.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Evkaf-ı Hümâyûn Müfettişliği 1 Numaralı Sicil (H. 1016-1035 / M. 1608-1626)
cilt: 45, sayfa: 495
Hüküm no: 446
Orijinal metin no: [141a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Dülbentçi Hüsam mahallesinden Abdulkadir Ağa b. Mustafa ed-Destarî’nin evini vakfetmesi

Hamd-i bî-had ve şükr-i lâ-yu‘ad ol vâkıf-ı hâl-i ins ü cân ve râzık-ı her dû-cihân hazretlerinin dergâh-ı akdeslerine mahsûr ve bârgâh-ı mukaddeslerine maksûrdur ki, nüsha-i insânı ketm-i ademden ebda‘-i üslûb üzere ibdâ‘ ve ahsen-i takvîm üzere ihtirâ‘ eyleyip dâr-ı cinânı a‘mâl-i hisân erbâbına lütf u ihsân eyledi ve salâtu ve selâm-ı nâ-ma‘dûd ve midhat ve senâ-yı amîmü’l-vurûd ol seyyid-i kâinât ve mefhar-i mevcûdât mihr-i sipihr-i şeref dürr-i yetîm-i Kureyşî-sadef habîb-i ilâh Muhammed Resûlullâh hazretlerinin merkad-i pâklerine nisâr ve ravza-i ıtırnâklarına îsâr olunur ki, nûr-ı münîri bâ‘is-i îcâd-ı levh u kalem ve mûceb-i tekvîn-i sahâif-i âlemdir ve dürer-i rıdvân-ı ilâhî ve rahmet-i rahmân-ı nâ-mütenâhî âl ve evlâd-ı kirâm ve ashâb [ve] ahfâd-ı zevi’l-ihtirâmları meşâhir-i aliyye ve merâkıd-ı seniyyelerine iblâğ olunur ki, herbiri ednâs-ı beşeriyetden berî ve mesâlik-i necât ve memâlik-i ref‘-i derecâtın rehberi mütevellî-i cihât-ı dîn-i metîn ve nâzır-ı evkāf-ı şerî‘at-ı seyyidü’l-mürselîndirler ammâ ba‘d, bu kitâb-ı nisâbın tahrîrine bâ‘is u bâdî ve bu hitâb-ı müşgîn-nikābın tastîrine hânî? ve nâdî oldur ki, Dârü’s-saltanati’s-seniyye Kostantıniyyeti’l-mahmiye mahallâtından Dülbendçi Hüsam mahallesinde sâkin sâhibü’l-hayrâti’l-mutfiyyi lehebe’n-nîrân ve râgıbetü’s-sadakāti’l-müsekkineti gazabi’r-rahmân fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Abdulkadir Ağa b. Mustafa ed-Destârî tarafından vakf-ı âti’z-zikri ikrâra ve da‘vâ-yı rücû‘a vekîl olup ve İdris Ağa b. Abdullah ve Salih Halîfe b. Hasan kimesneler şehâdetleriyle şer‘an sâbite olan fahrü’l-akrân Mehmed Ağa b. Hüseyin el-Cündî meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde vakf-ı âti’l-beyânı tescîl ve lâ-büdde minhû olan dakīk ve celîl için mütevellî nasb olunan Hüseyin Bey b. Abdullah muvâcehesinde ikrâr u i‘tirâf edip müvekkilim mûmâ-ileyh Abdulkadir Ağa’nın silk-i mülkünde münselik olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı el-Hâc Ahmed el-Tabbâh mülkü ve bir tarafı Dader v. Serkis Ermeni mülkü ve iki tarafı tarîk-i âm ile mahdûd iki bâb tahtânî evleri ve bir dükkânı ve sundurması ve zîr-i zemîni ve bi’r-i mâ’î ve muhavvatayı müştemil olan mülk menzilini cümle-i tevâbi‘ ve levâhıkıyla vakf ve habs edip şöyle şart eyledi ki, menzil-i mesfûrun süknâ ve tasarrufu vâkıf-ı mûmâ-ileyh mâdemki hayâtda oldukça yedinde ola ve ba‘de vefâtihî evlâdına ve evlâd-ı evlâdına meşrût olan ve ba‘de’l-inkırâz vâkıf-ı mûmâ-ileyh efâzallâhü te‘âlâ sicâle efzâlihî aleyhimin vâlideleri fahrü’l-muhadderât Belkıs Hatun bt. Abdullah sâkine olup kendi mâlıyla ta‘mîr ve termîm eyleye ve ba‘de vefâtihâ sâlifü’z-zikr menzilin süknâsı vâlidesi müşârun-ileyhâ Belkıs Hatun’un evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına neslen ba‘de neslin ve fer‘an gıbbe aslin meşrût ola ve ba‘de’l-inkırâz menzil-i sâlifü’z-zikr Haremeyn-i Şerîfeyn mütevellîsi yediyle îcâr olunup hâsıl olan icâresi her re’s-i senede Hazret-i Resûl-i Ekrem -sallallâhü te‘âlâ aleyhi ve sellem- hüddâmına irsâl oluna deyu şart eyledikden sonra vâkıf-ı mûmâ-ileyh menzil-i mezkûru fâriğan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûra teslîm edip ol dahi vakfiyet üzere kabz ve tesellüm eyledi dedikde vekîl-i merkūmu mütevellî-i mezbûr cümle kelimâtında bi’l-müvâcehe tasdîk ve tahkīk [141b] ettikden sonra vekîl-i merkūm kelâmını semt-i âhara sârif olup vech-i me’lûf ve meşrû‘ üzere da‘vâ-ı rücû‘ edip vakf-ı akār İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı akdem sirâcü’l-ümme muktedâyi’l-eimme Ebû Hanife Numan Sâbit el-Kûfî -cûziye hayrel-cezâ ve kufiye- katında lâzım olmayıp menzil-i mezkûru müvekkilim vâkıf-ı mûmâ-ileyhin mülküne red murâd ederim deyu istirdâd edicek, mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba mutasaddî olup eğerçi vakf-ı akār o imâm-ı celîlü’l-mikdâr katında lâzım olmayıp lâkin vakf-ı akār imâmeyn-i hümâmeyn-i bedreyn-i tamâmeyn katlarında sahîh ve lâzımdır deyu redden imtinâ‘ etmeğle beynlerinde nizâ‘ vâki‘ olmağın sadr-ı kitâb hurşîd-i tâbda tevkī‘-i vakī‘i ve hatt u hatem-i refî‘i vâki‘ olan hâkim huzûrunda murâfa‘a olduklarında gıbbe’t-te’emmüli’t-tesâduk ve’n-nazari’l-lâyık hâkim-i mûmâ-ileyh cânib-i mütevellîde rüchân-ı celî müşâhede edip cânib-i vakfa nazar ve mennâ‘ü’l-hayr zümresine ilhâkdan hazer edip ol iki imâm-ı celîlü’ş-şân ve celiyyü’l-burhân mezheb-i şerîfleri üzere menzil-i mezkûrun vakfiyetinin sıhhat ve lüzûmuna alâ-vechi’l-mütehâsımeyn hükm edip vakıf sahîh lâzım lâzib olup min-ba‘d nakz ve nakzına mecâl muhâl ve ihlâl ve ibtâli mümteni‘ü’l-ihtimâl oldu. “Fe-men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm, cerâ zâlik ve,

Hurrire fî-yevmi’l-hâmis min-Saferi’l-hayr li-sene sitte ve selâsîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Fahrü’l-eimmeti’l-kirâm Mahmud Efendi b. Ali, el-Hâc Ahmed Ağa b. Muharrem, Yusuf Ağa b. Bayezid, Ahmed b. Kasım, İdris Ağa b. Mehmed, Salih Efendi b. ( ) el-müezzin, el-Hâc Ali b. Abdülmennan, el-Hâc Mehmed Efendi, Ahmed b. Murad, Üstâd Süleyman b. Abdi, Mehmed Çelebi b. ( ) el-cündî, Ali Bey b. Abdullah el-bevvâb ve gayruhüm.