.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 444
Hüküm no: 390
Orijinal metin no: [126b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Seltane bt. Yasef adlı Yahudinin Sarı Demirci mahallesindeki Haremeyn Vakfı’na ait harap evi kendi parasıyla yeniden yapması ve masrafın keşfi

Haremeyn-i Muhteremeyn Vakfı’na bi’l-fi‘il mütevellî olan fahrü’l-akrân Ömer Bey b. Mustafa meclis-i şer‘-i şerîfde menzil-i âti’z-zikre vâzı‘atü’l-[yed] idiği tarîk-i şer‘î üzere sâbit olan Seltane bt. Yasef nâm Yahudiye muvâcehesinde üzerine takrîr-i da‘vâ edip mezbûre Seltane vakf-ı mezbûrdan mahrûsa-i İstanbul’da Sarı Demirci mahallesinde vâki‘ bir tarafı Aynî Hatun Vakfı ve bir tarafı Musa nâm Yahudi mülkü ve bir tarafı kenîse-i Yahud ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd tûlen ve arzen bi-hesâb-ı şatrancî bennâ zirâ‘ıyla yüz altmış zirâ‘ arsa üzerinde olan vakıf menzilin bazı yerinin meremmet-i cüz’iyesine bir mikdâr akçe harc u sarf etmekle ecr-i mislinden noksân senevî beş yüz akçe mukāta‘a ile tasarruf etmeğin vakfa gadr etmişdir, suâl olunup takrîri tahrîr ve üzerine varılıp vech-i muharrer üzere meremmetine sarf ettiği meblağ şey’-i kalîl ve arsasıyla binânın kıymeti kesîr olduğu takdîrce mukāta‘ası ref‘ olunup ecr-i misli ile îcâr olunması matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl merkūme Seltane cevâbında kadîmi vakfın mâlıyla olan menzil mürûr-ı eyyâm ile harâb olmağın nice zamân hâli ve mu‘attal kalıp nıkzının beş bin akçeye tahammülü yoğiken mücerred nıkzı için himâyeten vakfa sekiz bin akçe verip küllen ve bazen vakfın bir nesnesi bâkī kalmadıkdan sonra arsası vech-i mübeyyen üzere tasarrufumda olduğu ecilden vech-i âti’t-tafsîl üzere mecmû‘u altmış altı bin dört yüz kırk akçe harc u sarf edip mülküm olmak üzere işbu müşâhede olunan menzili ihdâs ettim deyu cevâb vericek, gıbbe’l-istintâk mütevellî-i mezbûr menzil-i mârru’z-zikri vech-i muharrer üzere kendi mâlıyla ihdâs ettiğin münkir olmağın mezbûre Seltane’den takrîrine mutâbık beyyine taleb olundukda udûl-ı Müslimînden olup kutbü’l-ârifîn zahrü’l-vâsılîn Üsküdarî Şeyh Mahmud Efendi dervişlerinden el-Hâc Mustafa Dede b. Şa‘ban ve Ahmed Dede b. Nasuh ve Mustafa Efendi b. Nurullah ve el-Hâc Ali Dede b. Şa‘ban nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-vâki‘ menzil-i mezbûr mürûr-ı eyyâm ile harâb olmağın nice zamân hâli ve mu‘attal kalıp minvâl-i meşrûh üzere nıkzının beş bin akçeye tahammülü yoğiken mücerred himâyeten nıkzı için vakfa sekiz bin akçe verip bir vechile vakfın arsadan gayrı şeyi kalmadıkdan sonra el-ân mu‘âyene olunan menzili mezbûre Seltane mülkü olmak üzere kendi mâlıyla ihdâs eyledi, biz bu husûsa şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyu edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâkı‘a oldukdan sonra arsa-i merkūme ile ebniye-i mesfûrenin sarf olunan meblağ-ı mersûma tahammülü keşf ve tahrîr olunması bâbında bi’t-taleb kıbel-i şer‘den Mevlânâ İbrahim Çelebi b. Ebîbekir ve hâssa mi‘mârlardan Üstâd Hasan Çelebi b. Hüseyin ve Ali Bey b. Halil irsâl olunup anlar dahi zeyl-i kitâbda isimleri mastûr ebniye ve sukūfa vukūfu olan bî-garaz Müslimîn ile üzerine varıp mu‘âyene ettiklerinde fi’l-hakīka menzil-i mezbûrun tûlen ve arzen bi-hesâb-ı şatrancî yüz altmış zirâ‘ tahta döşemesine altmışar akçeden dokuz bin altı yüz akçe ve yine tûlen ve arzen şatrancî hesâbı üzere iki yüz elli iki zirâ‘ sakfına altmışar akçeden on beş bin yüz yirmi akçe ve tûlen ve kadden bi-hesâb-ı şatrancî iki yüz otuz dört zirâ‘ dolma duvarına otuz beşer akçeden sekiz bin yüz doksan akçe ve on iki penceresine ikişer yüz akçeden iki bin dört yüz akçe ve on aded camlarına ikişer yüz yirmişer akçeden iki bin iki yüz ve dört aded kafeslerine altmışar akçeden iki yüz kırk akçe ve dört aded masandı[ra]sına altı bin akçe ve iki sofasına bin beş yüz akçe ve bir rafına iki yüz akçe ve iki dolabına ikişer yüz akçeden dört yüz akçe ve bir ocağına bin iki yüz akçe ve bir nerdübânına yüz altmış akçe ve bir matbah ve fırın ve ocağına ve tahta perdesine ve dolmasına cümle sekiz bin akçe ve yüz aded tahta perdesine on ikişer akçeden bin iki yüz ve tûlen ve kadden bi-hesâb-ı mesfûr iki yüz zirâ‘ mahlût taş duvarına kırkar akçeden sekiz bin akçe ve harâbe büyük nerdübânına bin akçe cem‘an menzil-i mezbûra zikri sebk ettiği üzere altmış altı bin dört yüz kırk [akçe] harc u sarf olunduğu mu‘âyene ve müşâhede olunup bu mertebeye tahammülü vardır, bundan noksân ile kābil değildir, arsa-i mezbûrenin kıymeti ancak on altı bin akçedir ve zikr olunan mukāta‘anın mislidir deyu bi’l-ittifâk haber verdiklerin mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehû meclis-i şer‘a gelip haber vermeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Hurrire fî-evâhiri Cemâziyelâhir li-sene erba‘a ve selâsîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Mustafa Bey b. Yusuf el-bevvâb, Mevlânâ Halil Efendi el-müderris, Osman Efendi b. Yasin, Mevlânâ Abdülhalim Çelebi b. Şeyh Mehmed, Siyavuş b. Abdullah.