.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 427
Hüküm no: 371
Orijinal metin no: [120b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Katib Kasım mahallesinde bulunan evin Suriyye Hatun bt. Abdullah’ın parasıyla alındığına dair kocası Ali Ağa b. Abdülmennan’ın itirafı

Yu‘melu bi-mâ fîhî mâ-lem yezher mâ yünâfîhî ketebehu Zekeriya el-fakīr ufiye anhu.

Yu‘melu bi-mazmûnihî inde subûtihi şer‘an harrerehü’l-fakīr Mehmed b. Mustafa el-Kādî bi-askeri’l-muzaffer bi-Rumeli -ufiye anhümâ-

El-emrü kemâ zükire fîhî ve hurrire fî-matâvîhi zeberehu efkarü ibâdi’s-samed Receb b. Mehmed el-kassâmü’l-askerî bi-Dâri’s-saltanati’s-seniyyeti Kostantıniyyetü’l-mahmiye -ufiye anhümâ-

Sebeb-i tahrîr-i kitâb-ı sıhhat-nisâb budur ki; İşbu sakk-i şer‘îde münderic olan husûs-ı âti’l-beyân şer‘-i mübîn-i şâmihü’l-bünyân muktezâsı üzere görülmeğe hatt-ı hümâyûn-ı saâdet-nişân vârid olmağın Sarây-ı atîk-i sultânîde akd-i meclis olundukda sâhibetü’l-kitâb olan fahrü’l-muhadderât Suriyye Hatun bt. Abdullah dâmet ismetühâ tarafından husûs-ı âti’z-zikre ber-nehc-i şer‘-i celîl vekîl olup vekâlet-i mahkiyesi sarây-ı mezkûr ağalarından fahrü’l-havâs ve’l-mukarrebîn Selman Ağa b. Abdullah ve zahrü’l-mu‘temedîn ve mu‘tekidîn Reyhan Ağa b. Abdullah şehâdetleri ile sâbite olan umdet-i erbâbü’l-izzi ve’t-temkîn mukarrebü’l-mülûk ve’s-selâtîn Kābil Ağa b. Abdulmuin zîde kadruhû müvekkile-i mezbûrenin celîl-i [halîl-i] celîli olan Dergâh-ı felek-iştibâh çâşnigîrlerinden aynü’l-a‘yân Ali Ağa b. Abdülmennan zîde mecduhû ile murâfa‘a-ı şer‘ olup mezkûr Ali Ağa’nın mahmiye-i Kostantıniyye Kâtib Kasım mahallesinde etrâf-ı erba‘ası tarîk-i âm ile ve el-Hâc Mehmed b. Abdullah es-serrâc ve Abdulbâki Çelebi el-Kâtib ve Davud b. İvaz mülkleri ile mahdûd olup üç bâb süflî ve üç bâb ulvî odaları ve iki sofayı ve bi’r-i mâyı ve fırını ve kenîfi müştemil olan menzilini müvekkile-i mezbûrenin mâlı ile iştirâ olunmuş mülküdür deyip menzil-i merkūmu vekâleti hasebi ile da‘vâ ve taleb eyledikde sâbıku’z-zikr Ali Ağa bi’l-mukābele cevâb verip zikr olunan menzili yüz altmış bin akçeye iştirâ edip kendi nâmıma hüccet ettirdikden sonra menzil-i merkūmda müceddeden bazı ebniye vaz‘ edip küllî akçe sarf etmiş idim lâkin menzil-i mezbûrun semen-i merkūmu ve binâyı sarf eylediğim akçe mûmâ-ileyhâ Suriyye’nin akçesi olmağın menzil-i mezkûr tevâbi‘ ve levâhıkı ile mezbûrenin mülk-i sahîhidir bi-vechin mine’l-vücûh menzil-i mesfûre ve tevâbi‘inde benim hakkım yokdur ba‘de’l-yevm kat‘-ı alâka ve iskāt-ı hak ettim deyip tâ’i‘an ikrâr u i‘tirâf eyledikde gıbbe’t-tasdîk ve’t-taleb işbu vesîka-i enîka alâ-mâ-hüve’l-hakīka ber-sebîl-i temessük imlâ olunup yed-i tâlibe def‘ olundu ki lede’l-iftikār izhâr edip mâhî-i iştibâh ve ihtilâf ve hakkâk-ı hurûf ihtimâl-ı hilâf vâki‘ ola.

Cerâ ve hurrire fi’l-yevmi’s-sâni ve’l-ışrîn min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene ihdâ ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Câmi‘ü’l-mehâmid ve’l-mefâhir Anber Ağa er-reisü fî-Sarâyı atîk, iftihârü’l-müderrisîni’l-kirâm Mevlânâ Abdürrauf el-Arabî, Receb Çavuş b. Hasan el-kā’idü’s-sultânî, Ali Bey el-nevvâbü’l-hakānî, Ferruh Bey b. Abdullah es-serrâc, el-Hâc Pervâne el-bevvâbü’s-sultânî, Mehmed Bey el-bevvâbü’s-sultânî, Bayezid b. Abdullah ve gayruhüm.