Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626) cilt: 45, sayfa: 417 Hüküm no: 360 Orijinal metin no: [117a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Mâhidevrân Hatun bt. Abdullah’ın vakfiyesi
Mâ-fîhî min-asli’l-vakfi ve’ş-şurûtihi cerâ inde efkari’l-verâ Abdullah b. Hudâverdi el-müvellâ hilâfeten bi-mahkemeti Mahmud Paşa bi-medîneti Kostantıniyyeti’l-mahmiye -ufiye anhümâ-
Elhamdü li-men lâ-gāyete li-inâyetihi’l-ezeliyye ve lâ-nihâyete li-hidâyetihi’l-aleniyye ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ-seyyidinâ Muhammedin ve alâ-âlihî ve sahbihî ecma‘în ammâ ba‘d. İşbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccettir. Sâhibetü’l-hayrât ve’l-hasenât Mâhidevrân Hatun bt. Abdullah kıbelinden âti’z-zikr vakıf ikrârına ve rücû‘ da‘vasına vekâleti kendisini ma‘rifet-i şer‘iyye ile ârifân olan Ömer Efendi b. Emir Mustafa el-imâm ve Mehmed b. Hüseyin’in şehâdeti ile sâbit Mahmud Bey b. Mustafa nâm kimse meclis-i şer‘-i şerîf ve mahfil-i dîn-i münîf el-masûn ani’t-tağyîr ve’t-tahrîfe hâzır olup şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, müvekkile-i mezbûresi Mâhidevrân Hatun işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar silk-i mülk-i sahîhi ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Nişancı-ı atîk mahallesinde vâki‘, fevkānî ve tahtânî birer bâb hâneyi, su kuyusunu, sofa ve muhavvata-i sagīreyi hâvî, hudûdu bir tarafından umdetü’l-a‘yân Ebûbekir Efendi mülkü, iki tarafından Musa Efendi mülkü, bir tarafından tarîk-ı âm ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkıyla niyet-i sâfiye ve taviyyet-i vâfiye üzere habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı mâdâm ki hayâtda ola evvelâ nefs-i nefîsesine, ba‘de vefâtihâ, ile’l-inkırâz zükûr ve inâsdan utekāsına, sonra Medîne-i münevvere fukarâsına şart etti. Tebdîl ve tağyîri yedinde muhâfaza etti. Ta‘mîr ve termîmi menzilde sâkin olanlara şart etti. Sonara menzil-i mezkûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Müstedâm b. Abdullah nâm kimseye teslîm etti. O dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettilerse öyle tasarruf etti. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi mezkûr tarafından şifâhen ve vicâhen tasdîk edildi. Emr-i vakf tamâm olduğunda hâkim-i muvakkı a‘lâ hâze’l-kitâb bi-tevkī‘ihi’ş-şerîfi’l-müstetâb, ba‘de ri‘âyeti şerâiti’l-kabûl vakfın sıhhatine ve lüzûmuna hükmetti. Vakf-ı mezbûr bu sûretle tebdîl ve tağyîri asla câiz olmayacak şekilde müseccel, müebbed sahîh ve lâzım bir vakıf oldu. Fe-men beddlehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismuhû ale’llezîne yübeddilûnehû inne’llâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vakıfe ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’s-sâmin min-Recebi’l-mürecceb li-sene erba‘a ve ışrîn ve elf mine’l-hicreti’n-nebeviyye aleyhi efdalü’t-tahiyye.
Şühûdü’l-hâl: Ömer Efendi b. Mustafa el-imâm, Osman b. Ferhad el-cündî, Mehmed Çavuş b. Hüseyin, Hüseyin Bey b. Uzun Musa Efendi el-kâtib, Hasan Beşe b. Abdullah, Hamza Beşe b. Abdullah, Mahmud b. Ali, Kurd Beşe er-râcil, Mehmed Bey, Mustafa Efendi el-imâm, İbrahim el-müezzin, Mustafa Çelebi Simkeşân-ı hâssa, Kasım Bey, Ahmed Çelebi tabbâh-ı hâssa, Abdi b. Mehmed el-müezzin, Hacı İbrahim el-kayyım
|