hayyi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-gurreti Muharrem li-sene isneteyn ve selâsîn ve elf mine’l-hicreti’n-nebeviyye.
Şühûdü’l-hâl: Hasan Efendi b. Muhsin el-imâm, Süleyman b. Abdullah bevvâb-ı sultânî, Selim b. Abdullah teberdârân-ı Saray-ı atîk, Receb b. Abdullah zerger, Yusuf b. Abdullah zerger, Mustafa b. Ahmed zerger, Osman b. Abdullah zerger, Siyavuş b. Abdullah zerger ve gayrühüm
|